Atatürk'ü Eleştirmek


Bir insanı yüzüne karşı eleştir/e/miyorsan arkasından da eleştirmeyeceksin. Hele hele bu insan tarihe malolmuş birisi ise; hele hele Atatürk ise.

 Atatürk sonuçta bir insandı. Elbette yanlışlıklar yapmış olabilir, yanlış sözler söylemiş olabilir. Ama artısı eksisi ile değerlendirildiğinde artıları yüz basar.

Yakın tarih olduğu için örneklendirmek istiyorum: 12 Eylül olduğunda -o dönemi yaşayan birisi olarak- hepimiz oh çekmiş rahatlamıştık. Açıkçası hangi sokak başında kurşunlanacağımızı hiçbirimiz bilemiyorduk.. Hergün analarımızın yüreği hörp hörptü. Düdük çaldı 12 Eylül oldu. O zaman hiç kimse 12 Eylül yönetimini eleştir/e/miyordu. Eleştirmek sıkıyordu açıkçası, yusufff Yusuf..! Aradan yıllar geçmiş, o dönem bitmiş, şimdi çıkıp da konuşmanın, ahkam kesmenin hiçbir anlamı yok bence.

TV’de  bir program izledim. İki kişi Atatürk hakkında konuşuyor. Biri Atatürk’ü savunuyor, diğeri eleştiriyor; eleştirmek ne kelime nefret söylemiyle hakaretler yağdırıyor. İşin acı tarafı sunucu da -her ne kadar tarafsızmış gibi gözükse de- eleştiri yapana çanak tutuyor.

Yok bilmem neymiş de, ne olmuş da, ne demiş de… Sen Atatürk’ün binde biri ol da öyle konuş be adam. Sen televizyonlara çıkıp saçma sapan fikirlerini konuşabiliyorsan onun sayesinde olduğunu unutma..!

Yurdumuzun o dönemdeki halini bir oku araştır, ne zorluklar çekildiğini, ne çetin uğraşlar sonucu kurtulduğumuzu öğren ona göre konuş. Hoş Yunanın Polatlı'ya kadar gelmesi, İstanbul'un işgali falan hepsi Atatürk'ü başa getirmek için İngiliz senaryosu diyenler bile var da..! Hoşt, hoşt..

Neyzen Tevfik şiirinde diyor ki:
…..
İşgaldeki hali sakın unutma,
Atatürk'e dil uzatma sebepsiz,
.....

Şiirin devamını şu linkten okuyabilirsiniz: www.uludagsozluk.com/k/atat%c3%bcrk-e-dil-uzatma-sebepsiz/

Başka söze ne hacet...


Suat Zobu