Atatürk'ün Kişiliği..!

 Renkli bir kişiliği vardı..  Erleriyle sigara içip sohbet eden, köylüyle ayran bölüşen, şekerli kahve içen, fal baktıran, gecelik entarisi giyen, bağdaş kuran sade bir vatandaştı. Yemek seçmez, sofraya gelen her yemeği yerdi. Karnıyarığı, kuru fasulyeyle pilavı, gül reçelini ve kavrulmuş leblebiyi çok severdi. Arkadaşlarıyla sokaklarda korumasız yürüyen, Lebon’a pasta yemeye, Rejans’a Borç çorbası, Vefa’ya boza içmeye giden, aklına...
 Oğuzam, Türk menem Bayatlardan Türkmen’em… Damarlarındaki asil kan Aslına çektiğin ırk menem… Yaprağın asılı dallar Gövdeni taşıyan kök menem… Yolunu gözleyen yar Aşkınla çarpan ürek menem… Can içre canan bilmişem gavim gardaş, nerdesen!..   Yedi koldan Yirmidört boydan gelmişem Orta Asya’dan Yayından fırlayan ok Huduttan hududa atılan mızrak Deli havalar soluyan kısrak gibi esmişem… Az gitmişem, uz gitmişem Dere tepe düz...
          “Ben Sana Mecburum”, “Memleket Havası” gibi şiirlerin büyük ustası ve -kimilerine göre- ülkemizdeki sosyalist akımın önde gelen temsilcilerinden sayılan Attila İlhan -bize göre de- düşünür, şair, yazar, gazeteci, senarist, eleştirmen… kısacası çok yönlü bir Türk aydınıdır. Hatta Türkiye’nin Mir Sultan Galiyev’idir desek yeridir. Bir dönem Sosyalizmin Fransız aksanından etkilenmişse de son tahlilde yerli ve...
Demokrasinin olmazsa olmazı olan “millî irade” bir milletin namusudur. Komünizm, kapitalizm, fundamentalizm (köktendincilik) gibi algılar, yanılsamalar (halüsinasyon) ise bu namusa göz dikmenin cilalı ambalajlarıdır bir yerde. Bireyi (insan) bir maraba bir mankurt gibi algılayan komünizm ne kadar ilkel ve çağdışı ise, bir makineye bir robota dönüştüren kapitalizm de bir o kadar bencil ve çağdışıdır. Öyle ki bir düş (rüya), bir sihirli değnek gibi...