İrevan
Hanlığı XVIII. yüzyılın 2. yarısı XIX. yüzyılın başlarında diğerlerine oranla
daha kuvvetli bir stratejik duruma sahip olan Azerbaycan Türk hanlıklarından
birisiydi. Aslında bir Azerbaycan toprağı olan bu hanlığın arazisinde bugün
yapay bir Ermenistan Devleti kuruludur.
İrevan
Hanlığı Safeviler Devleti'nin dahilinde Çukursa'd (İrevan beylerbeyliği) adlı
arazide kurulmuştu. Çukurs'ad beylerbeyliği İrevan şehri ve çevresini, Maku,
Sederek, Nahçıvan ilini, aynı zamanda Beyazit kalesini, Şadilu kabilesinin
vilayeti ile Dumbuli kabilesinin vilayetini ve Magazberd'i içine almaktaydı.
Beylerbeyliğini,
Ustaçlu ve Kacar boylarının temsilcileri yönetiyorlardı. 1441 yılında
Kilkya'dan sürülen Ermeni katalikoslarının İrevan şehrine yakın Eçmiedzin (üç
müezzin-üç kilise demektir) manastırını kendilerine ikametgah seçtiklerini
belirtmeliyiz. Daha sonraları Eçmiedzin tüm dünya grigoryen mezhebli
Ermenilerin dini merkezine dönüştürülmüştür.
Ağustos
1724 tarihinde İrevan şehri Osmanlılar tarafından ele geçirildi.
Osmanlılar
İrevan şehri ve çevresini 1735 yılına kadar yönettiler. Afşar boyundan olan
Nadir'in yönetimindeki İran Devleti'nin yeniden kurulması ve kuvvetlenmesi
dolayısıyla aynı yıldan başlayarak adı geçen arazi yeniden İran'ın yönetimine
geçti.
1736
yılında Nadir Şah, Mugan kurultayında kendisini Şah ilan ederek resmen Safevi
sülalesinin hakimiyetine son verdi. Nadir Şah bu dönemde güvenilir adamı Pir
Mahmut Han'ı, İrevan Beylerbeyi olarak atadı.
1747
Haziran ayında Şah, sarayda bir suikast sonunda öldürülünce onun devleti de
dağılmış oldu. Azerbaycan arazisinde bir devlet değil 20 civarında hanlık
kuruldu.
Kurulmuş
hanlıklardan biri de İrevan Hanlığı'ydı. İrevan Hanlığı'nın, Son araştırmaları
dikkate aldığımızda Mir Mehti Han'ı, İrevan Hanlığı'nın kurucusu olarak kabul
edebiliriz. Azerbaycan'ın kuzeybatısında yerleşen bu hanlığın başkenti İrevan
şehriyle birlikte Kırkbulak, Zengibasar, Garnibasar, Vedibasar, Şerur, Soran,
Derek, Saatlı, Tala, Seyidli-Ağaçlı, Serderebad, Gerni, Abran, Dereşişek ve
Göyçe olmak üzere 15 vilayeti bulunmaktaydı.
Diğer
Azerbaycan şehirlerinde olduğu gibi İrevan'da da birçok meslek dalları
gelişmişti. Şehirde terzi, şapkacı, çekmeci, terlikçi, kuyumcu, dokumacı
boyacı, kasap, ekmekçi, kebapçı, saraç, kalfa, marangoz, dülger, derici,
manifaturacı, camcılık gibi meslek dallarıyla uğraşanlar çoktu. Bu meslek
sahiplerinin çoğu esnaf odalarında birleşmişlerdi.
Esnaf
dükkanları genelde şehir meydanında yerleşmişlerdi. Yurtdışı, transit ve iç
ticaret de genel olarak pazarlarda yapılıyordu. İrevan pazarında irili ufaklı
138 dükkan vardı.
İrevanlı
Mir Mehdi Han, kendi arazisini genişletmek amacıyla 1748 yılının başlarında
Urmiye Hanlığı'na saldırdı ve onun bazı bölgelerini ele geçirdi.
