- Büyük Hun İmparatorluğu (M.Ö. 204-M.S. 216)
- Batı Hun İmparatorluğu (M.S. 48-216)
- Avrupa Hun İmparatorluğu (M.S. 375-469)
- Ak Hun İmparatorluğu (M.S. 420-552)
- Göktürk İmparatorluğu (M.S. 552-745)
- Avar İmparatorluğu (M.S. 565-835)
- Hazar İmparatorluğu (M.S. 651-983)
- Uygur Devleti (M.S. 745-1368)
- Karahanlılar (M.S. 940-1040)
- Gazneliler (M.S. 962-1183)
- Büyük Selçuklu İmparatorluğu (M.S. 1040-1157)
- Harzemşahlar (M.S. 1097-1231)
- Altınordu Devleti (M.S. 1236-1502)
- Büyük Timur İmparatorluğu (M.S. 1368-1501)
- Babür İmparatorluğu (M.S. 1526-1858)
- Osmanlı İmparatorluğu (M.S. 1299-1922)
Tarihçesi
Cumhurbaşkanlığı
Forsu pek çok anlam, motif ve değeri bünyesinde barındırmakta; yüzlerce yılın
birikimini, tarihteki Türk topluluklarını, dolayısıyla Türk birliğini ve
Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil etmektedir.
Forsun
boyutları 30×30 cm’dir. Türk Bayrağı üzerine “Cumhurbaşkanlığı Arması”
işlenmiştir. Ay yıldız olmaksızın ya da Türk Bayrağı üzerine işlenmeksizin
yalnızca güneş ve çevresindeki 16 yıldızdan oluşan bölüme Cumhurbaşkanlığı
Arması denilmektedir. Armanın ortasında güneş, bunun çevresinde ise 16 yıldız
bulunmaktadır. Güneş sonsuzluğu ve dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti’ni, 16
yıldız ise tarihteki bağımsız 16 büyük Türk Devletini simgelemektedir.
Bunlardan,
Osmanlı İmparatorluğu’nun 20 milyon kilometrekare, Büyük Hun ve Göktürk
İmparatorluklarının 18 milyon kilometrekare, Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun
ise 10 milyon kilometrekare yüzölçümüne ulaştığı çeşitli kaynaklarda
belirtilmektedir.
Piri
Reis Haritası dâhil haritalarda yer alan pusulalarda 16 ayrı yönü gösteren
uçlar bulunur. Türklerin bu simgelere verdikleri değer Türk Mitolojisi’ndeki
örneklerden de anlaşılmaktadır. Oğuz Destanı’nda yaratılış ve kökeni ile ilgili
olarak “Oğuz Han’ın ışıkla gelen altun kazılık kız ile evliliğinden Gün, Ay ve
Yıldız isimli oğulları doğmuştur” denilmektedir.
İlk
Türk toplulukları zamanındaki inanca göre dünya kozmik suların ortasında dört
yöne çevrilmiş, dört ya da sekiz köşeli bir yüzey olarak düşünülüyordu. Gök
yerin üzerinde duran kubbe idi ve 28 dilime ayrılıyordu. Her dilimde bir yıldız
grubu vardı. Gök kubbenin tepesindeki kutup yıldızı Gök Tanrı’nın makamıydı.
Bunun tam altında yerin merkezindeki dağda imparatorun köşkü ve sarayı vardı.
Bu sarayın doğusunda ve batısındaki dağlar ise güneş ve ayın makamıydı. Güneş
ve ayın ortasında duran kimse parlaklığın en üst aşamasında olup, Kün-ay
sembolüne sahipti. Dolayısıyla hükümdarlık rumuzuydu. Güneş ve ay rumuzları
hükümdarların elbiselerine ve mezarlarına da resmedilirdi.
Hunlar
ve Göktürkler döneminde güneş genellikle alplik ve hükümdarlık rumuzu olarak
görülmüştür ve aydan daha önemlidir. Uygurlara gelindiğinde ise, Ön Asya
kökenli dinlerin de etkisiyle ayın daha fazla önem kazandığı görülmektedir.
