Emir Timur (Timurlenk)

Kimilerine göre İslamın Orta Asya'daki bayrağı...
Kimilerine göre kan döken bir yağmacı ve din düşmanı....

Kim ne derse desin, şu bir gerçek ki, Timurlenk dünya tarihini değiştirmiş savaşçı bir liderdi.


Târihin en büyük cihangirlerinden biridir. Babası Barlas Aşireti reislerinden Emir Turgaya, annesi Tigin Hatundur. 1336 doğdu. Âlimleri ve Allah dostlarını çok seven babası Emir Turagay, Timur’a aklî ve naklî ilimleriyle kumandanlık bilgilerini ehil hocaların elinden öğretti. Timur, babasının vefatından sonra emirler arasında geçimsizlikler yüzünden memlekette anarşinin hâkim olması üzerine siyasete karıştı. Mâveraünnehir Hâkimi Emir Hüseyin ile birlikte Doğu Türkistan Hükümdarı Tuğluk, Timur’a karşı mücâdele verdiler. 1370’te, Emir Hüseyin ile arası açılan Timur, onun ölümünden sonra Mâverâünnehir’e tek başına hâkim oldu ve Semerkand’a gelerek tahta çıktı.
    
Büyük askerlik vasıflarını üzerinde taşıyan Emir Timur, yedi senede İran’ı hâkimiyeti altına aldı. Âzerbaycan, Irak-ı Acem ve Irak-ı Arab’ı ele geçirdi. Yine 1371 ve 1379 yıllarında yaptığı seferlerle Harezm’i kendine bağladı.

     Ömrü harp meydanlarında geçen Emir Timur, 1389’a kadar beş sefer yaparak Uygurları itaat altına aldı. Mülteci Moğol Prensi Toktamış’a yardım edip, destekleyerek Altınordu hükümdarı yaptı. Toktamış Han, Emir Timur'a ihanet edince, 1390 ve 1391’de onu iki kere mağlup etti. İtil Irmağı doğusuna hâkim oldu. Daha sonra Hindistan üzerine de sefer açıp, 1399’da Kuzey Hindistan’ı zapt ederek büyük başarılar kazandı.
     Yaptığı bütün savaşları kazanan Emir Timur 1401-1402’de Suriye’yi, 1402 Ankara Savaşı sonunda bazı Osmanlı topraklarını hâkimiyeti altına aldı. Böylece Çin’e ve Delhi’ye kadar bütün Asya’yı, Irak, Suriye ve İzmir’e kadar Anadolu’yu aldı. 200.000 kişilik bir ordunun başında Çin’e sefere giderken 1405’te vefat etti.
     Emir Timur âlim, büyük bir hükümdardı. Âlimleri severdi. Pek çok medrese ve kütüphane yaptırdı. Burada pek çok sanat eserleri yaptırarak, örnek ve zengin bir şehir hâline getirdi. Tüzükât-ı Tîmûr adıyla kânunlar çıkardı ve kendi tarihini kendi yazdı. Çağatay dilinde yazdığı bu kitaplar Farsça ve Avrupa dillerine de tercüme edildi. Avrupa edebiyatında kendisine geniş yer verilmiş, 16. yüzyıldan itibaren hakkında pek çok eser neşredilmiştir. Bu eserlerin pek çoğunda Emir Timur'dan iyi kalpli ve büyük hükümdar olarak bahsedilmektedir.
     Osmanlı hükümdarı Sultan Birinci Bayezid Han (1389-1402) ile harp ettiği ve İstanbul'un fethini geciktirdiği için bazı Osmanlı tarihçileri onu kötülemektedir. Ancak, Emir Timur’un Ankara Savaşından sonra İzmir’i Hıristiyan şövalyelerden temizlemesi, Anadolu’daki sapık fırka mensuplarını cezalandırması, bu seferin hayırlı neticelerindendir.
    
Timur öncesinde Orta Asya Türklüğü, doğudan Moğol putperestliği, güneyden Hint Budizm'i, batıdan Fars Zerdüştlüğünün baskısı ve etkisi altındaydı. Emir Timur, devletinin manevi temellerini dayadığı din adamlarıyla, Türkleri yeniden İslâmlaştırdı.

     Timur öncesinde Orta Asya Türklüğü göçebeydi. Timur, Mâverâünnehr’i şehirleştirdi. Obaları iskân etti. Su kanalları inşasıyla toplumu tarıma geçirdi. Büyük şehirleri ticaret yollarına bağladı. Fetihleriyle âlimleri, sanatkârları Orta Asya’ya topladı.

    
İlim adamlarına saygı gösteren, onları koruyan Emir Timur, Teftâzânî gibi büyük âlimleri meclisinde bulundurur, nasihatlerini dinlerdi. Âlimlere karşı o kadar saygısı vardı ki; Buhara caddesinden geçerken Muhammed Bahâeddîn Buhârî (KS) hânkâhının halılarının silkildiğini öğrenince, İslâmiyet'e olan sevgi ve saygısının çokluğundan oraya yaklaşıp, tozları yüzüne sürerek bu bağlılığı belirttiği rivayet edilmektedir. Devrinde yaşayan İslâm âlimlerinin yanında, daha önce yaşamış olanlara karşı da hürmette kusur etmez, onların türbelerini yaptırırdı. Ahmed Yesevî hazretleri bunlardan biridir. İlkelerini "Tüzükat" adlı eserinde yazmıştır.
Dilimiz ve Edebiyatımız

------------------ BİR KISSA--------------

Timur, Şam'ı aldıktan sonra Emeviye Camii'ne gelir.

                              Emeviye Camii

Burada yaşayan Yezid'in yolundan gidenlere, "Hazret-i Peygamber’in mübarek soyundan gelen İmam Hüseyin’i Kerbelâ’da şehit edip mübarek başını şehir şehir dolaştıran, evlâdını susuzluktan helâk eden, soyundan gelenleri orda burda teşhir edenleri takip edenler sizsiniz demek" der ve büyük bir ateş hazırlatır. Yezid'e saygı gösterenleri, yolundan gidenleri bu ateşe attırır. Binlerce insan yanarak can verir.

Hırsını alamaz Yezid'in kabrinin de açılmasını emreder. "Sultanım, Yezid ne de olsa sahabedendir, affet" diyenleri de Yezid'in kemikleriyle birlikte ateşe attırır. Hala tatmin olmamış olacak ki, bütün ordusunu çağırtıp Yezid'in mezarına işemelerini emreder. Dahası askerlerin dışkılarıyla da mezarın çukurunu doldurtur.