1749
yılında ise İrevan Hanlığı saldırıya uğradı. Karabağlı Penahali Han, İrevan
Hanlığı'na saldırarak Eçmiedzin çevresindeki toprakları yağmalayıp, geri döndü.
Hanlıktaki Ermeniler bu olaydan yararlanarak yardım için Gürcü çarları baba
oğula-Teymurz'a ve II. İrakli'ye başvurdular. Zaten Azerbaycan topraklarına,
özellikle İrevan'a göz dikmiş Gürcü çarları bu fırsatı kaçırmadılar. Çarlar
1751 yılının Eylülü'nde hanlığa saldırarak Mir Mehdi Han'ın ordusunu yendiler
ve buradan da Tebriz'e kadar ilerlediler. Bu olaydan sonra İrevan hanı, Gürcü
çarlarıyla birlikte olmaya söz verdi.
Bu
nedenle de, İrevan hanı, Gence hanıyla birlikte Teymuraz ve II. İrakli'nin 1751
yılında Şekili Hacı Çelebi Han'a karşı savaşa katıldılar. Ama saldırıda Hacı
Çelebi Han Gürcü çarlarını ve onların taraftarlarını yendi.
Daha
sonraları İrevan Hanlığı güneyden gelen tehlikelerle karşılaştı. 1748 yılında
Mir Mehti Han tarafından yenilen Urmiye Hanı Fetali Han Afşar, öç almak için
fırsat kolluyordu. O, bir zamanlar Nadir Şah'ın, daha sonraları Emir Aslan
Han'ın yanında hizmet eden, şimdi özgür olan Azat Han'ın yönettiği çeteleri
kullanmaya karar verdi ve Azat Han'ı kendi tarafına çekmeyi başardı. Fetali
Han, Azat Han'ı bir kısım Urmiye savaşçısıyla İrevan'a gönderdi. Bu ordunun ön
birlikleri İrevan Kalesi'ni kuşattılar. İrevan Ermenileri yeniden Gürcü
çarlarından yardım istediler. Gürcü ordusu II. İrakli'nin komutasında İrevan'a
yürüdü. Onlar Afşar-Afgan ordularının sayıca az olan İrevan'daki öncü
birliklerini yendiler.28 Ama vazgeçmemiş olan Urmiye ve Afgan ordusunun
yaklaştığını gören Gürcü çarları İrevan çevresini acele terkettiler. Azat Han
kolaylıkla İrevan Kalesi'ne girdi, burada bir müddet dinlendikten sonra II.
İrakli'yi takip etti. İki taraf arasında yapılan kısa savaş sonrası II. İrakli
kendisi için ağır koşullarla barış imzaladı. O, 200 Gürcü askerini, Zal Bey ve
Aslan Bey adlı nüfuzlu iki Gürcü feodalını rehin verdi.
Hatta
II. İrakli'nin kızkardeşini bile rehin verdiği hususunda bilgiler de vardır.
Azat Han Güney Azerbaycan'a döndüğünde Mir Mehdi Han'ın yerine Halil Han
Özbey'i İrevan'da hanlık tahtına oturtmuştu.
Afşar
ve Afgan orduları Kuzey Azerbaycan'ı bırakıp gittikten sonra Gürcü çarları
yeniden Azerbaycan hanlıklarına karşı işgal politikasına devam ettiler. Onlar
1752 yılında Kuzey Azerbaycan'ın en kuvvetli hanı olan Hacı Çelebi Han'a karşı
yeniden harekat başlattılar. Çarlar birçok Azerbaycan hanını, bu arada İrevan
hanı da dahil olmak üzere hile ile Hacı Çelebi Han'a karşı savaşı görüşmek ve
konuşmak adıyla Gence yakınlarında bir bölgeye çağırarak hapsettiler. Hacı
Çelebi Han'ın büyük orduyla geldiğini gören Çarlar hapsettikleri Azerbaycan
hanlarını da alarak Tiflis'e doğru hareket ettiler. Hanlar, Hacı Çelebi Han'a
onları serbest bıraktırmaları için gizli yolla haber saldılar. Hacı Çelebi Han,
Tiflis civarında Gürcü çarlarına yetişti. Gürcüler, hanları bırakıp şehre
kaçtılar30 ve diğer hanlar gibi İrevan Han'ı da bundan sonra İrevan'a döndü.
