Türk
kültürü bakımından Sakaların en önemli yönlerinden biri Firdevsî'nin
Şehnâmesindeki Turan kahramanı Afrâsiyâb'ın kimliğidir. Destanda Afrâsiyâb,
İran hükümdarı Keyhüsrev tarafından hile ile öldürülür (Atsız 1992:45).
Keyhüsrev, Yunan kaynaklarındaki Med kralı Kiyaksarestir. Herodot'a göre Saka hükümdarı Madyes, "Medya kralı Kiyaksares ile iyi geçiniyordu. Kiyaksares kendi askerlerine bu Sakaların askerlik bilgisini öğrettiriyordu; fakat önce babalan çağında kendilerine tâbi olan Şimalî Medya'yı ve Doğu Anadolu'yu Sakaların elinden almak için gaddarane plânlar kuruyordu. Dostluk göstererek itimadını kazandığı Maduva'yı (Madyes'i) ziyafete çağırarak sarhoş edip pusuya koyduğu kuvvetlerle hücum ederek Maduva başta olmak üzere, bütün Saka büyüklerini ele geçirerek öldürdü." (Togan 1981: 167).
Keyhüsrev, Yunan kaynaklarındaki Med kralı Kiyaksarestir. Herodot'a göre Saka hükümdarı Madyes, "Medya kralı Kiyaksares ile iyi geçiniyordu. Kiyaksares kendi askerlerine bu Sakaların askerlik bilgisini öğrettiriyordu; fakat önce babalan çağında kendilerine tâbi olan Şimalî Medya'yı ve Doğu Anadolu'yu Sakaların elinden almak için gaddarane plânlar kuruyordu. Dostluk göstererek itimadını kazandığı Maduva'yı (Madyes'i) ziyafete çağırarak sarhoş edip pusuya koyduğu kuvvetlerle hücum ederek Maduva başta olmak üzere, bütün Saka büyüklerini ele geçirerek öldürdü." (Togan 1981: 167).
Yunan kaynaklarında Madyes, Asur
kaynaklarında Maduva olarak geçen Saka hükümdarı Şehnâme'deki Afrâsiyâb'dır.
Afrâsiyâb ise Türk kaynaklarında Alp Er Tonga veya Tonga Alp Er olarak geçer.
Cüveynî'deki Uygur destanına göre ise Afrâsiyâb, efsanevî Uygur hükümdarı Buku
Han'dır.
Kâşgarlı Mahmud Dîvânü Lügati't-Türk'te
"Kaz" maddesinde şöyle demektedir: "Kaz: Afrâsiyab'ın kızının
adı... Kaz'ın babası olan 'Tonga Alper' Afrâsiyab demektir." (DLT III
1941: 149).
Yusuf Has Hâcib de Kutadgu Bilig'de aynı
bilgiyi verir:
Bu Türk
beglerinde atı belgülüg
Tonga Alp
Er erdi kutı belgülüg (277)
Bu Türk
beylerinde adı belli
Tonga Alp
Er idi kutu belli.
Tejikler
ayur anı Efrâsiyâb
Bu
Efrâsiyâb tuttı iller talap (280)
Tacikler
ona Efrâsiyâb derler,
Efrâsiyâb
yağmayla tuttu iller.
Tejikler
bitigde bitimiş mum
Bitigde yok
erse kim ukgay anı (282) (Arat 1947: 43)
Tacikler
kitapta yazmışlar bunu,
Kitapta
olmasa kim bilir onu?
Afrâsiyâb'ın babasının adı Şehnâme'de
"Peşeng"dir (Atsız 1992: 36). Zeki Velidi Togan, Peçenek Türkleriyle
Peşeng/Beşenk kelimeleri arasında ilgi kurar (Togan 1972: 151). Afrâsiyâb,
Avesta'da Franrasyan biçiminde geçer (Esin 1978:28). Afrâsiyâb kelimesinin ilk
iki hecesinde Alp Er isim-lerinin bozulmuş biçimlerini bulmak mümkündür.
Afrâsiyâb'ın Herodot'taki karşılığı olan Madyes ve Asur kaynaklarındaki
karşılığı Maduva ile Alp Er Tonga arasında ilgi kurmak ise mümkün görünmüyor.
Ancak Madyes'in babası Herodot'ta Prototeus, Asur kaynaklarında Bartatua'dır.
Özellikle Bartatua kelimesi Alp Er Tonga'nın bozulmuş biçimine benzemektedir.
Destan ve efsanelerde baba ile oğul adının birbirine karışması çok tabiîdir.
Alp Er Tonga ile ilgili destan maalesef
bugüne ulaşmamıştır. Ancak Reşîdeddin'in Farsça, Ebülgazi Bahadır Han'ın
Çağatay Türkçesiyle naklettiği Oğuz Kağan Destanı'nın ilk tabakasının Alp Er
Tonga ile ilgili olduğu Zeki V. Togan'ca kabul edilmiştir (Togan 1972:
122-124). Gerçekten Afrâsiyâb'ın doğuya ve batıya seferleri, özellikle
Madyes'in Kafkasları aşarak Filistin'e kadar uzanması ile Oğuz Kağan'ın
seferleri birbirlerine çok benzemektedir. Dolayısıyla Oğuz Kağan'ın Ön Asya
seferlerini Alp Er Ton-ga'ya ait bir destan parçası kabul edebiliriz. Öte
yandan İran destanı olan Şehname, İran kahramanlarının Turan kahramanı
Afrâsiyâb'la mücadelelerini esas aldığına göre Alp Er Tonga destanı da
Şehnâme'ye yansımış demektir. Dolayısıyla Şehnâme'nin Afrâsiyâb'la ilgili
bölümlerini de Alp Er Tonga destanının yansımaları olarak düşünebiliriz. Tabiî
ki konu İran gözüyle ele alınmış ve Afrâsiyâb düşman kabul edilmiştir. Buna
rağmen Şehnâme'deki Afrâsiyâb'ın kahramanlığı hissedilmektedir.
