Nuray KAYADİBİ
Tarihî geçmişi çok eskilere dayanan
Makedonya çok uluslu ve çok kültürlü ve bir yapıya sahiptir. Bir kültür mozaiği
olan Makedonya’da Türklerin varlığı 4. yüzyıldan itibaren görülmektedir. 14.
yüzyılda bu coğrafya bütünüyle Osmanlı hâkimiyetine girmiştir. 540 yıllık bir
hâkimiyetin ardından Balkan Savaşları neticesinde Makedonya toprakları
kaybedilmiştir. Çeşitli baskılarla Türkler bu topraklardan göç etmek zorunda
bırakılmıştır. Gitgide Türk nüfus azalmış ve Türkler azınlık durumuna
düşmüştür.
Makedonya’da Türkçe eğitimin Türklerin
varlığı ile birlikte başlamış olduğunu söyleyebiliriz. Osmanlı fethetmeyi
düşündüğü bölgelerde tekkeler kurar ve bu tekkeler zamanla bir eğitim ve kültür
merkezi hâline gelirmiş. Makedonya’da da Türkçe eğitim veren birçok eğitim
merkezi, okul açılmıştır. Bölgede uzun yıllar Türkçe eğitim devam etmiştir.
Balkan Savaşları ile Türkçe eğitim konusunda ciddi sıkıntılar yaşanmıştır.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra rahat bir nefes alınsa da Türkçe eğitim
konusunda birçok sorun ile karşılaşılmıştır.
Tito’nun ölümü ve Yugoslavya’nın
dağılması ile bağımsızlığını ilan eden Makedonya Cumhuriyeti’nde bugün Türkçe
eğitim hakkı yasal düzenlemeler çerçevesinde devam etmektedir. Makedonya
Anayasa’sına göre Türkler “millet” olarak kabul edilmekte ve azınlık statüsünde
bulunan Türklerin Türkçe eğitim görme hakları bulunmaktadır.
Makedonya’daki Türk çocuklara ana dili
ile eğitim verilmektedir. Fakat her Türk öğrenci ana dili ile eğitim
görememektedir; bazı öğrenciler Makedonca ve Arnavutça eğitim veren okullara gitmektedir.
Türkçe eğitim görenler ise dil becerilerinin geliştirilmesi bakımından birçok
sorunla karşılaşmaktadırlar. Makedonya’daki Türk öğrenciler için iki dillilik,
çok kültürlülük söz konusudur. Böyle bir ortamda ana dili becerilerinin
geliştirilmesi açısından sıkıntılar ortaya çıkmaktadır.
Makedonya’ya ilk gidişim fakültemizin
İştip Gotse Delçev Üniversitesi Filoloji Fakültesi Türkoloji Bölümüne kitap
bağışı yapması sebebiyledir. Çeşitli panellere de katıldığımız bu ziyarette
Makedonya’da Türkçe eğitim ile ilgili sorunlar dikkatimizi çekti. Yaptığımız
taramalar sonucunda bu konuda yapılmış çalışmaların olmadığını tespit ettik.
Makedonya’da Türk dili, edebiyatı, kültürü, mimarisi ve diğer birçok konu
çalışılmıştır fakat Türkçe eğitim konusunda kayda değer bir çalışma
görülmemektedir.
Bu gözlemler sonucunda doktora tez
konumu “Makedonya’da İlköğretim Okullarında Türkçe Eğitimi” olarak belirledik.
Yüzyıllar boyunca Türkçe konuşulan bu topraklarda Türkçe eğitimin sorunlarına
çözüm bulup bu alana katkı sağlayabilirsek ne mutlu bize deyip yola çıktık…
Çalışmaya başladıktan sonra maalesef
şunu gördük ki Türkiye’de yaşayan birçok vatandaşımız Büyük İskender’in ülkesi
olarak bilinen Makedonya’da Türklerin yaşadığından, Türkçe konuşulduğundan,
Türkçe eğitim görüldüğünden habersiz. Bu topraklarda Türkçe eğitime katkı
sağlamak yanında “Makedonya’da Türkçe konuşuluyor, Türkçe eğitim var.”
bilgisini yaymak da hedefimiz oldu.
Vardar’ı süsleyen Taş Köprüsü ile
meşhur başkent Üsküp’ten başlayarak Kalkandelen, Gostivar, Kırçova, Ohri,
Struga, Debre ve Resne’deki ilköğretim okullarında Türk öğrencilerinin dil
becerilerine (okuduğunu anlama, dinlediğini anlama, konuşma, yazma) yönelik
uygulamalar yaptım. Bu uygulama çalışmalarım esnasında gittiğim her yerde
sıcakkanlılıkla, güler yüzle karşılandım.