Halil
Han'ı İrevan'da destekleyenler çok azdı. Bundan yararlanan yerli feodal, Hasan
Ali Han Kaçar ihtilal yaparak hanlık tahtını ele geçirdi. Hasan Ali Han toplam
4 yıl hanlık yaptıktan sonra 1759 yılında bu görevi kardeşi Hüseynali Han üstlendi.
1756
ve 1769 yıllarında II. İrakli yeniden İrevan Hanlığı'na saldırmış ve Hüseynali
Han'ı kendisine bağlı bir hale getirmişti. O, Gürcü hazinesine belli miktarda
vergi vermek durumunda kaldı. İran'da yönetimi ele geçiren Kerim Han Zend,
Gürcü çarlarının Azerbaycan hanlıklarını etkilemesine razı değildi. O,
Hüseynali Han'a II. İrakli'ye vergi vermemesini teklif ederek onu savunacağına
söz verdi. Bunun üzerine Hüseynali Han II. İrakli'ye verilen vergi için itiraz
etti.
1779
yılında Kerim Han Zend öldükten sonra İran'da ve Azerbaycan'daki iç
çekişmelerden yararlanan Gürcü Çarı II. İrakli, yeniden İrevanlı Hüseynali
Han'dan vergi istedi. Hüseynali Han'ın buna itiraz etmesi üzerine II. İrakli,
20 binlik bir orduyla hanlığa saldırdı. Kuvvetli bir savunmayla karşılaşan Çar
geri dönmek zorunda kaldı. Gürcü Çarı döndüğünde İrevan Hanlığı'ndan kendisiyle
birlikte 1600 Hıristiyan ve 700 Müslüman ailesini de götürdü.
Hüseynali
Han Osmanlı İmparatorluğu'nun desteğine güvenerek Gürcistan'a götürülmüş
ailelerin geri verilmesi talebinde bulundu. II. İrakli bunu yapmasa da İrevan
hanına karşı biraz yumuşadı. Nihayet, Eçmiedzin katalikosu Simon'un
aracılığıyla II. İrakli ile Hüseynali Han arasında antlaşma imzalandı.
Hüseynali Han, II. İrakli'ye yılda 30 bin manat vergi vermeyi kabul etti. Hatta
bazı kaynaklardaki bilgilere göre İrakli bu miktarı 50 bin manata kadar
yükseltmişti.
Hüseynali
Han bir müddet sonra yine II. İrakli'ye bağımlı olmaya itiraz etti. Gürcü
ordularının sık sık İrevan'a saldırması Osmanlı Devleti'ni rahatsız ediyordu.
Bu yüzden de Akalsık Paşası II. İrakli'yi bir nota ile uyardı.
Kartli-Kaheti
Hanlıklarını işgal etme amacıyla II. İrakli, Rusya'dan askeri yardım almak için
24 Temmuz, 4 Ağustos 1789'da Georgiyevsk şehrinde Rusya'nın hakimiyetini
tanıyan bir antlaşma imzaladı.
İrevan
Hanlığı'na karşı yabancı tehditlere komşu-dini ve dili bir olan Osmanlı Devleti
tarafsız kalamazdı. Sultanın emriyle İrevan'daki durumu öğrenmek için Kars
şehrinden üç "tüccar" buğday almak maksadıyla İrevan'a gönderildi.
Onlar İrevanlılara mücadele etmelerini önerdiler ve Azerbaycanlılara İstanbul'dan
Kars'a çok sayıda top getirildiğini bildirdiler. İstanbul'dan Kars'a top
getirildiği haberini Trabzon'daki Ermeni yepiskopu da İrevan Ermenilerine
iletmişti. Osmanlı'dan İrevan Hanlığı'na gönderilen mektuplardan biri "Siz
İrevanlılar doğa itibariyle Türksünüz. Eğer kötü kuvvetler İrevan Kalesi'ne
saldırırlarsa siz direnerek Müslüman yasalarını korumalısınız. Sultan, Kars ve
Beyazıt Paşalarına her zaman sizi savunmaları hususunda yetkiler vermiştir. Çok
eski devirlerden beri biz komşu ve dostuz. Biz her zaman yasayı korumaya
hazırız" şeklinde yazılmıştı...
