10 Kasım 2008
Dede-bebe.
Kadın-erkek.
Türbanlı-türbansız.
Zengin-fakir.
Niye?
*
9’u
5 geçe...
Türkiye
esas duruşta.
Kasketli.
Piercingli.
Nasıl
olabilir?
*
Ya
Dolmabahçe?
Gidersin
de...
Küllenmiş
olması lazım.
Ağlamazsın.
Ağlıyor
herkes.
*
Mesela,
perşembe günü insan niye Anıtkabir’e gider arkadaş? Salı?
Ankara’nın
nüfusu 4 milyon...
Geçen
sene 13 milyon kişi gelmiş!
*
Bağımsız
ruh desen... Bağımsızlık sevdalısı olduğumuz söylenemez pek... Öyle olsa,
Amerika'nın Avrupa'nın kucağına oturmaktan, IMF’den emir almaktan rahatsız
olurduk, mandacıları baş tacı yapmazdık... Sorsan, Cumhuriyet’in anlamını
bilenlerin oranı, üzücü çıkabilir. Say desen, çoğumuz devrimleri bile sayamaz.
Egemenliğe baksan, kayıtsız şartsız milletin olmadığını hepimiz biliyoruz...
Çanakkale zaten geçildi. İstanbul’un kurtuluşunu, Dokuz Eylül’ü fener
alaylarıyla falan kutluyoruz ama, telefonu İngiliz'e, bankaları Yunan'a
satmaktan gocunmuyoruz.
*
Peki,
bunca karalamaya rağmen...
Niye
seviyoruz O’nu bu kadar?
Niye
unutmuyoruz?
Niye
özlüyoruz?
*
Benim
cevabım şu...
Bu
milleti soymadı!
*
Ülkesini
işgalden kurtaran, rejimini değiştiren, devrimler yapan lider, dünyada çok...
Ama bu işleri yaptıktan sonra, milletini soymayan dünyadaki tek lider o...
Rakıyı
filan anlatırlar, bunu anlatmazlar.