Ali Şir Nevai


Manzum ve mensur eserleriyle sadece Çağatay edebiyatının değil, bütün Türk edebiyatının önde gelen simalarındandır. 

Özellikle Farsça Dîvân’ı ve Me-câlisü’n-nefâis adlı tezkiresiyle de İran edebiyatında çok üstün bir mevkii vardır. Farsçanın resmî dil olarak hüküm sürdüğü, Fars edebiyatının Molla Câmî ile zir­veye ulaştığı ve münevverlerin Farsça yazmayı meziyet saydıkları dönemde, Nevâyî’nin,Türkçenin birçok yönden Farsçadan üstün bir dil olduğunu savunması ve Türkçe ile de yüksek bir edebiyat meydana getirmenin mümkün olduğunu biz­zat eserleriyle ispat etmesi, genç şairleri Türkçe yazmaya teşvik ederek Özendir­mesi göz önüne alınırsa, kültür ve edebiyat hayatımızdaki yeri ve hizmeti daha iyi anlaşılır.

Nevâî çocukluk döneminden başlayıp hayatının sonuna kadar söylediği ürkçe şiirlerini toplayarak yedi farklı divan meydana getirmiştir. Bunlardan Beâyi’u’l-bidâye, Hüseyn-i Baykara’nın isteği üzerine, Türkçe yazmış olduğu en eski şiirlerini topladığı divanıdır. Nevâdirü’n-nihâye 1476-1486 yılları arasında söylemiş olduğu şiirlerini ihtiva eden ikinci divanıdır. Garâibü’s-sıgar yine Hü­seyn-i Baykara’nın şiir yazmada durgunlaştığı sırada Nevâî’ye iki ayrı divan daha tertip ederek bunların sayısını dörde çıkarmasını istemesi üzerine, Nevâî’nin ilk tertiplediği iki divanı ile yirmi yaşına kadar söylediği şiirlerini bir sı­nıflamaya tabi tutarak oluşturduğu divanıdır. Eser Günay Kut (Alî Şîr Nevâyî, Ga­ra’ibü’s-sıgar [İnceleme-Karşılaştırmalı Metin], Ankara 2003) tarafından yayımlan­mıştır.

Nevâdirü’ş-şebâb gençlik dönemlerinde yâni yirmi ile otuz beş yaşları arasında yazdığı şiirleri ihtiva eder. Eser üzerine Metin Karaörs doktora çalışma­sı yapmıştır. Bedâyi’u’l-vasat orta yaşlarda yani otuz beş ile kırk teş yaşları arasında yazdığı şiirlerden oluşmaktadır. Eser Kaya Türkay tarafın­ın yayımlanmıştır. Fevâidü’l-kiber ömrünün sonuna doğru yazdığı şiirlerden meydana gelmiş olup Önal Kaya tara­fından neşredilmiştir. Özellikle son dört divanda yer alan şiirlerin kesin olarak Nevâî’nin zikrettiği dönemlerde yazıldığını söylemek zordur.