Rus
tarihçisi O. P. Markova, arşiv belgelerine dayanarak Akalsık, Erzurum, Kars ve
Beyazıt paşaları İrevan ve diğer Azerbaycan Hanlıklarıyla ilişkilerini ve
onları II. İrakli'ye karşı çıkmaya çağırdıklarını yazıyordu.41 Osmanlı
sultanının, İrevan hanına gönderdiği mektupta "Bize ulaşan bilgilere göre,
Tiflis çarı Rusya'yla birleşerek Azerbaycan hanlarının arasını bozmaya, onların
arasında Rusya'ya eğilim yaratmaya çalışıyor... Siz bizimle birleşmeye çaba
gösterin. Düşmanı yenmek için birleşin, onu öldürün, kurşuna dizin"
denmekteydi.
Osmanlı
Devleti'yle İrevan Hanlığı arasındaki yaklaşım yerli Ermenilerin hiç de hoşuna
gitmiyordu. Onlar kendi temsilcileri Stepan Saakov'u Sankt-Peterburg'a
göndererek Rusya hükümetine büyük heyecanla Osmanlıların, İrevanlılara çok
yakın davrandıklarını, Hıristiyanlara karşı sert olmalarını yazdıklarını haber
veriyorlardı. Mektupta Ermeniler daha sonra Rusya hükümetinden onları himaye
etmelerini istiyorlardı.
1783
yılında İrevan'da isyan sonucu Hüseynali Han'ın öldürülmesi, hanlıkta durumun
zorlaşmasına neden olmuştu. II. İrakli durumdan yararlanarak İrevan Hanlığı
üzerinde baskı kurmak istedi. Bu amaçla kayın biraderi Vagration'u bir kısım
silahlı güçle İrevan'a göndererek Gürcülere yakın olan Sultan Ahmed'i Han tahta
çıkarma görevini Verdi. Ama Vagration İrevan'a yaklaştığında Hüseynali Han'ın
büyük oğlu Gulamali Bey'in tahta oturduğunu duydu ve geri dönmek zorunda kaldı.
Osmanlı
Devleti'nde, 1783 yılında Gürcistan'a gelen Rus ordusunun amacının, bu bölgeden
Osmanlı'ya darbe indirme olduğu düşüncesi çok yaygındı. Bunu önlemek için
Akalsık, Erzurum, Kars ve Beyazıt paşaları Tiflis şehrine saldırmaya
hazırlandılar. Osmanlı'nın Gürcistan'a saldırı hazırlamasını Rusya'nın Enzeli'deki
konsolu Tumanovski Heşterhan Gubernatoru Jukov'a 18 Nisan 1784 tarihli
mektubunda haber veriyordu. Tumanovski Erzurum ve Beyazıt paşaları Gürcistan'a
saldırmak için baya ordu toplayarak Azerbaycan ve Dağıstan hakimlerini de bu
işe dahil etmeye çalıştıklarını yazıyordu. Onlar bu harekata katılan
savaşçıların her birine senede 200 manat vereceklerini vaat etmişlerdi.
1784
yılının başlarında Türkiye'nin temsilcisi Halil Efendi, Dağıstan, Şirvan ve
Karabağ'da bulunduktan sonra, bir süre İrevan'da kaldı. Halil Efendi'nin
baskısıyla Gulamali hanı, II. İrakli'ye vergi vermemesi konusunda ikna etti.
Rus orduları Kafkasya komutanı General Potyomkin, bu durum karşısında II.
İrakli'ye İrevan'ı almayı önerdi. Bu arada Akalsık, Kars, Erzurum ve Beyazıt
paşalarının temsilcileri İrevan şehrindeydiler. Onlar İrevan hanına babasının
ölümü nedeniyle "geçmiş olsun" demek için gelmişlerdi. Gerçek
amaçları ise İrevan hanının yardımıyla diğer Azerbaycan hanlarını Rusya ve
Gürcistan'a karşı kışkırtmaktı...
