Kutadgu Bilig: Tanrı Azze Ve Cellenin Medhini Söyler


Eski Türkçe aslıGünümüz Türkçesine aktarımı
ITeŋri Azze Ve Celle Ögdisin AyurTanrı Azze Ve Cellenin Medhini Söyler
1Bayat atı birle sözüg başladım,
törütgen egidgen keçürgen idim
Yaratan, yetiştiren ve göçüren rabbim olan Tanrının adı ile söze başladım.
2Üküş ögdi birle tümen miŋ senâ,
uğan bir bayatka aŋar yok fenâ
Kadir ve bir olan Tanrıya çok hamd ve binlerce sena olsun ; onun için fânilik yoktur.
3Yağız yer yaşıl kök kün ay birle tün,
törütti halâyık öd üdlek bu kün
Kara yer ile mâvî göğü, güneş ile ayı, gece ile gündüzü, zaman ile zamaneyi ve mahlûkları o yarattı.
4Tiledi törütti bu bolmış kamuğ,
bir ök bol tedi boldı kolmış kamuğ
istedi ve bütün bu varlıkları yarattı ; bir kere :— "ol!"—dedi, bütün diledikleri oldu.
5Kamuğ barça muŋluğ törütülmişi,
muŋı yok idi bir aŋar yok eşi
Bütün bu yaratılmış olanlar ona muhtacdır ; muhtaç olmayan yalnız Tanrıdır ; onun eşi yoktur.
6Ay erklig uğan meŋü muŋsuz bayat,
yaramaz seniŋdin adınka bu at
Ey kuvvetli, kadir, ebedî ve müstağni olan Tanrı, senden başkasına bu ad yakışmaz.
7Uluğluk saŋa ol bedüklük saŋa,
seniŋdin adın yok saŋa tuş teŋe
Ululuk ve büyüklük sana mahsustur ; sana eş ve denk olan başka biri yoktur.
8Aya ber birikmez saŋa bir adın,
kamuğ aşnuda sen sen öŋdün kedin
Ey bir olan Tanrı, bir başkası sana şerik koşulamaz ; başta her şeyder evvel ve sonda her şeyden sonra sensin.
9Sakışka katılmaz seniŋ birlikiŋ,
tüzü neŋke yetti bu erkliglikiŋ
Senin birliğin hesaba gelmez ; bu kudretin her şeye hâkimdir,
10Seziksiz bir ök sen ay meŋü eçü,
katılmaz karılmaz sakışka seçü
Sen, şüphesiz, birsin, ey sonsuz Tanrı; istisna sayıya gelmez.
11Ay iç taş biligli ay hakku’l-yakin,
közümde yırak sen köŋülke yakın
Ey içi ve dışı bilen, ey hakku'l-yakîn ; gözden uzaksın, fakat gönüle yakınsın.
12Barıŋ belgülüg sen kün ay teg yaruk,
neteglikke yetgü köŋül ögde yok
Senin varlığın, parlak güneş ve ay gibi, bellidir ; fakat nasıl olduğunu kavrayacak gönül ve akıl yoktur.
13Ne ersedin ermez seniŋ birlikiŋ,
ne erselerig sen törüttiŋ seniŋ
Senin birliğin eşya ile ilgili değildir ; eşyayı sen yarattın, onlar senindir.
14Kamuğ sen törüttüŋ ne erselerig,
yokadur ne erse sen ök sen tirig
Her varlığı sen yarattın; varlık yok olur, bakî kalan yalnız sensin.
15Törütgen barıŋa törütmiş tanuk,
törümiş iki bir tanukı anuk
Yaratıcı varlığına yaratılmış olanlar şâhiddir ; yaratılan iki — birin hâzır şahididir.
16Anıŋ okşağı yok azu meŋzegi,
neteglikke yetmez halâyık ögi
Onun eşi yahut benzeri yoktur ; nasıl olduğuna mahlûkların aklı ermez.
