Binlerce
yıllık tarihinde Yüce Türk Milletinin feyiz kaynağı olan Türk (Oğuz) Töresine ad
veren, büyük Türk Hakanı Oğuz Kağan´ın babası
Kara Kağan'dı. Kara Kağanın bir oğlu dünyaya geldi. Bu çok güzel bir çocuktu. Doğduğunda annesinin sütünü emmedi, daha sonra annesi rüyasında, çocuğun kendisine "Tanrıya iman etmedikçe sütünü emmeyeceğini" söylediğini gördü. Annesi bu rüyayı üç gece üst üste görünce, Tanrıya iman etti ve çocuk annesinden bir kere süt emdi ve bir daha emmedi.
Kara Kağan'dı. Kara Kağanın bir oğlu dünyaya geldi. Bu çok güzel bir çocuktu. Doğduğunda annesinin sütünü emmedi, daha sonra annesi rüyasında, çocuğun kendisine "Tanrıya iman etmedikçe sütünü emmeyeceğini" söylediğini gördü. Annesi bu rüyayı üç gece üst üste görünce, Tanrıya iman etti ve çocuk annesinden bir kere süt emdi ve bir daha emmedi.
Bir yıl sonra büyük bir adam gibi konuşmaya başladı. "Ben bir
çadırda doğduğum için adımı Oğuz koymak gerekir" dedi. Adını Oğuz
koydular. Harikulade halleri görülen Oğuz, çocukluğundan ergenlik çağına kadar,
her fırsatta Tanrıyı anardı. Ona Tanrının nurlu feyzi erişti. Her türlü bilim
ve hünerde, ok atmada, kargı kullanmada, kılıç çalmada ve bilgi hususunda, âleme
ün salacak gelişme gösterdi. Babası onu amcasının kızıyla everdi. Fakat
evlendiği kız iman etmediği için ona yanaşmadı. En sonunda kendine iman eden
bir kızla evlendi. Oğuz´un bir tek Tanrıya inandığını duyan babası, onu bir av
dönüşü öldürmeyi planladı. Bu haberi alan Oğuz, inançsız babasıyla yaptığı
savaşı kazandı. Ok yarası alan Kara Kağan öldü. Bunun üzerine Oğuz, Kağan oldu
ve inançsızlara hiç bir merhamet göstermedi.
Oğuz Kağan
destanında anlatılan Oğuz Han, aynı zamanda Büyük Hun Türk İmparatorluğunun
kurucusudur. Türk devlet geleneğinin temel taşlarını koyan, Türk Hakanının
vazettiği kanunlar, Oğuz (Türk) Töresi olarak ün yapmış ve 16 Büyük Türk
İmparatorluğunun da güç kaynağı olmuştur. 24 Oğuz Boyunun atası olan Oğuz Han,
Türk Töresini; Disiplin, Adalet, Ahlak ve Millete hizmet esası üzerine inşa
etmiştir.
İlk
teşkilatlı orduyu kuran Oğuz Han, Onlar-Yüzler-Binler-Onbinler diye tasnif
yapıp, kumandanlarına da, Onbaşı, Yüzbaşı, Binbaşı, Tümenbaşı diye de ünvanlar
vermiştir, Orduda itaati esas kılmış, itaat etmeyenlerin boynunu vurdurmuştur.
Evlendikten sonra
Oğuz Kağanın üç oğlu oldu. Onlara Gün, Ay, Yıldız adını verdi. Bir daha evlendi ve ondanda üç oğlu oldu. Bu oğullarına da Gök, Dağ, Deniz adlarını verdi. Gün
geldi büyük bir toy (şölen) düzenledi. Halkı çağırdı, yenildi içildi sonra
Beylerine ve Halka buyruk verdi.
"Ben
sizlere oldum Kağan
Alalım yay
ile kalkan
Nişan olsun
bize buyan
Bozkurt
olsun bize uran"
Dedi ve
Dünyanın dört bir yanına yarlığı (ferman) yazdı, Elçilere verip gönderdi. Bu fermanlarda
şöyle yazıyordu: "Ben Türklerin Kağan´ıyım Dünyanın dört bucağına hakim
olmam gerekir. Sizlerden itaatinizi istiyorum. Kim benim buyruğuma baş eğerse,
hediyelerini kabul eder dost sayarım. Her kim de baş eğmez ise, ona gazap eder,
üzerine Ordu çekip, baskın yapar yok ederim. "Çin Kağan´ı itaatini ve
dostluğunu bildirdi. Urum Kağan´ı itaatini bildirmedi. Bunun üzerine Oğuz Kağan
ordusuyla onun üzerine yürüdü ve onları yenip kendine bağladı. Daha sonra Oğuz
Kağan devletin sınırlarını güneyde Hindistan, kuzeyde Sibirya’ya, doğuda
Qindenizi, batıda Akdeniz ve Mısır´a kadar genişletti. Buralarda yaşayan
Milletleri ve Devletleri kendine bağladı. Daha sonra büyük ganimetlerle ülkesine
döndü.