İran kahramanlığını ortaya koymak üzere
yazılmış olan Şehnâme'de, özellikle önceki bölümlerde Alp Er Tonga sık sık
galip gelmekte, hatta bazen İran'a girip İran tahtına oturmakta, bazen bütün
İran'a bazen de Kuzey İran'a hâkim olmaktadır. İranlılar ise hemen her
defasında Kâbil hükümdarı Zal veya oğlu Rüstem sayesinde kurtulmaktadırlar.
Ancak annesi bir Turan kahramanının kızı olan Keyhüsrev İran tahtına oturduktan
sonra durum tersine dönmekte, Turan orduları yenilmekte ve Alp Er Tonga
kaçmaktadır. Yine de öldürülüşü hileyle olmuştur. Dikkati çeken noktalardan
biri de Ceyhun ötesinin hep Turan ülkesi olarak anılmasıdır. Turan başkenti
Gang ise Taşkent'in ötesindedir.
Alp Er Tonga'nın hile ile öldürülmesi Türk
halkı arasında çok büyük üzüntü yaratmış; yoğ töreninde yiğitler kurt gibi
uluyup atlarını yoruncaya dek sürmüşler; yakalarını yırtıp benizleri
sararıncaya dek feryat etmişler; feleğin işine kahretmişler ve Türk ozanları
Alp Er Tonga için yürek paralayan ağıtlar
söylemişlerdir.
Araştırıcılar tarafından "Alp Er Tonga Sagusu" adı verilen ağıtın
dokuz dörtlüğü 11. yüzyılın ikinci yarısında Kâşgarlı Mahmud tarafından tespit
edilmiştir. Dîvânü Lügati't-Türk'ün farklı yerlerinde bulunan dörtlükler
birleştirilince aşağıdaki sagu (ağıt) ortaya çıkmaktadır.
Alp Er
Tonga öldi mü - Alp Er Tonga öldü mü,
Esiz ajun
kaldı mu - Kötü dünya kaldı mı,
Ödlek öçin
aldı mu - Zaman öcünü aldı mı
Emdi yürek
yırtılur - Artık yürek yırtılır.
Ödlek yarag
közetti
Begler
begin azıttı
Kaçsa kalı kurtulur
Ogrı tuzak
uzattı
Ulşıp eren
börleyü
Yırtıp yaka
urlayu
Sıkrıp
üniyırlayu
Sıgtap közi
örtülür
Begler atın
argurup
Kadgu anı
turgurup
Mengzi yüzi
sargarıp
Körküm
angar türtülür
Ödlek arıg
kevredi
Yunçıg
yavuz tavradı
Erdem yeme
savradı
Ajun begi
çertilür
Ödlek küni
tavratur
Yalnguk
küçin kevretür
Erdin ajun
sevritür
Kaçsa takı ertilür
Bilge bögü
yunçıdı
Ajun atı
yençidi
Erdem eti
tınçıdı
Yerge tegip
sürtülü
Felek
fırsat gözetti,
Gizli tuzak
uzattı,
Beyler
beyini şaşırttı;
Kaçsa nasıl
kurtulur?
Uludu erler
kurtça,
Bağrıp
yırttılar yaka,
Feryat sesi
çıka çıka
Yaştan
gözler örtülür.
Beyler
atlarını yordular,
Kaygıdan
perişan oldular,
Beniz ve
yüz sarardılar,
Sanki sarı
safran sürülür.
Zamane hep
bozuldu,
Zayıf kötü
güçlü oldu,
Erdem ise
azaldı,
Acun beyi
yok olur.
Felek günü
davrandırır,
İnsan
gücünü gevretir,
Erden
cihanı boşaltır,
Ne kadar
kaçsa er ölür.
Bilge
bilgin yoksullaştı,
Acun atı
azgınlaştı,
Erdem eti
çürükleşti,
Yere değip
sürtülür.
Ögreyüki
mundag ok - Onun âdeti hep böyle,
Munda adın
tıldag ok - Bundan başkası bahane,
Atsa ajun
ograp ok - Acun gelip ok atsa
Taglar başı
kertilür - Dağlar başı kertilir.
Könglüm
içün örtedi - Gönlüm içini yaktı,
Yatmış
başıg kartad - Yatmış yarayı kaşıdı,
Keçmiş ödüg
irtedi - Geçmiş günleri aradı;
Tün kün
keçip irtelür - Günler geçer, sonra aranır.
Ercilasun, Prof. Dr. Ahmet
Bican, Başlangıçtan Yirminci Yüzyıla Türk Dili Tarihi, Akçağ Yay. Ankara 2004
Dilimiz ve Edebiyatımız