Uygurlar Mani ve Buda dinlerini benimsedikten sonra Gök Tengri’ye “Ay Tengri”
demeye başlamışlardır. “…Ay Tanrı’da kut bulmuş …” sözünden de anlaşılacağı
üzere Uygur hükümdarları Ay Tanrı’nın kut vermesiyle hükümdar olduklarına
inanıyorlardı.
Gazneliler,
Karahanlılar, Selçuklular, Harzemşahlar, Anadolu Selçukluları ve sonra kurulan
kimi küçük devletlerin meskûkâtında da hilal ve yıldız sembolü görülmektedir.
Örneğin, Selçuklu Hükümdarı Tuğrul Bey sikkelerinde hilal ve yıldızı
kullanmıştır. Yine Anadolu Selçukluları sikkelerinde de hilal ve yıldıza çok
sık rastlanır. Osmanlılar ise bu sembolleri bayrak (sancak) ve forslarında
kullanmışlardır.
Topkapı
Sarayı Müzesi silah salonunda 10165 numarada kayıtlı, 400×245 cm boyutlarındaki
sancağın ortasında bir zülfikar işlenmiştir. Zülfikarın ortasında 8 münhani
(eğri) daire, zülfikarın kabzesi altında iki tarafa kıvrılmış yılan başları
vardır. Uçkurluğa yakın olan yerde hilal ortasında 16 şualı (ışınlı) bir yıldız
ve güneş rumuzu vardır.
Yine
Topkapı Sarayı’nda 824 numarada kayıtlı 400×250 cm. boyutlarında ve alemindeki
yazıdan Yavuz Sultan Selim’e ilişkin olduğu anlaşılan sancakta da benzer
motifler yer almaktadır. Sancağın tam ortasına bir zülfikar ve zülfikarın
ortasına Allah ve etrafına sekiz tane Ya Burhan ifadesi girift (girişik) olarak
yazılmıştır. Zülfikarın kabzesi altında iki tarafa kıvrılmış yılan başları ve
kabzesi üzerinde hilal ve yıldız vardır. Sancağın uçkurluk kısmının sağ ve sol
taraflarında büyük kıt’ada üçer hilal, hilallerin ortasında 16 şualı yıldız
vardır. Bunlardan başka daha küçük kıt’ada 16 daire ve içinde 16 şualı güneş ve
yıldız motifine yer verilmiştir.
Yukarıdaki
bilgilerden de anlaşılacağı gibi güneş, yıldız ve ay çok eski dönemlerden beri
Türkler tarafından kutsal sayılmış; devlet-ulus tümlüğünü, bağımsızlık
düşüncesini, ulusun ve devletin egemenliğini temsil eden bayraklarda simge
olarak kullanılmıştır.
1922
yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti tarafından saltanatla birlikte,
saltanata özgü bayrak da kaldırılmıştır. Abdülmecid’in bir buçuk yıl süren
halifeliği sırasında yeşil zemin, ortasında kırmızı bir daire ve bu dairenin
çevresinde beyaz ışınların bulunduğu bir fors yapılmıştır. Bu fors da, 3 Mart
1924’te hilafet ile birlikte kaldırılmış; ancak, imparatorluk dönemindeki
bayrak korunmuştur.
1922
tarihli bir fotoğrafta, İzmir’e giderken Atatürk’ün otomobiline bugünkü
Cumhurbaşkanlığı Forsu’na benzer bir flamanın takıldığı görülmektedir. Ancak bu
fotoğrafın dışında, Cumhurbaşkanlığı Forsu’nun bugünkü biçimiyle ilk kez hangi
dayanağa bağlı olarak ve hangi gerekçelerle kabul edildiği ve kullanılmaya
başlanıldığına ilişkin resmî bir kayıt ve belge saptanamamıştır.
Kaynak:
Bilinmeyen Türk Tarihi
Not: İçerik, internetten alıntılanarak derlenmiştir…
Not: İçerik, internetten alıntılanarak derlenmiştir…