Özen TOPÇU
Atatürk’ün yaşamı, kazandığı
savaşlar, ortaya koyduğu ilkeler, yapmış olduğu devrimler ve yazdığı eserler
incelendiğinde; hemen hemen her konuda çağının ilerisinde bir komutan ve devlet
adamı gerçeği ile karşılaşılır. O, askerî ve siyasi dehayı tek kişilikte
birleştiren devlet adamıdır.
Dünya tarihinde konu olarak İkinci Dünya Savaşı
bir yana bırakılırsa; hakkında en fazla yazılan, konuşulan insan Atatürk’tür.
Daha Atatürk’ün ölümünün 50. yılında kendisi hakkında 46 yabancı dilde 6 binin
üzerinde eser yazılmıştır.[1] Ayrıca sayısız makale ve konferans da bu sayıya
eklendiği zaman hiçbir milletin büyüğü için bu kadar çok eser yazılmadığı
gerçeği ortaya çıkar.[2] Atatürk’ün ölümünün üzerinden üç çeyrek asırdan fazla
geçmiş olmasına rağmen dünyanın çeşitli ülkelerinde, çeşitli dillerde
enstitüler kurulması ve kitaplar yayımlanması, onun düşüncelerinin uyandırdığı
yankıdan kaynaklanır. Düşüncelerinin evrensel bir nitelik kazanmış olduğuna en
iyi kanıt ise ölümünün 25. yılı3 olan 1963’te ve doğumunun 100. yıl dönümü olan
1981’de UNESCO tarafından dünya çapında anılmasıdır. 4
Amerikan Başkanı Bill Clinton, 2000
yılında yayımladığı milenyum mesajında şunları söylüyordu:
“Bugün milenyumun hiç şüphe yoktur
ki tek devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk’tür. Çünkü o; yılın değil, asrın
lideri olabilmeyi başarmış tek insandır.”5
ABD’li Profesör Arnold Ludwig; 20. yy.de dünyaya damgasını vurmuş, ülke
yönetmiş Mao’dan Roosevelt’e, De Gaulle’den Nehru’ya, Churchill’den Hitler’e
Mandela’dan Stalin’e kadar 119 ülkeden 2000’i aşkın lider ve 377 devlet adamı
hakkında derin bir araştırmaya girişir. Liderleri sıralarken 200 değişik kıstas
kullanılır. 18 yıl süren bu araştırma sonucunda, 20. yüzyılın gelmiş geçmiş en
büyük devlet adamı ve liderinin Mustafa Kemal Atatürk olduğu ortaya çıkar.6
Mısır’da yayımlanan El Ahram
gazetesi, “Atatürk, tarihte görülmüş
olan büyük adamların hiçbirine benzemez. Çünkü onun yaptıkları insanoğullarının
yapabilecekleri şeylerden değildir.”7 diyerek onun vasıflarını ortaya koymaya
çalışmıştır.
Bir Alman Gazetesinden İlginç Öngörü
Atatürk’ün yüceliği, yüksekliği, eşsiz liderliği hakkında yabancı devlet
adamı, bilim adamı, büyükelçi, gazeteci ve yazarlar tarafından kaleme alınmış
binlerce kitap, on binlerce makale, bildiri ve sözler vardır. Özellikle,
Atatürk’ün ölüm yılı olan 1938’de ve bunun onuncu yıllarını takip eden 10 Kasımlarda,
Atatürk’ü öven çok sayıda demeç mevcuttur. Ancak bir yazı var ki bize çok
ilginç gelmiştir. Bir Alman gazetesi, büyük bir öngörüyle, henüz Sakarya
Savaşı’nın bile kazanılmadığı bir tarihte, onu dünya çapında “ulusal kurtarıcı”
olarak gösteren bir yazı yazmıştır. İşte, 29 Mayıs 1921 tarihli “Müncher
Naueste Nachricten” gazetesinden satır başları:
“Küçük Asya’nın kalbinden doğan ve ‘fraklı yağmacılara’ alayla gülerek
‘Benim inisiyatifim ve onayım dışında alınan bütün kararlar sadece bir kâğıt
parçasıdır.’ diyen, büyük güçlükler altında insanüstü başarılar elde eden;
halkına, kendisine ve geleceğine inanmayı tekrar öğretebilen, Türk halkına en
zor anında Tanrı tarafından gönderilen bu insanın adı Mustafa Kemal Paşa’dır…
Doğa, sanki bu ateşli dehayı Türkiye’nin üzerine sinen karanlığı kaldırmak için
yaratmış gibi… O; yalnız Türkiye tarihinde değil, aynı zamanda dünya tarihinde
de “ulusal kurtarıcılar” arasındaki parlak yerini aldı bile.8
İlk Atatürk Biyografisi
Günümüzde Atatürk üzerine yazılmış, sayısı abartısız on binlerle
söylenen Türk ve yabancı eser karşımıza çıkmaktadır. Bu sayı, yeni
araştırmacıların yeni katkılarıyla durmaksızın çoğalmaktadır.9 İlginç olan ise
yenilerin yanında eskilerin de ortaya çıkıyor olması. Mısır’da yazılan bir
Atatürk biyografisi, Prof. Zekeriya Kurşun tarafından bulunmuştur. Biri Mısırlı
gazeteci ve devlet adamı, diğeri Suriyeli bir tarihçi olan iki yazar tarafından
kaleme alınan bu eserin basım yılının 1922 olması itibarıyla dünyada kaleme
alınan ilk Atatürk biyografisi olduğu da anlaşılıyor. Kitapta Atatürk’ten,
“İslam’ın ve Doğu’nun kahramanı Mareşal Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri”
olarak söz ediliyor.10
Son Söz
Yazımı, büyük tarihçimiz Cemal
Kutay’dan bir alıntıyla tamamlamak istiyorum: Cemal Kutay, Atatürk’ün naaşının
“geçici kabir” olarak seçilen Ankara Etnoğrafya Müzesi’ne konulduğu 21 Kasım
1938 günü yapılan büyük resmî törende protokol görevlisidir. Kutay, şunları
aktarıyor:
“Atatürk, 21 Kasım 1938’de Ankara’nın yollarını doldurmuş olan dünya
kalabalığının elleri üstünde, Etnoğrafya Müzesi’ndeki geçici kabrine
konulmuştu. Gerçekten tüm dünyayı ardına takmıştı. Protokol ödevim gereği çoğuyla
tanıştım. Büyük bölümü politikacı, fikir adamı, gazeteci olan topluluğun
izlenimleri içinde unutulması imkânsız olanlar vardı. Bunlardan birini
aktaracağım: ARIBA adlı Portekiz gazetesinin genç yazarı Mustafa Kemal’i şöyle
yazıyordu:
‘İnsanoğlu yakın/uzak gelecekte erişemediği yüceliklere ve ayrıcalıklara
uzanacak, erişecektir. Ama inanınız ki siz Mustafa Kemal’e yaklaştıkça o,
yücelik kazanacak ve aranızdaki boşluğu daima koruyacaktır.”11
TIME dergisinin 24 Mart 1923 sayılı
kapağı. Dergide şunlar yazılı:
“O, bugün Türkiye’yi özgürlüğüne
kavuşturan biri. O; halkını, yabancı güçlerin boyunduruğundaki bu bataktan
kurtardı. Onların, üzerindeki niteliklerini fark etmelerini sağladı ve onlara
bağımsızlık düşüncesi ve hareketini getirdi.”
