KaşgarlıMahmud (Arapça: محمود بن الحسين بن محمد الكاشغري, Uygurca:
Mehmud Qeshqeri), d. 1008 – ö. 1105). Kaşgar’dan 45 km güney batıda Opal
kasabasında dünyaya geldi.(Bazı kaynaklarda Isık Köl yakınındaki Bars Kul’da
doğmuştur -Jean Paul Roux – Türklerin Tarihi).
Tam adı “Mahmud bin Hüseyin bin
Muhammed”dir. Yani Muhammed oğlu Hüseyin oğlu Mahmut’dur. Karahanlı soyundan
asil bir ailenin ferdi olan Muhammed bin Hüseyin(Husayn Çağrı Tégin)’in
oğludur. Annesinin ismi Bibi Rābiy’a al-Basrī’dir. Babası Barsgan şehrinde
yaşamakta iken bilinmeyen bir sebeple Kaşgar (Uygurca: قەشقەر, K̡ǝxk̡ǝr; Çince: 喀什, Kāshí)
şehrine gelip yerleşmişti. O dönemde Kaşgar, önemli bir ilim ve kültür merkezi
idi. Günümüzde, Çinliler’in hakimiyeti altında olan Doğu Türkistan sınırları
içerisindedir. Kaşgarlı Mahmud, 1008 yılında Kaşgar’da dünyaya geldi. Hamirler
diye çağrıldığını, bunun Oğuzların Emir (Arapça: أمير ) yerine
Hemir (Arapça: حَمِر) demelerinden kaynaklandığından
bahsetmektedır. Kendisinin verdiği bu bilgilerden, Türk tarihinin önemli
devletlerinden birisi olan Karahanlı Devleti’nin hanedan sülalesine mensuptur.
Başka
araştırmalara göre (Yakup Deliömeroğlu, Avrasya Yazarlar Birliği Genel
Başkanı); Batı Karahanlı Hakanlarından Buğrahan Muhammet Yağan Tekin (Bogra
Yagan Tégin)’in torunu ve Şehzade Hüseyin Emir Tekin’in oğludur. Yağan Tekin,
18 aylık kısa Hakanlık döneminden sonra tahtı kendi isteği ile Kaşgarlı
Mahmut’un babası Hüseyin Emir Tekin(Husayn Çağrı Tégin)’e devretmek istemiştir.
Bu devir
teslim için büyük ziyafetler hazırlanmış davullar dövülmüştür. Bu ziyafet
sırasında Yağan Tekin’in eşlerinden Hanısı, tahta kendi oğlu İbrahim’i
geçirebilmek için diğer şehzadeleri zehirlemiştir.
Kaşgarlı
Mahmut’un babası da zehirlenenler arasındadır. Bu saray darbesinden sonra
İbrahim, 1057 yılında Batı Karahanlıların Hakanı olmuştur. Kaşgarlı Mahmut ise
bu tuzaktan kendisini kurtararak Batı Karahanlı Devleti’nin topraklarından
kaçmıştır. Ancak İbrahim Han’ın adamları her yerde onu aradıklarından o
kendisini gezgin veya bilgin gibi sıfatlarla takdim ederek sık sık yer
değiştirmek zorunda kalmıştır.
Kesin
olarak Kaşgarlı Mahmut, dönemin bütün klasik ilimlerini tahsil etti. Arapça ve
Farsça öğrendi. Saciye ve Hamidiye Medreseleri’nde tahsil gördükten sonra
kendisini Türk dili tetkikatına vakfetmiştir. Bu amaçla Orta Asya’yı boydan
boya kat ederek Anadolu’ya oradan daBağdat’a gitmiş. 15 yıl boyunca Türklerin
yaşadığı bütün illeri, şehirleri, obaları, dağları ve çölleri dolaştı.
Bu geziler
inceleme amaçlı idi. Türklerin örf ve âdetlerini mahallinde araştırdı. Gezileri
sırasında, ana dili Türkçenin Hakaniye, Oğuz, Kıpçak, Argu, Çiğil, Kepenek
şivelerini de öğrendi. İyi öğrenim görmüş, İslâmiyet’le ilgili bilimsel
çalışmaları yakından izlemiştir. Arapça veFarsça’yı da çok iyi öğrenmiştir.
Türklerin bulunduğu bölgeleri gezmiş , ana dili olan Türkçenin bütün
lehçelerini yerlerinde öğrenmiş, geleneklerini göreneklerini yakından
izlemiştir.
Kaşgar’dan
ayrılışı Bağdat’a yerleşmesi
Kaşgarlı
Mahmut 1057’de Kaşgar’dan ayrılarak Bağdat’a yerleşti.
