Mustafa,
1881 senesinde Yunanistan’ın Selanik kentinde (o zamanlar Osmanlı topraklarında
idi) doğdu. Babasının ismi Ali Rıza Efendi, annesinin ise Zübeyde Hanımefendi.
Osmanlı İmparatorluğu zamanında nüfus kayıtları düzenli olarak tutulmadığı için
doğum günü kesin olarak belli değildir. İlerleyen zamanlarda ona doğum tarihi
sorulduğu zaman ” Neden 19 Mayıs 1881 olmasın” cevabını vermiştir.
Mustafa’nın
babası gümrük memurluğunda çalışıyordu. Daha sonra buradaki görevini bırakıp
kereste ticareti yapmaya başladı. Orta halli bir aile idi. Ancak mutlu ve
düzenli bir aile ortamı vardı. Mustafa, Osmanlı Tarihinin kapanmasına sebep
olan olayların çok yoğunlaştığı Trakya’nın en önemli şehri olan Selanik’te
büyüdü. Bu bölge ekonomik, siyasi ve kültürel olarak bölgeye yakın ülkelerden
oldukça fazla etkilenen bir bölgeydi. Hristiyan ulusların Osmanlı’ya karşı
isyan etmeleri, büyük devletlerin yayılma ve nüfuz siyasetleri, en çok burada
etkisini gösteriyordu. Bu durum onu çok derinden etkiliyordu. Burada bu
olayların meydana gelmesi onun ileride ülkenin geleceği ile ilgili kararlar
alırken daha realist ve duyarlı hareket etmesini sağlamıştır.
Atatürk’ün
okula başlaması ailede görüş ayrılıklarına neden oldu. Annesi Mustafa’yı
mahalle mektebine vermek istiyor; fakat babası, onun yeni yöntemlerle eğitim
yapan bir okulda eğitim almasını doğru görüyordu. Ancak Zübeyde Hanımefendi’yi
de üzmek istemiyordu. Nihayetinde görüş ayrılığı tatlıya bağlandı. Mustafa ilk
olarak, annesinin dediği gibi törenle mahalle mektebine kayıt oldu. Sonra bu
okuldan alınıp Şemsi Efendi İlkokulu’na kaydedildi.
Ali
Rıza Efendi’nin vefat etmesi de aileyi zor durumda bıraktı. Zübeyde Hanımefendi,
çocuklarını yanına alarak, Selanik civarında çiftlik işleten erkek kardeşinin
yanına yerleşti. Mustafa’nın okuldan geri kalması, Zübeyde hanımı oldukça
tedirgin ediyordu. Bu sebeple Selanik’e geri döndü.
Mustafa,
Selanik Mülkiye Rüştiyesi’ne kaydoldu. Ancak asker olmak istediği için bu okulu
yarıda bıraktı. Daha sonra annesinden habersiz bir şekilde, askeri rüştiyenin
sınavlarına girdi. Sınavı kazanınca, annesi Mustafa’nın isteğini kabul etti.
Mustafa’nın yetişmesinde ve düşünsel gelişiminde, Selanik Askeri Rüştiyesi
oldukça önemli yer tutar. Selanik Askeri Rüştiyesi’nde, yetenek ve zekâsı ile
arkadaşlarının ve öğretmenlerinin sevgisini kazanmayı başardı. Mustafa’nın
matematik öğretmeni ona şöyle dedi: “Senin de adın Mustafa, benimde arada bir
fark olması gerekmektedir. Artık senin adın Mustafa Kemal olsun.” Mustafa
Kemal, kendisinin sınıf arkadaşlarının karşısında gururlandırılmasına çok
sevindi. Türk tarihinin onur sayfalarına geçecek “Kemal” adı bu şekilde
konuldu.
Mustafa
Kemal Askeri Rüştiye’yi bitirdikten sonra Manastır Askeri İdadisi’ne kaydoldu.
Bu arada başka bir okula devam ederek Fransızcasını geliştirdi. Manastır Askeri
İdadisi’ni bitirince harp okulunda eğitimine devam etti. Harp okulunu da üstün
başarı ile bitirdikten sonra da harp akademisine giren Mustafa, kurmay yüzbaşı
rütbesiyle 1905 senesinde orduda göreve başladı.
O,
büyük bir asker ve nadir yetişen komutanlardandı.
İlk
askeri başarısını, Trablusgarp’ta kazandı. Birinci Dünya Savaşı esnasında
Balkanlarda, Çanakkale’de, Kafkasya’da ve Kurtuluş Savaşı Türk tarihinin
sayfalarına parlak sayfalar ve destanlar olarak geçmiştir.
29
Ekim 1923′te TBMM tarafından (reis-i cumhur) cumhurbaşkanı seçildi. Mustafa
Kemal Atatürk’ün Hayatı; Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık,
Devletçilik, Laiklik ve İnkılapçılık ilkeleri ile Türk ulusuna nasıl hareket
etmesi gerektiğini göstererek geçmiştir.
Askerlik
hayatı esnasında üstlendiği görevler ve kazandığı başarılar, onun askerlik
dehasını ortaya koyan en önemli örneklerdir. Özellikle, Kurtuluş savaşı
zamanında başkumandan olarak Sakarya ve Dumlupınar savaşlarında elde ettiği
başarılar çok önemlidir.
Kurtuluş
Savaşı’ndan sonra Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu. Kurduğu Türk devletini en
mükemmel şekilde yönetip bu devletin gelişmesini sağladı. Devlet yönetiminde,
asıl hedefi; demokratik, laik, özgür bir cumhuriyet yönetimi oluşturmaktı.
Osmanlı
İmparatorluğu döneminde, Türk ulusu, çağdaş uygarlığın dışında kalmıştı. Bu
sebeple Mustafa Kemal Atatürk Türk ulusunu çağdaş uluslar seviyesine çıkarmak
için devrimlerini birer birer yapmaya başladı. Türk ulusunu layık olduğu
seviyeye getirmeyi hedefledi ve bu hedefini gerçekleştirdi.
Atatürk
son yılları ve ölümüne kadar Türk ulusunu, Türkiye Cumhuriyeti Devletini
yükseltmek ve geliştirmek için çabaladı ve bu amacını Atatürk İnkılapları ve
Atatürk İlkeleri ile gerçekleştirdi.
Ulu
önderimiz Atatürk 10 Kasım 1938 tarihinde hayata gözlerini kapadı.