-Ali Şir NEVAİ-

Gerçek bir TÜRK Milliyetçisi olan Nevâî,Türklüğüyle gurur duyar, Türklerin yaratılış, anlayış ve kavrayış bakımından kimseye benzemediklerini ve bütün milletlerden üstün olduklarını belirtir:


“Yakîn kılmamış halk sending kişi “
(Muhakkak ki TANRI senin gibi insan yaratmamıştır.)

-Ali Şir NEVAİ-


Nevâî’de dil bilinci ve milliyetçilik duygusu öylesine köklüdür ki, Türkçe konuşup yazmayanları, Türk soyundan olsalar bile Türk saymaz.

“Eger bir kavm ger yüz, yoksa meningdür
Muayyen Türk ulusu hod, meningdür

Alıp men taht-i fermanımga âsân
Çerig çekmey Hıta’dan ta Horasan

Horasan dimegil Şiraz u Tebriz
Ki kılmış devrini kilkim şeker-rîz

Köngül bermiş sözümge Türk, can hem
Ni yalguz Türk belkim Türkman hem

Ni milk içre ki bir ferman yıbardım
Anıng zabtıga bir Divan yıbardım

Bu divan tuttı ol kişverni andak
Ki “Dîvân” tüzmegey “defter”ni andak

“Türk Ulusu ister bir kavim isterse yüz hatta bin uyruk olsun gerçekte bunların hepsi benimdir. Ben çeri, (ordu) çekmeden Hıta (Çin) ülkesinden Horasan’a varıncaya kadar uzayan bölgelerdeki bütün Türkleri kendi buyruğumun altına aldım. Yalnız Horasan değil Şiraz (İran), ile Tebriz (Azerbaycan=Akkoyunlu) Türkleri çağını da benim kalemim şeker dökerek tatlı kılmıştır. Türkler benim sözlerime (şiirlerime) gönlünü kaptırmış, canını bile vermiştir. Yalnız Türkler (Uygur, Çağataylı, Altınordulu=Kazan, Kıpçak) değil Türkmenler (Akkoyunlu ve Osmanlılar) de benim şiirlerime gönlünü ve canını vermiştir ve sözümü tutmuştur. Ben bu ülkeleri ele geçirmek için ferman göndermiş değilim; ancak bir Dîvân (şiirler) göndererek bu işi yaptım. Bu dîvân (devlet sınırlarını tanımayarak) ülkeleri öylesine tuttu ki hiçbir devletin idaresini düzenleyen Padişah ve vezirlerin toplu bulunduğu dîvân ile defterleri böylece sağlam zaptedip, düzene koyamaz. Benim dîvânım Cihangir padişahların divanından daha çok üstün bir gönül isteği ve gücüyle Türk ülkelerini hükmü altına almıştır.”

-Ali Şir NEVAİ-