Konuyu
bilimsel olarak ilk defa ortaya koyan ve Meluncanlar’ın lideri ve sözcüsü olan,
Meluncan Vakfı kurucusu Dr. Brent Kennedy ekibiyle yaptığı tıbbi, etnolojik,
arkeolojik ve sosyolojik araştırmalara ve İngiliz tarihçisi David Hakluyt’un
kitabında yazdıklarına göre Meluncanlar’ın ortaya çıkışı şöyledir:
1500
– 1600 yılları arasında Akdeniz, Cebeli Tarık Boğazı ve Fas kıyılarında meydana
gelen Osmanlı Portekiz deniz savaşlarında Portekizliler, Osmanlı leventlerini
esir ederek forsa yapıp Birezilya’ya götürdüler. Daha sonra İngiliz Amiral Sir
Francis Drake leventleri Portekizliler ’in elinden kurtararak sizi geri
Osmanlı’ya götüreceğim diyerek gemilerine alır. Ancak yolda fırtına çıkması
sebebiyle ve ikmal yapmak için uğradığı bugünkü Carolina eyaletine 2-3 mil
yakınlıktaki Raonake Adası’nda daha önce Amerika’ya giden İngilizlerle
karşılaşır.
Oradaki
İngilizler, Amirale Amerika’ya alışamadıklarını, geri İngiltere’ye dönmek
istediklerini söylerler. Bunun üzeri Amiral, İngiliz sayısı kadar Osmanlı levantini
gemilerinden indirerek kendilerinin 3-4 hafta sonra adaya gelecek Walter
Raleigh adında diğer bir İngiliz Amiral’in gemilerine binerek Osmanlı
topraklarına dönebileceklerini söyler. Gemilerde kalan 100 kadar levent ise
fidye karşılığı Osmanlı Devletine verilir. Bu husus tarihçi David Hakluyt’un
kitabında belirtilmektedir.
Ayrıca
olayın Osmanlı Arşivleri’nden de teyidi için araştırmalar yapılmaktadır. Adada
kalan 300-400 civarındaki levent ise Amiral Raleigh’in gelmesini beklemeden
İngilizler’in adaya geldikleri teknelere binerek ana karaya çıkıp orada bulunan
Kızılderili kabilelerinin kızları ile evlenirler ve ortaya Türk asıllı Meluncanlar
çıkar.
“ MELUNCAN” KELİMESİNİN ANLAMI NEDİR?
Başlarından
böyle büyük bir macera geçen, esir alınarak hiç bilmedikleri diyarlarda yaşamak
mecburiyetinde kalan bu insanlar Tanrı’nın lanetine uğradıklarını düşünerek
kendilerine “lanetli” anlamına gelen “Melun” demişler ve sonuna da “can”
ekleyerek, kendilerini “Meluncan” olarak adlandırmışlardır. Yapılan
araştırmalarda İngilizce ’de, İspanyolca’da ve Portekizce’de böyle bir kelimeye
rastlanmamıştır.
DR. BRENT KENNEDY KİMDİR?
Dr.
Kennedy saf kan bir Meluncan’dır. Kendisini Türk asıllı Amerikalı
addetmektedir. Türk olduğundan dolayı gurur duymaktadır. Resmi şekilde olmasa
bile ismini Nabi Bülent Egeli olarak değiştirmiştir. Halkla ilişkiler üzerine
doktorası vardır. Şu anda büyük çoğunluğu Meluncan olan Virjinya, Wise şehrinde
bulunan ve yine hem öğretim görevlilerinin hem de öğrencilerinin çoğu Meluncan
olan Clinch Valley College’da Rektör Yardımcısı’dır. Evli ve bir çocuk
sahibidir.
DR.KENNEDY MELUNCAN OLAYINI NASIL VE NEDEN ORTAYA ÇIKARMIŞTIR;
Dr.
