Sinan
Meydan'ın Kendi Kaleminden.
Cumhuriyet
düşmanlarının palavraları bitmiyor: şimdi de kulaktan kulağa yaydıkları yeni
bir yalan dolaşıyor her yerde: neymiş! 2023'te Lozan Antlaşması sona erecekmiş!
Lozan Antlaşması'nda petrolleri ve madenleri çıkarıp işletme hakkımız elimizden alınmış
mış! 2023'ten sonra bu hakka kavuşacak mışız! Tamamen kuyruklu yalan.
Birincisi:
Lozan
Antlaşması "son kullanma" tarihi olan bir anlaşma değildir. Lozan Antlaşması,
Türkiye Cumhuriyeti’nin "tapusudur" ve Türkiye Cumhuriyeti var
oldukça var olacaktır. ( yakın tarihin en uzun süredir devam eden
anlaşmasıdır). Kurtuluş savaşı ile Türkiye'yi bölüp parçalamayı amaçlayan Sevr Antlaşması'nı
yırtıp tarihin çöp tenekesine atan Atatürk ve arkadaşları onun yerine Türkiye'nin
"tam bağımsızlığını" tüm dünyaya tescil ettiren Lozan Antlaşması'nı
onaylamışlardır. (Lozan'ın eksiklerinin yüzde doksanını (Lozan'da elde
edemediklerimizi) Atatürk ölmeden önce tamamlamıştır.) Lozan'ın "son
kullanma tarihi" olduğunu iddia edenler ve bu salakça iddialarına taraftar
toplamaya çalışanların amacı Türkiye Cumhuriyeti'ni bölüp parçalamaktır. Lozan'dan
rahatsız olanların yeniden Sevr hayali gören Türkiye Cumhuriyeti düşmanları
olduğu unutulmamalıdır.
İkincisi:
Lozan'da
"gizli protokol" diye birşey imzalanmamıştır. Bu "İngiliz
istihbaratının Türkiye görevlisi" olan Kadir Mısıroğlu adlı Türkiye Cumhuriyeti
düşmanı "yobazın" uydurmasıdır.
Üçüncüsü:
Lozan'da
"petrollerin ve madenlerin 2023'e kadar çıkarılmaması" diye bir madde
de yoktur. Nitekim 1923-1950" arasında Türkiye Cumhuriyeti madenlerini
çıkarmış, işlemiş ve satmıştır. Bu amaçla bizzat Atatürk etibank'ı
kurdurmuştur. Maden tettik arama enstitüsü (mta) nın kuruluş amacı da madenleri
bulup, çıkarmaktır. Türkiye Atatürk döneminde maden sanayine dayanan ağır
demir-çelik sanayini kurmuştur. Örneğin karabürk demir çelik kombinası
kurulmuştur. Türkiye Atatürk döneminde, bazı madenlerin çıkarılıp işlenmesi
konusunda dünya liderliğine yükselmiştir. Bazı madenlerin çıkarılıp
işlenmesinde artış yüzde 600 kadardır. (bu konuda ayrıntılar için bkz. Sinan
meydan, akl-ı kemal, 3. Cilt)
Dördüncüsü:
Türkiye
petrol ve maden konusunda 1950-1960 arasında Adnan Menderes'in Demokrat Partisi
döneminde ABD'ye büyük tavizler vermiştir. 1950-1960 yılları arasında Adnan Menderes'in Demokrat Partisi'nin ABD ile imzaladığı sayısız ikili anlaşma ile
(bunların bazıları yazılı bile değildir, sözlüdür) Türkiye birçok madenlerinin
ve petrollerinin çıkarılıp işletilmesini abd'ye bırakmıştır. Demokrat Parti'nin
ABD ile imzaladığı 1954 tarihli petrol anlaşması Türkiye'nin petrol aramasını
ve bulduğu petrolü işlemesini abd onayına bırakmıştır. Bu anlaşma ile petrollerin özelleştirilmesinin de önü açılmıştır. İnönü, bu anlaşmayı "Kapitülasyon Anlaşması" diye adlandırmıştır.
Son
söz:
Sonuç
olarak: 1923 tarihli Lozan Antlaşması Türkiye'nin bağımsız olmasını sağlamış,
1950-1960 arasında Adnan Menderes'in Demokrat Partisi'nin ABD ile imzaladığı
sayısız ikili anlaşma ise Türkiye'nin yeniden bağımlı olmasını sağlamıştır. (Bu
konuda bütün ayrıntılar akl-ı kemal, 3. Cilt adlı kitabımdadır)
Düşündürücü
olan nokta:
Türkiye
Cumhuriyeti düşmanlarının gerçeği adeta tersyüz ederek, yalan yazarak, yalan
söyleyerek genç kuşakları kandırmayı başarmış olmalarıdır. Her duyduğuna inanan
"Facebook ve Twitter budalası" genç kuşakların da bunda katkısı yok
değildir hani...
Yazık!...
Çok yazık!...
Bu
Lozan yalanlarını söyleyen yalancılarla fena halde dalga geçen bir yazı için
linke tıklayınız. (lütfen linkteki bu yazıyı sonuna kadar okuyunuz. Yoksa fena
halde yanlış anlarsınız!) Http://www.haberturk.com/…/761647-iste-Lozanin-gizli-maddel…
Sinan
Meydan (15 ekim 2012)
İNTERNETTEN