Anadolu
Selçuklu Sultanı II. Kılıç Arslan ile Bizans imparatoru Manuel I Komnenos
arasında, Denizli yakınlarında Miryokefalon'da (Myriokephalon) yapılan savaş
(17 Eylül 1176).
Suriye ve
Musul hükümdarı Atabeg Nureddin Mahmud Zengî'nin ölümü üzerine (1174), büyük
bir rakipten kurtulan II. Kılıç Arslan, ertesi yıl, Orta Anadolu'da Sivas ve
Tokat bölgelerine hâkim olan Danişmendli Türk beyliğine son verdi. Türklerin
Bergama ve Edremit'e kadar ilerlemeleri, Bizans İmparatoru Manuel'in, Kılıç
Arslan'ı ezmek ve Türk hâkimiyetine kesin bir şekilde son vermek için
hazırlıklara girişmesine sebep oldu. Manuel, papaya bir mektup yazarak, zamanın
yeni bir haçlı seferi için elverişli olduğunu ve "Anadolu'dan geçen yolun
artık güven altına alınacağını" bildirdi. Manuel, amcasının oğlu
Andronikos Batatzes'i bir orduyla Paphlagonia'ya doğru yola çıkardı ve kendisi
de büyük imparatorluk ordusuyla, Kılıç Arslan'ın başkenti olan Konya üstüne
yöneldi. Kılıç Arslan, imparatora elçiler göndererek barış isteğinde bulundu,
fakat Manuel bunu kabul etmedi. Paphlagonia üstüne giden Andronikos Batatzes,
eylül ayı başlarında, Niksar surları önünde Türklere ağır bir şekilde yenildi.
Batatzes'in kesilen başı, bir zafer nişanesi olarak II. Kılıç Arslan'a
gönderildi. Bundan birkaç gün sonra Manuel'in ordusu, Menderes vadisinden
geçerek Eğridir gölü ucundaki Sultandağı dizisine giden dağlık bölgeye girdi.
Kuşatma araçları, erzak fazlalığı ve ağır arabalar, ordunun ilerlemesini
yavaşlatıyordu. Ayrıca geçmek zorunda oldukları bölge, Türkler tarafında tahrip
edilmişti. Bizans ordusunun ilerlediği yol üzerinde, Tribritze denilen ve çıkış
yerinde, tahrip edilen Miryokefalon kalesinin bulunduğu bir geçit vardı. Türk
ordusu, burada bir dağ yamacında toplu olarak bulunuyordu. Manuel'in ileri
görüşlü subayları, bu ağır hareketli orduyu, çukur yoldan geçirmemesi için
imparatoru uyardılar. Fakat ordudaki genç ve tecrübesiz prensler, kendilerine
güveniyor, şan ve şöhret kazanmak istiyorlardı. Bunlar, imparatora baskı
yaparak onu bu yolda ilerlemeğe zorladılar. Kendine bağlı küçük beyliklerden
yardımcı kuvvetler alan Kılıç Arslan'ın ordusu, hemen hemen Manuel'in ordusuna
eşit, ancak daha kötü teçhizatlıydı. Fakat, Türk ordusunun daha fazla hareket
imkânı vardı. Bizans öncü kuvvetleri, zor kullanarak geçide girdi (17 Eylül
1176). Türkler, geri çekilerek dağlara saptılar, sonra da imparatorluk ordusu
dar yola girdiği sırada, yamaçlardan aşağı inerek geçit içine saldırdılar.
İmparatorun kayınbiraderi, bir süvari alayı başında, Türklere karşı saldırıya
geçti. Fakat, bütün adamlarıyla birlikte kılıçtan geçirildi. Geçidin aşağısında
bulunan askerler, onun durumunu görüyorlar, fakat sıkışık durumda oldukları
için yardım edemiyorlardı. Manuel, cesaretini kaybederek paniğe kapıldı ve
geçitten çıkmak için geriye kaçtı. Bunun üzerine, bütün ordu onu takip etti.
Fakat, ağırlıklar yolu kapamıştı. Askerlerden çok azı kurtuldu. Akşama kadar
süren savaş sonunda, II. Kılıç Arslan, Manuel'e bir haberci göndererek, derhal
geri dönmesi, Eskişehir (Dorylaion) ve Gümüşsu (Sublaion) kalelerini yıkması
şartıyla ona barış teklif etti ve kalan ordusuyla geçitten çıktı. Manuel,
Bizans'a dönerken, yolda Türkmenlerin sürekli saldırılarına uğradı.
Miryokefalon
savaşı, Selçuk ve Bizans tarihinin dönüm noktalarından biridir. Türklerin,
Malazgirt'ten sonra Bizans'a vurdukları bu ikinci darbe sonucu Bizans,
Anadolu'da üstünlüğünü kaybetti.
Not: İçerik, internetten alıntılanarak derlenmiştir…
Not: İçerik, internetten alıntılanarak derlenmiştir…