Şehriyar Şiiri: Neden Şimdi

 ŞEHRİYAR – شهریار

Şair (D. 1906, Tebriz / İran – Ö. 18 Eylül 1988). Tam adı Mir Ağaoğlu Muhammed Hüseyin. Azerbaycan’ın tanınmış şairlerindendir. İlköğrenimini Tebriz’de tamamladıktan sonra gittiği Tahran’da başladığı yükseköğrenimini yarıda bıraktı. 1921’de Tıp Fakültesini bitirdi. 1936 yılında başladığı devlet hizmetinden emekli oldu. Genç yaşta annesi ve babasını kaybetmiş olması ruhunda derin izler bıraktı. 1935’te Tebriz’de evlendi. Bu evlilikten iki kız ve iki erkek çocuğu dünyaya geldi. 

Uzun zaman Farsça şiirler yazdı. 1953 yılında annesinin isteği ile Azeri lehçesinde Hayder Baba’ya Salam manzumesini yazarak yurdu sembolize edip, Heydar Baba Dağı’nı vatan sevgisi, halk inancının saflığı ve duruluğu konularını sembolize etti. Ayrıca bu şiirinde çocukluk günlerinin anıları ile baba ocağına duyduğu özlem ve doğduğu yörenin doğal güzelliklerini anlattı. Şehriyar, bu manzumesi ile Kuzey ve Güney Azerbaycan ile diğer Türk halkları arasında manevi bir köprü kurulmasını sağladı. Şiire küçük yaşlarda başlayan Şehriyar’ın eserlerinin büyük bölümü Farsça olmakla birlikte Türkçe eserleri de vardır. Farsça şiirleri üç ciltlik Divan’da toplanmış; Türkçe şiirleri ise Türkçe Şiirlerinden Örnekler ve Haydar Baba’ya Selam adlarıyla yayımlanmıştır.

 

Geldin, ben sana kurban olayım, ama şimdi neden?

Ey vefasız, ben yataklara düştükten sonra neden?

Sen devasın ama Sührab"ın ölümünden sonra geldin

Taş kalpli, daha önce isteseydin, şimdi neden?

 

Ey güzel, senin nazın uğruna gençliğimi verdim

Artık gençlere geçer nazın, bana neden?

Gökyüzü kavuşmak isteyenlerin haline ağlıyorken

Hayretteyim, dünya parçalanmıyor neden?

 

Gül'ün hasretiyle yanan ey hüzünlü bülbül

Suskunluktu vefanın şartı, bu çığlıklar neden?

Ey Şehriyar yolculuğu çıkmazdın sen yolluk almadan

Bu yolculuksa kıyamete gider, yalnız neden?

 

Şehriyar

 

.

Muhammed Hüseyin Şehriyar
Geldin,
Ben sana kurban olayım,
Ama şimdi neden?

Ey vefasız,
Ben yataklara düştükten sonra neden?

Sen devasın,
Ama Sührab"ın ölümünden sonra geldin,

Taş kalpli,
Daha önce isteseydin,
Şimdi neden?

Ey güzel,
Senin nazın uğruna gençliğimi verdim

Artık gençlere geçer nazın,
Bana neden?

Gökyüzü kavuşmak isteyenlerin haline ağlıyorken
Hayretteyim,
Dünya parçalanmıyor neden?

Gül"ün hasretiyle yanan ey hüzünlü bulbul
Suskunluktu vefanın şartı,
Bu çığlıklar neden?

Ey Şehriyar yolculuğa çıkmazdın sen,
Yolluk almadan
Bu yolculuksa,
Kıyamete gider,
Yalnız neden?
.