Kaşgarlı
Mahmut “Dîvânü Lugati’t-Türk” isimli, dünyaca bilinen eserin yazarıdır. Eserini
1072 yılında Bağdat’ta yazmaya başladı. 12 Şubat 1074 tarihinde tamamladı.
Eserin tamamlanmasından sonraki iki yıl içerisinde dört defa baştan sona gözden
geçirerek 1076‘da son şeklini verdi. 1077 yılında, Abbasi Halifesi
Muktedî-Biemrillah’ın oğlu Ebü’l-Kasım Abdullah’a armağan etmiştir.
Kitabın
asıl nüshası bu gün Millet Kütüphanesi’nde muhafaza edilmektedir.
Kaşgarlı
Mahmud’un, Kitabu Cevahirü’n – Nahv fi Lugati’t-Türkî (Türk Dili’nin Nahiv (*)
Cevherleri) adlı bir eser daha kaleme aldığı biliniyor. Nerede-nasıl kaybolduğu
belirlenemeyen bu eser, günümüze ulaşmamıştır.
Kaşgar’a
dönüş
Kaşgarlı
Mahmut, 1080 yılında Kaşgar’a döndü. O artık, ülkesinin önde gelen bir ilim
adamı idi. Adına izafeten, Mahmudiye Medresesi denilen binada dersler vermeye
başladı. Binlerce öğrenci yetiştirdi. Kaşgarlı Mahmud, 1105 yılında, 97 yaşında
iken fâni hayata vedâ etti. Aziz naaşı; ders verdiği Mahmudiye mezarlığında
toprağa verildi. Burası, Kaşgar şehrine 45 kilometre uzaklıktaki Opal köyünde,
etrafı kavak, çınar ve söğüt ağaçlarıyla çevrili bir tepedir (Enlem
39°18’51.19″ Kuzey, Boylam 75°30’35.82″ Doğu). Ölümünden sonra öğrencileri
tarafından inşa edilen türbe, günümüze kadar dört defa yenilendi.
Türbede,
Kaşgarlı Mahmud’un sandukasının bulunduğu bir oda, Kur’an okumak için bir salon
ve müze bölümü bulunuyor. Müzede değerli âlimin kitap ve makaleleri, el yazması
ve basma Kur’anlar ile bazı eşyaları var. Müzenin duvarında, Doğu Türkistan’lı
bir ressam tarafından büyük boyda yapılmış, Kaşgarlı Mahmud’u çalışırken
gösteren temsilî bir resim yer alıyor. Müzede ayrıca Uygurlar’ın Budizm
inancını yaşadıkları dönemlere ait eşyalar göze çarpıyor. Bu eşyaların,
arkeolojik kazılarda elde edildiği belirtiliyor. Karahanlılar dönemine ait
çeşitli mâdenî para ve süs eşyaları, müzede sergilenen malzemeler arasında
dikkat çekiyor. Türbenin iç ve dış duvarları ile oda ve salonların tavanları,
Uygur sanatının süsleme unsurlarıyla bezenmiş. Süslemeler, ahşap tavanda eşsiz
bir ihtişam oluşturuyor.
Türkoloji’nin
ilk ve en büyük âliminin türbesi, son yıllarda önemli ölçüde tahrip edilmiştir.
Eserleri
-DîvânüLugati’t-Türk, Türk dilinde ilk ansiklopedi ve sözlük.
-Kitabu
Cevahirü’n – Nahv fi Lugati’t-Türkî (Türk Dili’nin Nahiv (*) Cevherleri), Türk
dilinin ilk gramer kitabı. (Bu eseri daha kaleme aldığı biliniyor. Nerede-nasıl
kaybolduğu belirlenemeyen bu eser, günümüze ulaşmamıştır)
Kaynakça
http://www.hurgokbayrak.com/yeni_sayfa_203.htm
Divân-ı
Lügati’t-Türk
Kitabu
Cevahirü’n-Nahv fi Lugati’t-Türk
TürkBoylarının Tamgaları
İlgili
bağlantılar
Türk DilKurumu Kâşgarlı Mahmud Ağ Sayfası (Türkçe)
Kaşgarlı
Mahmud (Türkçe)
2008
Kaşgarlı Mahmud Yılı (Türkçe)
Türkçe
Bilgi Kaşgarlı Mahmud maddesi (Türkçe)
Açıklamalı
Harita (İngilizce)
Kaşgarlı
Mahmut’un modern dünya haritası (Almanca)
Opal, China
Page (İngilizce)
GünTürk
Not: İçerik, internetten alıntılanarak derlenmiştir…
Not: İçerik, internetten alıntılanarak derlenmiştir…