22
Ağustos 2016
Bugün
Ebulfez Elçibey’in vefatının 16. yıl dönümü.16. yıl dönümü adına Turan Otağı
ailesi olarak böyle bir kişiliği anmadan geçmeyelim istedik.
(22.08.2016)
Azerbaycan’ın
ikinci Cumhurbaşkanı Ebulfez Elçibey’i vefatının 16 yıl dönümünde saygı sevgi
ve minnet ile anıyoruz.
1938
senesinde Nahçıvan’ın Keleki kasabasında doğan Ebulfez Elçibey, altmış iki
buçuk yıllık hayatına büyük mücadeleler sığdırdı. Bir Azerbaycan Türk’ü olarak
her zaman Birleşik Azerbaycan (Bütov Azerbaycan) davasını savundu.
Elçibey’in
ilk aktif eylemi Azerbaycan Halk Cephesinin lideri olarak binlerce Azerbaycan
Türk’ü ile İran sınırına “Yaşasın Bakü-Tebriz” sloganlarıyla yürümesi olmuştu.
Sınırda dikenli teller “Birleşmiş Azerbaycan” sloganlarıyla sökülmüştü.
Bir
yıllık Cumhurbaşkanlığı yaptı. Elçibey, Rus askerleri Azeybaycan’dan
çıkartırken silah ve mühimmatları Hüseyinov’a bırakması sonucu Hüseyinov isyana
kalkıştı.
Elçibey,
krizin yatışması için Haydar Aliyev’i Bakü’ye davet etmişti. Ancak isyan
durmadı. Ülkesinde iç savaş ve kardeş kanı dökülmesin diye görevinden çekildi.
1993
yılında Keleki’ye dönerek görevinden çekilmişti. Dört yıl Keleki’de abluka
altında kaldı.
1997
yılında tekrar Bakü’ye dönerek aktif siyasete döndü. 1998 yılında yapılan
seçimleri demokratik ve adil olmadığı için boykot etti.
Turan’a
giden yolun birleşik Azerbaycan’dan geçtiğini vurgulardı. Bu yolda “Bütün
Azerbaycan Yolunda” adlı bir kitap da yazdı. Bir çok konuda kitap yazmıştır.
Ona
ait bazı sözler;
“Türk
değilim diyene karşı sakın ısrar etmeyin. Allah’ın bahş ettiği (bağışladığı)
şerefi istemeyen şerefsize biz zorla şeref verecek değiliz ya! ”
“Ey
ulu Tanrım, Türklüğümü benden esirgeme”
Anıtkabir
hatıra defterine şöyle yazmıştır
“Ey
büyük Türk’ün, büyük komutanı!, seni ziyaret etmekle kendim ve bütün milletim
adına şeref duydum.Senin askerin”
Kasım
1992.
Bu
sözlerinden nasıl biri olduğu açıkça anlaşılıyor.Büyük bir adamdı Türkçüydü.
Türklük ve Turan birliği için çalışmış, bu yolda bir adamdı.
Ülkesinde
cumhurbaşkanı olmuştur. Milletine sevgiyle yanıp tutuşan biriydi.Milleti için
çalışmayı çok severdi.
Kendisini
sevmeyenler için de şöyle söylerdi;
“Meni
sevenlere hosbehtlik arzulayıram, sevmeyenler de milletimizin övladı olduğu
üçün onlara da hoşbehtlik arzulayıram. Milletimin övlatlarına balalarım kimi
bahıram. Bu istek menim içimden gelen istektir. His edirem ki, insanların
hamısını sevmek benim milli borcumdur. Türk Dünyasını, Türk Milleti’ni daha çok
istediyime göre belke de hamını sevdiyime göre güc tapıram. ”
Sözü
uzatmadan noktalıyacağım.
Onun
hayatını , neler yaptıklarını öğrenelim. Başka devlet için çalıştı demeyelim. O
çalıştığı devlet kardeş devletimiz. Birliğini kurmayı çalıştığı Büyük
Azerbaycan, küçük bir Turan’dır. Bizim için yapılması zorunlu şeylerdir.
Son
sözü Ali Kınık’ın bir şiiriyle yapalım.
Dediler
ki bir göç oldu, dağlarca sustum durdum
Bir
çift kızıl karanfili bağrıma bastım durdum
Kuş
kaçırmaz kementleri boynuma astım, durdum
Ağ
yeleli bir at ile göğe çattı Elçibey
Türkler
için Tanrımıza elçi gitti Elçibey
(22.08.2016)
Türkçü-Turancı.
Çeşitli mühendislik ve bilim alanlarında Türk uğruna savaşmayı hedeflemiş bir
Genç Atsız.
----------------
----------------
ELÇİBEY'DEN VECİZ SÖZLER
*Halkımızın unutturulmaya çalışılan âdetlerini,
benliğini kendisine tekrar vermek, bizim birinci maksadımızdır.
*Milli şuurlanma olmadan Azerbaycan'ın
bağımsızlığı, geleceği karanlıktır.