Mısır’da, Eylül 1922’de basılan ve
Atatürk hakkındaki ilk biyografi sayılan, Türkçeye çevrilmiş adı “Gazi Mustafa
Kemal Paşa’nın Hayatı-Anadolu’da Türk Millî Mücadelesi” olan eserin kapağı.
Mağlup düşmanın son selamı.
Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal Paşa’yı, vatanını İngiliz-Fransız-Rus,
Kanada-Avustralya-Yeni Zelanda ve hatta Hint Mecusilerin başında istilaya gelen
Müttefik Kuvvetleri Komutanı İngiliz Mareşal Birdwood, elinde müşirlik asasıyla
Atatürk’ü selamlıyor. (21 Kasım 1938)
Yugoslavya Savunma Bakanı General
Ljubomir Marić’i kabul ederken… (Ank. 19 Mayıs 1938)
Lloyd George:
“Yüzyıllar nadir olarak dâhi
yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki o büyük dâhi çağımızda Türk milletine
nasip oldu. M. Kemal’in dehasına karşı elden ne gelirdi?”
Afgan Kralı Amanullah Han ve eşi Kraliçe
Süreyya’nın şereflerine verilen davete katılırken… (24 Mayıs 1928)
[1] Şevket Süreyya AYDEMİR; Tek Adam
Mustafa Kemal, Cilt II, Remzi Kitabevi, 18. baskı, İstanbul, 1999, s. 11; Zafer
ÖZKAN; “Atatürk Niçin Farklıydı?”, Silahlı Kuvvetler Dergisi, Sayı 359, Ocak
1999, s. 1.
[2] Dündar SAYLAN; “Atatürk ve
Dünya”, Gaziler Dergisi, Türkiye Muh. Gaz. Der. Yay., Sayı 72, Ankara, 1999, s.
9.
3 UNESCO; prensip olarak ölüm için
50, doğum içinse 100. yılları anma yılı olarak kabul etmişken ilk kez Atatürk
için bu prensibini bozdu ve ölümünün 25. yılı olan 1963’te onun anılması
kararını aldı. bk. Ergün AYBARS;
“Atatürk’ün Evrenselliği”, Atatürk’ün Düşünce Yapısı ve Türkiye, Gen. Kur.
ATASE Bşk.lığı Ankara, 2006, s. 200, dipnot 3.
4
M. Vehbi TANFER; “Türk İnkılabının Evrenselliği”, AAM Dergisi, Cilt XI,
sayı 32, Temmuz 1985, s. 493; Turhan FEYZİOĞLU; Atatürk ve
Milliyetçilik, Atatürk Araştırma
Merkezi, Ankara, 1987, s. 95.
5
Bütün Dünya Dergisi, Başkent Üniversitesi Kültür Yayını, Ankara, Mart
2012, s. 25; Ogün DELİ; Kemal Atatürk, Alter Yayıncılık, Ankara, 2003,
s.41.
6 Hanri BENAZUS; Niçin Atatürk?,
Bizim Kitaplar, İstanbul, 2012, s. 9.
www.azfi.org.
7 Bekir TUNAY; “Atatürk ve
Liderlik”, AAMD, Cilt 1, Sayı 2, Mart 1985, s. 557.
8 S. Eriş ÜLGER; “Atatürk’e Özlem”,
Bütün Dünya Dergisi, Kasım 2012, s.32;
Hanri BENAZUS; age., s. 293-294.
9 Seçil Karal AKGÜN; “Türkiye
Cumhuriyeti Tarihinin Başlıca Kaynaklarında Atatürk”, Doğumunun 125.
Yılında Mustafa Kemal Atatürk
Uluslararası Sempozyumu Bildirileri (15-18 Mayıs 2006), AAM Yay., Ankara, 2011, s. 46.
10 Serpil YILMAZ; “Atatürk’ün İlk
Biyografisi Mısır’da Yazıldı”, Milliyet Gazetesi, 8 Şubat 2011.
11 Cemal KUTAY; Atatürk Olmasaydı,
Milliyet Yayınları, İstanbul, 2003, s. 5.