Büyük bir
toy verir Oğuz Kağan ve Devleti oğulları arasında pay eder. Boz Oklar denen,
Ayhan Yıldızhan ve Gökhan arasında devleti pay eder. Üç Oklar denen Denizhan,
Dağhan ve Günhan oğullarına da "Sizlerde Boz Oklar altında Beylik
yapın" der. 75 yılı savaşlarla geçiren Oğuz Kağan 116 yıllık
hükümdarlığının sonunda hayata gözlerini yumar.
Oğuz Kağan
Milletine hizmeti daima ön planda tutardı. Eşsiz bir devlet adamı ve bilge
kişiydi. Türk Milletinin ona atfettiği kutsallıktan ötürü onun bir Veli veya
Nebi olabileceği tarihe geçmiştir. Onun buyruk ve vazettikleri Töre olmuştur.
Oğuz Kağanın hayatı boyunca iki öğe çok önemli bir şekilde göze çarpar. Birincisi;
Tanrıyı bir bilip daima ibadet etmesi. İkincisi; Millete hizmeti. Milletini
daima ön planda tuttuğunu şu olay en iyi şekilde bize örnektir: Devletin zayıf
olduğu bir zamanda, düşmanları ondan en sevdiği atını isterler, verir. Sonra
eşini isterler onu da verir. Daha sonra çorak bir toprak parçası isterler, Oğuz
Kağan "Atım ve eşim kendi malımdı verdim, fakat toprak çorakta olsa
milletimindir veremem" der ve birliklerini toplar, kendinden emin olan
düşmana ani baskın yaparak onları mağlup eder. Bu olayda Devlet malının Millete
ait olduğunu ve Devlet malının üzerinde tasarruf edilemeyeceğini göstermiştir.
Yani önce Devlet ve Millet menfaati gelir daha sonra diğer menfaatler gelir.
Önce Devletim ve Milletim bir Oğuz Türk Töresidir.
Yayın:19.12.2012 - Güncelleme:19.12.2012 -
09:54
Uygur Türkçesiyle yazıya geçirilen destanında, son sözleri:
ay oğullar
köp men aşdum
uruşgular
köp men gördüm
çıda birle
köp ok atdum
aygır birle
köp yürüdüm
düşmanlar-nı
ığlagurdum
dostlarım-nı
men kültürdüm
kök
tengri-ge men ötedim
sen-ler-ge
bire men yurtum
ey oğullar
ben çok yaşadım
çok
savaşlar gördüm
çıta ile
çok ok attım
aygır ile
çok yürüdüm
düşmanlarımı
ağlattım
dostlarımı
güldürdüm
gök tanrıya
(borcumu) ödedim
sizlere
yurdumu veriyorum
Oğuz Kağan’ın
Mete Han ile ayni kişi olduğu düşünülse de önemli bir kısım Türkolog’a göre farklı
kişilerdir. Oğuz Kağan, Mete Han’dan çok çok daha önce yasamıştır ve rivayete göre
Türk ırkının babasıdır. Kimileri bu nedenle kendisini Tevrat’ta gecen Yasef ile
özdeşleştirir. Oğuz Kağan’ın toplam 6 oğlu vardı, 3'u ilk hanımından, diğer 3'u
ise öteki hanımından. Bu iki gruptan biri Bozoklar, diğeri ise Üçoklardır. 6 oğlunun
her birinin de rivayete göre 4'er oğlu vardı. Söz gelimi Kayı, 6 oğlandan
birisinin oğlu, dolayısıyla Kağan’ın da torunudur. Ayrıca Osmanoğlularının da atasıdır
bilindiği üzere. Uzun lafın kısası bu 24 torunun her biri Oğuz boylarına tekabül
eder ve Türk ırkının ataları sayılırlar...
14.10.2003
05:32 delilerindelisi