Kennedy, 8 sene önce ağır bir şekilde hastalanarak eşi tarafından hastaneye
kaldırılır. Yapılan tahlil ve tetkiklerde, kendisinde; Akdeniz anemisi, Akdeniz
ateşi gibi yalnız Akdeniz havzasında yaşayan insanlarda bulunan hastalıklar
çıkar. Kendi kendine; Amerika’dan hiç çıkmayan birisi olarak nasıl olur da
Akdeniz hastalıklarına yakalanabilirim diyerek genlerini ve atalarının
köklerini araştırmak ihtiyacını duyar. 200 Meluncan ’da yapılan gen ve DNA
araştırmalarının hepsinde Doğu Akdeniz ve Türk genleri ortaya çıkar. Zaten
Meluncanlar da derilerinin renginden ötürü Anglo-Saksonlar tarafından hep
aşağılanmış, öldürülmüş, toprakları ve evleri ellerinden alınmış, iş bulamamış,
kendi işlerini kuramamış, oy hakları olmamıştır. Bu mücadeleler yapılırken
Appalachian Dağları’nın eteklerine kadar çekilmişlerdir. Şimdi, Brent Kennedy
bu çekilen sıkıntıları unutturmak ve halkına köklerini, nereden geldiklerini,
kimliklerini açıklamak için olağanüstü gayret sarfetmektedir. Bu iş için “Yeni
Hayat Bulan Gururlu İnsanlar: Meluncanlar” adında bir kitap yazmıştır. Ayrıca
yine kimliklerini, kendilerine ve dünyaya tanıtmak için; “ Unutulan İnsanlar,
Meluncanlar” isimli dökümanter bir filmin hazırlanmasına devam edilmektedir.
Kennedy bu film için kendi birikimi olan 350.000$ harcamıştır. Film çekimini, 6
Emmy Ödülü sahibi olan ve Atlanta Olimpiyatları tanıtım filmini hazırlayan Van
Der Kloot Film ve Televizyon şirketi yapmıştır. Film ticari bir amaç
gütmemektedir. 1996 yılı Nisan ve Mayıs aylarında ABD’deki ve diğer ülkelerdeki
büyük TV kanallarına gösterilecektir. Ayrıca Kennedy elde ettiği son belge ve
bulgulara istinaden Türk bağlantısını tam olarak belgeleyen ikinci bir kitap
yazmaktadır.
KENNEDY’NİN MELUNCANLARLA İLGİLİ TÜRK BAĞLANTISI NASIL KURULMUŞTUR:
Araştırmalar
için kendi imkânlar yetmeyince, Kennedy, 1994 yılı Mayıs ayında Washington
Büyükelçimiz Sayın Nüzhet Kandemir’e başvurmuş, hem filmin Türk kökenleri ile
ilgili bölümlerinin çekilmesi hem de konunun akademik olarak incelenmesi için
maddi ve bilimsel konularda yardım istemiştir. Bunun üzerine Büyükelçi, Sayın
Barış Manço’nun Brent Kennedy ile görüşüp bir röportaj yapmasını sağlamıştır. Röportajın
“7’den 77’ye” programında yayınlanmasından sonra konuya çok ilgi duyan Abatur
Seyahat Acentası’nın sahibi Mehmet Topçak, Büyükelçilikten Kennedy’nin adresini
alarak temas kurup hangi konularda yardım istediğini sormuştur. Kennedy ise
Türkiye’ye gelerek ataları ile ilgili film çekmek ve konu ile ilgili bilimsel
araştırmalar yapılmasını istediklerini belirtmiştir. Mehmet Topçak’ın Turizm
Bakanlığı’na yapmış olduğu başvuru Bakanlıkça olumlu karşılanınca film ekibi ve
Kennedy’nin yol ve Türkiye’deki konaklama masrafları Turizm Bakanlığı
tarafından üstlenilmiştir. Bunun üzerine 24 Nisan – 7 Mayıs tarihleri arasında
İstanbul’da Topkapı ve Dolmabahçe Sarayları, Sultanahmet Camisi, Kapalıçarşı,
müzeler, Boğaziçi, cadde ve sokaklar, İzmir’de Efes Antik Kenti, Denizli’de
Pamukkale ve Çeşme Dalyan’da çekimler yapılmıştır. Çeşme’deki çekimlerde daha
çok Meluncanlar’ın Anadolu’daki sahil yörelerinden giden leventlerin torunları
olduğunu kanıtlamak için insanların yüz, profil ve beden çekimleri yapılmıştır.