Türkiye, bölgedeki Türkler için çok
önemli, büyük bir destek… Öğrenciler tam bir Türkiye aşığı, “Öğretmenim, bizi
de giderken Türkiye’ye götürün.” cümleleri hâlâ kulaklarımda… Üsküp’e bağlı
Koliçani köyündeki öğrencilerin hep birlikte söyledikleri “Andımız”… Ne mutlu
Türk’üm diyene!
İştip, Köprülü, Valandova, Radoviş
gibi doğu bölgelerde de Türkler yaşıyor. Fakat Doğu Makedonya’da batıya nazaran
şartlar daha farklı. Yaşam koşullarının da zor olduğu Makedonya’nın doğusunda
Türkçe eğitim sadece ilkokullardaki seçmeli Türkçe dersi ile sınırlı, Makedonca
eğitim veriliyor buradaki okullarda. Öğrenci isterse Türkçe dersini seçiyor.
2008 yılında program değişmiş ve
ilköğretim okulları sekiz yıldan dokuz yıla çıkarılmış. Bu değişikliğin karmaşası
hâlâ etkisini hissettiriyor. Program değişmiş, kitaplar değişmiş ve öğretmenler
durumdan memnun değil. Programı uygulamakta sıkıntı yaşadıklarını
belirtiyorlar. Materyal, kaynak kitap sıkıntısı yaşanıyor. Her öğrenci için
bilgisayar var ama kullanılacak dijital materyal yok.
Uydu yayını ile Türk televizyon
kanalları izleniyor. Bu durum Türkçe öğrenimine ve özellikle konuşma
becerisinin gelişimine katkı sağlıyor. Standart Türkçe yani İstanbul ağzı Türk
televizyon kanalları ile pekiştiriliyor. Rumeli ağzının buradaki insanlara ayrı
bir güzellik kattığını da özellikle belirtmek isterim…
Türklerin gittiği bazı okullarda
bölgedeki etnik nüfusa bağlı olarak farklı dilde eğitim verilen sınıflar
bulunuyor. Kimi okulda üç farklı dilde (Türkçe, Makedonca, Arnavutça) kimi
okulda iki dilde eğitim veren farklı sınıflar var. Bazı okullarda ise sadece
Türkçe eğitim veriliyor. Üsküp’te bulunan Tefeyyüz İlköğretim Okulu tek dilde
eğitim veren ve geçmişi çok eskiye dayanan bir okul. Üsküp’e bağlı Pomak
Türklerinin yaşadığı Koliçani köyündeki Mustafa Kemal Atatürk İlkokulunda da
tüm sınıflarda Türkçe eğitim veriliyor. Bu okuldaki öğrencilerin aileleri ise
Türkçe bilmiyor, Makedonca konuşuyorlar. Tek dilde eğitim verilen okullardan
biri de Debre’ye bağlı Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi’nin köyü olan Kocacık
köyü… Bu köyde bulunan çocuklar yalnızca Türkçe biliyorlar, Makedonca
bilmiyorlar. Lise çağına gelen öğrenci köyün dışına çıktığı zaman Makedonca
öğreniyor.
Makedonya’da Türkçe ders verecek
öğretmen konusunda da sıkıntı var. Pedagojik açıdan yeterli Türkçe eğitim
verilmeden öğretmen adayları mezun oluyor. Değişim programları ile Türkiye’deki
değerli hocalarımız Türkoloji bölümlerine misafir öğretim elemanı olarak katkı
sağlamaya çalışıyorlar.
Özetle, Makedonya’da program, ders
kitabı, kaynak kitap ve öğretmen açısından sıkıntılar yaşanmaktadır. Bu
sıkıntıların en kısa zamanda giderilmesi önem arz etmektedir. Belki de
büyükelçilikte bir eğitim müşavirinin olmaması en büyük sorun olarak
belirtilebilir. Makedonya’daki Türk çocukların ana dili gelişimi kimlik
gelişimi açısından çok önemlidir. Hem yaşadığı topluma uyum sağlayacak hem de
Türk kültürünü, Türk dilini bu topraklarda yaşatacak nesillerin ana dili
eğitimini destekleyecek çalışmaların titizlikle yapılması gerekmektedir.
.