Giriş
Dünya
üzerinde yaşayan tüm ülke halklarının bir geçmişi bulunmaktadır. Her ulus ve
her toplum ilk medeniyetten bugüne birleşmiş, ayrılmış ve günümüzdeki ülke
toplumlarını oluşturmuştur. Ancak dünyaya yön veren bazı güçler, bazı tarihi
gerçekleri çarptırıp istediği gibi yazarak, ulusların geleceğine yön verme
işine girişmişlerdir. Ancak gerçek olan tarih, bir gün mutlaka gün yüzüne
çıkarak bu kirli oyunları bozacaktır.
Peki
neden bazı güçler, gerçekleri çarptırıp istedikleri gibi tarih yazarlar ve
bundan ne çıkarları olabilir? İlk bakışta bunun çok bir önemi yok gibi geliyor
bize. Ancak bu çok önemli bir konudur. Geçmişteki tarihi gerçekleri
başkalarından önce bilmek ve elinde somut veriler bulundurmak, bir ulusun
kimliğini elinde tutmaya benzer.
Bu
doğrultuda Türk tarihi denilince; batının bize öğrettiği bilgilerden başka bir
şey aklımıza gelmez. Batının güncel zamanda dünyayı yönettiği ve yönlendirdiği
düşünüldüğünde, batı biliminin son derece bilimsel ve %100 gerçek olduğuna
inanılır. Buna nedenle; sorgulayan, araştıran, merak eden, çözüm üreten ve
geçmişini arayan bir ulus olmaktansa, hazırı tüketen, merak etmeyen, bize
verileni alıp yaşantımızın tek gerçeği yapan bir toplum olduğumuz sanırım
ortada olan bir gerçektir. Bize düşen; biraz silkelenerek, nereden gelip nereye
gittiğimizi görmek ve neleri başarıp neleri başaramayacağımızın farkına
varmaktır. Ancak bundan sonra geleceğe gurur ve umutla yürüyebiliriz.
Bir
ulusun geçmişi, inkar edemeyeceği kadar önemli ve var olabilmesi için yaşamsal
bir öğüt kadar kadar değerlidir!
Bazı
tarihçiler Türk tarihinin Göktürklerle veya Hunlarla başladığını, bazıları ise
İskitlerle başladığını savunur. Bu da, yine bizim dışımızdaki kişiler ve
ulusların belirlediği bir tezdir. Gerçek tabiki bundan çok daha farklıdır.
Bizim
de çok önemli tarihçilerimiz bulunmaktadır. Öyle ki, batılı tarihçilerin
çözemediği yazıtları okumuşlar ve onların gizlemeye çalıştığı bir çok gerçeği
ortaya çıkarmışlardır. Hatta derin araştırmaları sonucu ortaya koydukları
tezleri, çok bilen batılı tarihçiler bile çürütemediler. İşte çürütülemeyen
bazı gerçekler;
· Yazı,
M.Ö. 16.000 yılında Türkler tarafından icat edildi.
· Kürtçe;
Ön Türkçe'den sözcükler barındırdığı gibi bu sözcükleri Arapça ve Farsça'ya da
taşımıştır.
· Anadolu'da
da Ön Türkçe yazıtlar bulunmaktadır.
· Latin,
Yunan, Fenike ve Kril alfabeleri Ön Türkçe'den oluşmuştur.
· Roma'nın
küllerinden kurulduğu medeniyet olan Etrüskler Türk'tür. (Etrüskçe yazıtlar ilk
defa 2004 senesinde Kazım Mirşan tarafından çözümlenmiştir.)
· Romalılardan
önce İtalya Yarımadası'nda yaşayan Etrüsklerin dili Etrüskçe Türkçe kökenlidir.
· İskandinavya
dahil, tüm Avrupa'da 5000'den fazla Türkçe yazıt bulunmaktadır.
· Mısır'daki
eşteşlerinden 2000 yıl daha eski ve iki kat daha büyük olan ve şu anda
yasaklanmış bölgede bulunan piramitler Türkler tarafından yapılmıştır.
· Türk
tarihi m.ö. 16 000 lere uzanır. İlk Türk devleti Hun İmparatorluğu değil Bir Oy
Bil federasyonudur.
.