TANRI DAĞI’NI BİLİR MİSİNİZ..?


Şiirlerimize, türkülerimize, marşlarımıza taşıdığımız, hiç görmediğimiz halde adını duyunca  içimizi burkan bir güzelliktir Tanrı Dağı.
Tarihte adı geçen, geçmeyen, unutulmuş büyük kahramanlara ait destanların yazıldığı yerlerdir.
Tanrı Dağının en tepesine ulu hakanının ismini verenler, bugün Orta Asya’da bütün heybeti ile mazisini arıyor, 7010 metre yüksekliğiyle Han Tanrı Tepesi ( KhanTengri ) kutsal Tanrı Dağının zirvesinde Türkün şanlı mazisini selamlıyor.
Aral’ın ötesindeki Tanrı Dağının özleminde olan bizler için "Yesi" de "Çimkent" de Uluğ Türkistan'da O Muhteşem Dağ’ın manzarasında bir gün yaşamak ne güzel bir kavuşmadır.
Tanrı dağlarının tepelerinde kar, eteklerinde her rengin kuşağını içinde barındıran yeşillikler vardır. Çoğunluğunu çam, ardıç, şimşir gibi ağaçların kapladığı ormanlar kendine has kokusuyla Tanrı Dağına ayrı bir güzellik ve haşmet verir.
Binlerce yıl çevresinde yaşayıp çoğalan Türkler Tanrı Dağını kutsal bilmiştir. Ne Tanrı Dağının altında ne de üstünde "altın" olmadığı halde bazen bu dağlara  "Altın Dağları" da demiş, içinden çıkan nice kahramanlarına yuva olan bu tepelere ağıtlar yakmıştır. Doğayla içiçe süregelen yaşamlarıyla Türkler, dağların ulaşılamaz devasa haşmetinden etkilenerek nice efsanelere, nice destanlara taşımışlardır bu mekanları.
Türkler ilk medeniyetlerini Tanrı Dağları etrafında kurmuştur.
Eski Türk kültüründe “büyük bir dağa sahip olmayan medeniyetlerin yok olacağı” inancı hakimdi. Asya’nın geniş alanlarına dağılmış Türk boyları efsaneleştirdiği Tanrı Dağına daima kutsal gözle bakmış, tarihten gelen gücünü ve kudretini neredeyse Tanrı Dağından almıştı. Bu gün Oğuz Soyundan gelen Türklerin gönüllerinde “Tanrı Dağı” nedir? Bunu anlayabilmek için önce Türk gibi düşünmek gereği vardır. Tanrı Dağı Türkler için 10 bin yıl boyunca çevresinde yaşadığı sıladır. Bilge Kaan’ın, Kültigin’in Oğuz Kaan’ın, Mete Han’ın ayak bastığı yerdir Tanrı Dağı ve etekleri..
Bugün biz Türklerin içinde bulunduğu en büyük sıkıntı, hiç şüphesiz tarihine küs, geçmişine düşman bir vurdumduymazlıkla mazisine kayıtsız kalmasıdır.
Yüreklerinde bir büyük ülküyü yaşatanlar, ecdadına sahip çıkarak yüceltenler, Tanrı Dağlarının o sisli tepelerine özlem ile bakıyor, en yüksek zirvesi Khan Tengri’ nin heyecanını içlerinde sıcak tutuyorlar. Dağlar acılı insanların meramını sinesinde saklar. Sisli puslu dağlar bilinmez manevi bir güç verir adeta, dağları ardına alanlara.
Tanrı dağları ne kadar uzakta olsa da, Türkün içinde beslediği büyük bir özlem, buram buram kokusuyla bizlere bir ana kucağıdır.
Tanrı dağları bir dilektir. Türkün şerefli mazisinin devasa ispatıdır.
NOT: Han Tanrı Tepesi günümüzde Çin-Kırgızistan-Kazakistan sınırlarının kesişme noktasıdır. Yüksekliği 7.010 metre ile 7.034 metrelik Cengiz Zirvesi'den sonra Tanrı Dağlarının ikinci en yüksek zirvesidir. Bu iki zirve yüksekliğinin birbirine çok yakın olması ve Han Tanrı zirvesinin sivriliği ile daha dikkat çekmesi nedeniyle Han Tanrı Zirvesi tarih boyunca en yüksek zirve kabul edilmiştir.

Suat Zobu



.