-Bütün Türk Edebiyatı'nı terazinin bir gözüne, Dede Korkut'u
öbür gözüne koysanız, yine Dede Korkut ağır basar. Ordinaryüs Prof. Mehmet Fuad
Köprülü (Türk Edebiyat Tarihi'nin en büyük âlimi)
***
-Dede Korkut, Türkçe'nin mukaddes kitabıdır. Bütün Türk
Dünyası'nın en büyük kültür varlığıdır.
Prof. Dr. Muharrem Ergin
***
-Dede Korkut'u okudukça kendimi tanıdım. Dünyanın en ihtişamlı
kültürüne, en soylu yaşamına sahip olan özümle tanıştım.
Hayrullah Kaya
***
Dede
Korkutun 570-632 yılları arasında yaşadığı rivayet edilmiştir. Oğuzların Kayı
veya Bayat boylarından geldiği, hem geçmişten ve hem de gelecekten haber veren
olarak da bilinen Dede Korkut rivayetleri ile günümüze kadar ulaşmıştır.
Dede
Korkut, tüm Türk kavimlerinin atasıdır ve dâhisidir. Türk destanlarında ve halk
hikâyelerinde, Dede Korkut adına ve onun mucizevi sözlerine rastlamak her zaman
mümkündür. Türk hükümdarlarının akıl hocası ve veziri olduğu bilinen Dede
Korkut, bütün Türklüğün yegâne temsilcilerinden ve bugün de yaşatılmaya
çalışılan atalarındandır.
Destan
özellikli pek çok halk kahramanının mücadeleleri anlatılan Dede Korkut
hikâyelerinde; güzel ve hikmetli sözler, Türklerin tarihine ait rivayetler, han
ve beyler hakkında methiyeler, Türk töresine ait pek çok konular işlenerek,
iyilere övgü kötülere eleştiri vardır.
“Dede
Korkut Kitabında (Dede Korkut ala Lisan-i Taife-i Oğuz han Oğuzların Diliyle
Dede Korkut Kitabı) 12 destan özellikli hikâye yer alır ve bu kitap, İslam
öncesi ve sonrasında Türklerin yaşayışını, dilini, tarihini, edebiyatını ve
kültürünü içerir. Akıcı ve halkın kullandığı Türkçe ile yazılmış olan bu kitap;
gerçek bir şaheserdir. Kitapta, “Dede” ve “Ata” olarak geçen ve “Korkut Ata”
olarak da bilinen Dede Korkut, Türkmen, Kazak, Özbek ve Kara Kalpak boyları
arasında bu adlarla bilinmektedir. Türk dünyasının bilge atası olan Dede Korkut
ve onun hikâyelerinde; Türk toplumunun savaşları ve barışları ile birlikte,
aile ve eğitim yapısıyla üstün ahlak ve karakter sağlamlığına dikkati çeker.
Türk milletiyle özdeşleşmiş olan doğruluk, sözünde durmak, mukaddes değerler
uğruna ölmek gibi çeşitli karakterler, hikâyelerin ana temasıdır. Dede Korkut
hikâyelerindeki tüm kahramanların aile ve insan sevgisini ön planda tutması,
millet olarak ahlak ve yaşam anlayışımızı göstermesi bakımından önemlidir.
Kahramanların çoğu gençtir ve mutlaka bir yiğitlik gösterdikten sonra ad
verilir. Pek çoğumuz biliriz, Dirse Han oğlu bir boğayı öldürünce Dede Korkut o
gencin adını “Boğaç” koyar ve onu şan, şeref, mal ve rütbe ile ödüllendirir.
Dikkat edilirse, hikâyelerde, gençliğe son derece önem verilmekte, onların,
ailesine, milletine ve devletine bağlı, cesur ve çalışkan olmalarına işaret
edilmektedir.
Dede Korkut
hikâyelerinde özellikle göçebe Oğuz Türklerinin tabiat şartlarına karşı
dirençleri, düşmanlarına karşı sürekli üstünlüğü ve birlik şuurundan doğan
kuvvetlilikleri dikkati çeker. Korkut Ata olarak saygı gören Dede Korkutun
hikâyeleri yaşlı ve bilginlere büyük değer verildiğini de göstermesi açısından,
son derece önemlidir. Doğum, din ve ölüm düşüncesi, hayatin her anında
kendisini gösterir. Bugün Dede Korkut ve onun hikâyelerinden ve
destanlarımızdan alacağımız önemli dersler vardır. Fertler arasında saygı,
sevgi, karşılıklı hoşgörü ve mertlik bunların başında gelmektedir. Dede Korkut
aslında büyük bir vatanseverdir ve milletinin sonsuza dek güçlü ve mutlu
yaşamasını gerçekleştirme mücadelesi içindedir. Hikâyelerindeki örnek
şahsiyetler olan Bayındır Han, Kazan Han, Bamsı Beyrek, Boğaç Han, Selcen
Hatun, Seğrek ve diğerleri toplumda olması gereken ideal insan karakterlerini
temsil ederler. Bu insanlar, milleti ve vatanı için ölümü göze alan ve tüm
zorlukların üstesinden gelebilen kahramanlardır.
Dede
Korkut, bütün Türk kavimlerinin fert fert kahraman olmasını arzu etmiş olmalı ki,
hikâyelerinde zayıflığa, çaresizliğe ve ümitsizliğe yer vermemiştir.
Rivayetlere göre Onun ölümü bile bilge kişiliğini göstermektedir: Çeşitli Türk
boylarının kanaatine göre o, rüyasında mezarının hazırlandığını görmüş ve
gittiği her yerde öleceği ona rüyasında bildirilmiştir. Seyhun Irmağının Aral
Gölü’ne döküldüğü yerin yakınlarında, ırmağın üzerine hırkasını sererek orada
ruhunu teslim etmiştir. Bugün pek çok yerde onun mezarının olduğu
söylenmektedir. Tıpkı Yunus Emre ve Karaca oğlan gibi milletimiz, onun mezarına
da sahip çıkarak kahramanlarını kendi içinde görmek istemektedir.
Türk ve
dünya edebiyatının şaheserleri arasına giren ve çeşitli tarihi filmlere de konu
olan Dede Korkut Hikâyeleri, insani ve yaşadığı dünyayı tüm özellikleriyle ele
almıştır.
Dede
Korkutun yaygınlıkla bilinen hikâyeleri şunlardır:
-Dirse Han
Oğlu Boğaç Han
-Salur
Kazanın Evinin Yağmalanması
-Kam Büre
Beg Oğlu Bamsi Beyrek
-Kazan Beg
Oğlu Uraz Beg’in Tutsak Olması
-Duha Koca
Oğlu Deli Dumrul
-Kanlı Koca
Oğlu Kan Turali
-Kadılık
Koca Oğlu Yegenek
-Basatın
Tepegöz’ü Öldürmesi
-Begel Oğlu
Emren
-Usun Koca
Oğlu Seğrek
-Salur
Kazanın Tutsak Olması
-Dış
Oğuz’un iç Oguz’a İsyanı
Dede
Korkutun hayatı ve onun hikâyeleri, geçmişten geleceğe uzanan mücadelede
varlığımızın, birliğimizin ve dirliğimizin ne kadar önemli olduğunu ortaya
koymakta, kahramanlık ruhumuzu coşkun bir üslupla dile getirmekte ve geleceğe
ümit ve sevgiyle bakmamızı sağlamaktadır.
Kaynak
Bilinmeyen Türk Tarihi
internetten