20.08.2013
Yazar: Prof. Dr. Selahattin ÇELEBİ
Şubat
25'i Şubat 26'ya bağlayan gece tarihin en utanç verici olayının yaşandığı
gecedir. Bu gece Ermeni çapulcuları Azerbaycan'ın Hocalı kentine
girerek bine yakın masum sivili katletmişlerdi. Yaşlı kadın, gebe, çocuk gözetmeden önüne geleni öldürmüşlerdi. Gebe kadının karnındaki bebeyi dışarı çıkarıp kadının karnına taş koyacak kadar kudurmuşlardı. Bırakın insanlar arasında, yabani hayvanlar arasında bile bu kadar vahşi bir olay yaşanmamıştır. Bu olaylar medeni dünyanın gözleri önünde 1990'lı yıllarda olmuştur. Dikkat edin 1900'lü yıllarda değil, görsel kaydedicilerin olmadığı yıllarda değil. Her türlü olayı görsel olarak tespit edebilecek modern dünyada bu vahşet yapılmıştır.
girerek bine yakın masum sivili katletmişlerdi. Yaşlı kadın, gebe, çocuk gözetmeden önüne geleni öldürmüşlerdi. Gebe kadının karnındaki bebeyi dışarı çıkarıp kadının karnına taş koyacak kadar kudurmuşlardı. Bırakın insanlar arasında, yabani hayvanlar arasında bile bu kadar vahşi bir olay yaşanmamıştır. Bu olaylar medeni dünyanın gözleri önünde 1990'lı yıllarda olmuştur. Dikkat edin 1900'lü yıllarda değil, görsel kaydedicilerin olmadığı yıllarda değil. Her türlü olayı görsel olarak tespit edebilecek modern dünyada bu vahşet yapılmıştır.
Bu Pazar (26.02.2012)
Taksimde yüz bine yakın duyarlı insan bu zulmü vahşeti kınarken bütün Türk
şehirlerinde az çok sayıda Türk insanı unutmama ve kınama mitingleri yapmıştır.
Böyle duyarlı insanlara ve saygı değer iç işleri bakanımıza candan şükranlarımı
arz ediyorum. Fakat bugünkü Türk medyası çok hafife aldı (Bengü Türk Tv hariç).
Bu durum çok iç acıtıcıdır. Bundan yüz yıl önce 1915’de görsel basınla sabit
olmayan sadece iddiaların olduğu bir olayı bu kadar abartarak gündemde tutan
Türk medyası Hocalı katliamını gündemde tutmada çok isteksiz davranmıştır.
Niye
böyleyiz neden böyle olduk hep üzerimize suç isnat ediyoruz da bize karşı
işlenen suçları hemen unutup affediyoruz. O kadar iyiyiz ki ülkemizde yaşayan
azınlıklar bize hakaret edebiliyorlar, eleştiriyorlar, suçluyorlar çok ağır
suçları üzerimize isnat ediyorlar. Hepimiz Ermeni’yiz afişinden kimse tedirgin
olmuyor, hepimiz Türk’üz sloganından tedirgin oluyorlar. “Hrant'ı, 1915'i
unutmadık unutturmayacağız” sloganı ırkçı olmuyor, “650 Hocalı Türkünü
unutmadık” sloganı ırkçı oluyor. Hem de öz be öz Türk yurdunda. Fransa'da,
Belçika'da, bütün Hristiyan dünyasındaki sloganlar “1915'i unutmadık
unutturmayacağız, katil Türkler, faşist Türkler” dir. Oralarda Türklerin
aleyhinde olan her şey serbest, buna karşılık bu ülkelerde Türklerin, Türkiye’nin
lehine fikir beyan etmek, sessiz yürüyüş bile yapmak kanunen yasak. Bunu
başardılar.
Şimdi
de Türkiye'de öz vatanımızda. Evimizde yatağımızda Hocalıyı, Ağdamı, Kelbecer’i
Karabağ’ı, Ermenilerin yaptığı Erzurum katliamını, Van katliamını konuşmayı
bile ırkçılık olarak görüyorlar, gösteriyorlar. Sadece bugünkü (27.02.2012)
gazetelerden birinde bir köşe yazısının başlığını örnek vereceğim. Yetvart
Danzikyan isimli bir köşe yazarının yazı başlığı '' İstanbul'da tedirgin Pazar
''. Sayın Danzikyan böyle bir başlıklı gazete yazısından 18. asırda Türk yurdu iken
bugün Ermeni başkenti olan Erivan'dan sadece ve sadece bir örnek getir. Bütün
iddialarını kabul edelim.
Çok
safız çok temiz bir milletiz. Bu saflık bu temizlik size de o yazıları
yazabilme özgürlüğünü vermektedir. Sağ olun yüce Türk milleti, sağ olun Sayın
İçişleri bakanımız İdris Naim Şahin sizin bu temizliğiniz Yüce milletimizi ve
bizimle beraber yaşayan azınlıkları özellikle Ermenileri dünya durdukça özgür
ve barış içinde yaşatacaktır.