*Azerbaycan Türk'ü ilk önce milli varlığını
anlamalı, özünü, öz halkını, öz dilini, tarihini, kültürünü, vatanını derinden
öğrenip bilmeli, sevmeli, korumalı, yükseltmeli ve onlara sahip çıkmayı becermelidir.
Tek sözle, bugün bütün Azerbaycan Türkleri milli mukadderatlarını tayin
edebilmek için mecburen milli kimliklerini kavramalı ve bu yolda mücadele
vermelidir.
*Benim için en büyük ant, halk
karşısında söylediğim sözdür.
*Benim fikrim böyledir; eğer bir
meseleyi siyasetle halletmek mümkünse, o halde halka eziyet vermek cahilliktir.
*Aydın mesele budur ki, bir millete en
büyük darbe onun adının değiştirilmesidir. Bundan büyük facia olamaz. Millet öz
adını geri almalıdır.
*Millet dil uğrunda mücadeleye başlamışsa,
demek ki onun son anıdır. Dilini de kaybetse ölüme gider.
*Başka dilde milleti terbiye etmek, o
milletin evini yıkmaktır.
*Biz halkı seve seve hakka doğru
gidiyoruz.
*Türklük denildiği zaman ''Büyük
Turan'ı tanımalıyız.
*Türkler, okudukça milli şuur sahibi
olur.
*Ey benim Türk halkım, özüne dön!
Özüne dön! Ve sen büyük olursun.
*Ey Ulu Tanrım, Türklüğümü benden
esirgeme.
*Türkiye hiçbir zaman Türklüğünden kaçmamalıdır,
çünkü Avrupa Avrupa’dır. Türkiye'nin bir eli doğudadır, millet doğuludur, tefekkürü
doğuludur, bundan kaçamaz.
*Ben Atatürk'ün askeriyim.
*Ulu Tanrı, Türk'e azgınların yolunu değil,
doğru düşünce, doğru söz, doğru bilgi, doğru iş yolunu göster.
*Azerbaycan'ın birliği geleceğimizin
başlıca meselesidir.
*Azerbaycan halkının en büyük ideali birleşmektir.
Bunun ışıkları görünüyor.
*Karabağ'ın anahtarı Tebriz'dedir.
*Azerbaycan Halk Cephesi, Azerbaycan
halkının adından bildiriyor ki, Karabağ’ın geleceğini ancak Azerbaycan halkı belirleyecektir!
Ona, hiç kimse el uzatamaz! O bizimdir.
*İran dağılacak. İran dağılacaksa peki
biz niye bu harabenin altında kalıp ezilmeliyiz? İran’da demokratik federasyon
kurulursa onun ömrü uzun olmayacak. Ya tamamıyla dağılacak ya da yeniden
diktatörlük kurulacak.
*Azerbaycan halkı, İran’dan ayrılmalı,
müstakil devletini kurmalı ve sonra da kuzeydeki devletle görüşmeler yaparak bütün,
müstakil ve demokratik Azerbaycan devletini kurmalıdır. Azerbaycan halkı, o
güne şimdiden hazırlanmalıdır.
*Tuttuğumuz yol, büyük önder, Mehmet
Emin Resulzade'nin yoludur. Bu yol Setterhan'ın, Hıyabani'nin, Pişeveri'nin
yoludur ve ben eminim ki biz, müstakil, bütün ve demokratik Azerbaycan'a götüren
bu yolu şeref ve liyakatle devam ettireceğiz.
*Bize ilk önce birlik lazım! Yurt
uğrunda birlik, Birleşmiş Azerbaycan Yurtları uğrunda birlik!
*Turan'ın yolu ''Birleşmiş Azerbaycan’dan
geçer. Uğur olsun Turanlı'lara..
*Bu 70 yılda insanları insanlıktan çıkarmışlar,
tabiri caizse yarı vahşi bir hale çevirmişler. Biz bunların hepsini değiştirmek,
insanlara insanlıklarını geri vermek istiyoruz. Önce toplumun düzelmesi lazımdır,
siyasi sistem toplumun yapısına uygun değişebilir.
*Azat olmuş değil de, azat edilmiş
köle ne yapacağını bilemez. Ya önceki köleliğinin hasretini çeker ya da yeni
himayeci arar.
*Her bir tarihçi, siyasetçi, filozof, âlim
umumiyetle asıl manada insan bilmelidir ki;
Birincisi, gerçeği görüp anlamak
zordur,
İkincisi, gerçeği görüp anladıktan sonra
onu söylemek, yazmak zordur,
Üçüncüsü, bunlardan sonra gerçeği savunmak,
müdafaa etmek zordur,
Dördüncüsü, onu insanlara, topluma
ulaştırmak zordur.
Bütün bu aşamalardan geçebilen İNSAN
büyük hakkı anlamış olur, ruhen ona kavuşur.
*Tanrıya giden yol halktan geçer, kim
Tanrısına yakın olmak istiyorsa halkına yakın olsun.
*Tarih gösteriyor ki, dünyayı
yaşatacak bir şey var, o da; Hak ve Adalet!