İki halk arasındaki ten ve göz renklerinin benzerliği hayret yaratmıştır. Bu
arada da Marmara ve İstanbul Üniversiteleri Tarih Bölümleri ile Osmanlı Devlet
arşivleri, Deniz Müzesi ile temaslar kurularak bilimsel araştırmalar
başlatılmıştır.
MELUNCANLAR’IN TÜRK SOYUNDAN GELDİKLERİNE DAİR BENZERLİKLER NELERDİR
Brent
Kenndey ve Mehmet Topçak’ın karşılıklı görüşerek ortaya çıkardıkları
benzerlikler şunlardır:
1)
Meluncanlar’ın dokudukları kilim ve battaniyelerin desenleriyle Türk motifleri
arasında büyük benzerlikler vardır.
2)
Amerika’da bilinmeyen ve yenilmeyen bulgurun çeşitli yemeklerini yapmaktadırlar
ve bulgura ‘bulcur’ demektedirler.
3)
Yine Amerika’da pek tercih edilmeyen kuzu ve koyun eti yemektedirler.
4)
Nazar değmesin diye tahtaya vurup kulak çekmektedirler.
5)
‘sus’ karşılığı olarak ‘şuş demektedirler.
6)
Doyduklarını belirtmek için çenelerinin altına ellerinin tersiyle birkaç kez
dokunmaktadırlar.
7)
Sünnet olmaktadırlar.
8
) Siftah yapınca parayı sakallarına sürmektedirler.
9)
Birbirleriyle karşılaşınca kucaklaşıp Türkler gibi elle sırta vurmaktadırlar.
10)
Amerika’da hiç olmayan erkeklerin birbirleriyle öpüşme adetleri vardır.
11)
Kendi halk oyunlarında bizim atalarımızla aynı olan dansları vardır.
12)
Kanun ve kemençe benzeri sazları vardır.
13)
Üzülünce dertlerini dağıtmak için ‘ne gam’ yerine ‘ne gami’ diyorlar.
14)
Yemekleri bizimkiler gibi soğanlı salçalı ve baharatlı pişiriyorlar.
15)
Hayır yerine bazen bizdeki gibi ‘cık’ sesi çıkarıyorlar.
16)
Aile bağları bizdeki gibi kuvvetli.
17)
Brent Kennedy’nin dedesine ait asanın tutacak yeri sekizgen şeklinde olup bunun
içindeki daire şeklinin içinde de bayrağımızdaki ay ve önünde de artı işareti
var. Bu yıldızı da temsil edebilir Hristiyanlığın haçını da temsil edebilir.
Zaten Barbaros Hayrettin Paşa’nın donanma bayrağında da semai üç dini temsil
eden ay, haç ve Museviliğin sembolü altıgen yıldız bulunmaktadır. Ayrıca Meluncanlar
hiçbir Hristiyan mezhep ve kilisesine bağlı değildir ve iyi bir Hristiyan
olarak sayılmamaktadırlar.
18)
Eskiden güneye dönerek günde beş vakit yere çömelip kalkıp bazı hareketler yaptıkları
söyleniyor. Bunu en mantıklı açıklaması olarak önceleri namaz kıldıkları daha
sonraları asimilasyon neticesinde dini unuttukları düşünülmektedir.
19)
Leventlerin kızlarıyla evlendikleri Kızılderili kabilelerinin birinin şefi
başına İngilizcesi ‘turban’ olan sarık takarmış.
20)
Eskiden kadınlar bizde de olduğu gibi erkeklerin arkasından yürürmüş.
21)
Misafirperverlikleri de aynı biz de olduğu gibidir.
22)
Fiziksel özellikleri de Türklere çok benzemektedir.
Evren
ve İnsan