17Yorımaz ne yatmaz udımaz oduğ,
ne meŋzeg ne yaŋzağ kötürmez boduğ
Yürümez ve yatmaz, uyumaz, uyanıktır ; ne benzer, ne kıyâs edilir, ne de tasavvur götürür.
18Kedin öŋdün ermez ne soldın oŋun,
ne astın ne üstün ne otru orun
Arkada veya önde değildir; ne sağdadır, ne solda; yeri ne altta, ne üstte, ne de ortadadır.
19Orun ol törütti orun yok aŋar,
anıŋsız orun yok bütün bol muŋar
Yeri o yarattı, onun için yer bahis mevzuu değildir; şunu bil ki, onsuz da yer yoktur.
20Ay sırka yakın ay köŋülke ediz,
tanuk ol saŋa barça sûret bediz
Ey her sırra yakın, ey her gönül için yüksek Tanrı, bütün suret ve şekiller sana şahittir.
21Törüttüŋ tümen miŋ bu sansız tirig,
yazı tağ teŋiz kötki oprı yirig
Bu sayısız, yüz binlerce canlıyı, ova, dağ, deniz, tepe ve çukurları sen yarattın.
22Yaşıl kök bezediŋ tümen yulduzun,
kara tün yaruttuŋ yaruk kündüzün
Mâvî göğü sayısızyıldızları ile süsledin, karanlık geceyi ışıklı gündüz ile aydınlattın.
23Uçuğlı yorığlı tınığlı neçe,
tirilgü seniŋdin bulup yer içe
Uçan, yürüyen ve duranların hepsi rızıklarını senden bularak, yeyip, içerler.
24Ediz arşta altın serâka tegi,
tüzü barça muŋluğ saŋa ay idi
Yüksek Arş'tan alttaki toprağa kadar bütün her şey, hepsi sana muhtacdır, ey rabbim.
25Ayâ birke bütmiş tiliŋ birle ög,
köŋül bütti şeksiz amul tutğıl ög
Ey Tanrının birliğine inanmış olan, onu dilin ile öğ; gönülün tereddütsüz inandı ise, aklını işe karıştırma.
26Neteglikke kirme küdezgil köŋül,
barıŋa bütün bolğıl amrul amul
Nasıl olduğunu arama, gönlünü gözet; varlığına inan, sükûn ve huzura kavuş.
27Kalı kançaka kirme tutğıl özüŋ,
kalı kançasız bil uzatma sözüŋ
Nice ve nasıl olduğuna karışma, kendini tut ; onu nicesiz ve nasılsız bil, sözünü uzatma.
28Ay muŋsuz idim sen bu muŋluğ kuluğ,
suyurkap keçürgil yazukın kamuğ
Ey müstağni olan rabbim, sen bu muhtaç kulun bütün günahlarını şefkatle affet.
29Saŋar ok sığındım umınçım saŋa,
muŋadmış yerimde elig tut maŋa
Asıl sana sağındım, ümidim sendedir ; muhtaç olduğum yerde elimden tut.
30Sevüg savçı birle kopurğıl meni,
elig tuttaçı kıl könilik küni
Mahşer günü beni sevgili Peygamber ile birlikte hasret, onu bana şefaatçi kıl.
31Tüzü tört eşiŋe tümen miŋ selâm,
tegürgil kesüksüz tutaşı ulam
Onun dört arkadaşının her birine aralıksız, devamlı sayısız selâm eriştir.
32Uluğ künde körkit olarnıŋ yüzin,
elig tuttaçı kılğıl edgü sözin
Ulu günde onların yüzünü göster, şefaatlerini bana yardımcı kıl.
33Seni erdüküŋ teg ögümez özüm,
seni senmet öggil kesildi sözüm
Seni olduğun gibi medhedemiyorum ; seni sen medhet! sözüm kesildi.
göktürk anıtları