Fakat
1784 yılının yazında Gulamali Han öldürüldü. Tahta, Hüseynali Han'ın 12
yaşındaki oğlu Mehemmet Bey çıktı. Mehemmet Han'ın annesi Gürcü olduğundan II.
İrakli onu etkiliyordu. Bu durum Akalsıklı Süleyman Paşa'yı rahatsız ediyordu.
O, İrevan Kalesi'ni II. İrakli'nin ele geçireceğinden kuşkulanarak Makılı Ahmet
Sultan ve Hoylu Ahmet Han'ın kaleyi almak için onaylarını aldı. Sultan,
İrevan'a gönderdiği mektupta Müslümanları birliğe çağırıyordu. Tiflis çarının
ise Azerbaycan hanlarını Rus yanlısı yapmaya, dolayısıyla onların mahvına
çalıştığını yazıyordu. Süleyman Paşa tüm Azerbaycan hanlarını İrevan Hanlığı'na
yardım etme konusunda uyarmıştı.
Genç
hanın öldürülmesi üzerine İrevan'ın Gürcülerin eline geçeceği tehlikesini
önlemek için Osmanlı hükümeti acil tedbirlere başvurdu. Türk hükümetinin
desteğiyle Türkiye ile müttefik ilişkileri olan Hoylu Ahmet Han, damadı
Hüseynali Han'ın genç oğlu Mehemmet Ağa'yı İrevan tahtına çıkardı. Sultan,
İrevan'ın yeni hanıyla sıkı ilişkilerin oluşmasına özellikle dikkat ediyordu.
I. Abdülhamit'in Mehemmet Han'a gönderdiği mektupta: "... yaşça büyük olan
ve liyakatlı Hoy hanına senehsalar makamı vererek tüm çanlara ferman gönderip,
bizim paşa ve vezirlere İrakli'nin yaptıkları hususunda bilgi vermelerini
söylemişiz"50 diye yazıyordu. Sultanın emriyle bir kısım çanlara, o
cümleden İrevan hanına değerli hediyeler gönderildi. Akalsık kadısı Süleyman
Paşa, Mehemmet Han'a: "Sizi kendime oğul bilerek, her zaman samimiliğimi
kanıtlamaya çalışacağım. Vezir Aslan'ın isteğiyle size Mehmet Sal Bey aracılığıyla
para ve hediye gönderiyorum" diye yazmaktaydı. Aynı zamanda Akalsık, Kars
ve Beyazıt paşalarına ordularıyla İrevan Hanlığı'na doğru hareket emri de
verilmişti.
Akalsıklı
Süleyman Paşa, İrevan hanına gönderdiği mektupta: "Sizi öz oğlum bilerek
her zaman sizin emniyetiniz için çalıştım hükümdarın ve Asak Vezirin mektubu
esasında Kapıağası Salahor Mehmet Sal Bey'in aracılığıyla size ve diğer
Azerbaycan hanlarına para ve hediyeler gönderilmiştir. Onları yakın zamanda
alacaksınız. Eğer siz bizim devletimize sadıksanız ve bizimle dost olmak
istiyorsanız o zaman Osmanlı Devleti bundan haberdar olmalıdır. Siz yalnız
bizim sadık bendemiz olmakla kalmayacaksınız, Sultan'ın da size saygısı
artacak, eğer sözlerime inanırsanız benim de size karşı sevgim artacaktır. İyilik
sever oğlum ve arkadaşım bu mektubu getireni geç kalmadan hemen gönder"
diye yazmaktaydı.
Rusya
ve onun elemanı İrakli, İrevan'ın, Osmanlı kontrolüne geçmesine tarafsız
kalamazdı. Bu sebeple de o İrevan'daki taraftarlarını desteklemek amacıyla
oraya 2000 kişilik ordu gönderdi. İrakli'nin baskısıyla Mehemmet Han, Süleyman
Paşa'ya mektup göndererek İrakli'nin tarafında olduğunu bildirdi.
Mehemmet
Han'ın bu yaklaşımı, Osmanlı hükümetinin bölgede etkinliklerini genişletme
ihtiyacını hissettirdi. Sultan Karabağ ve Hoy hanlarını bile kısa zamanda
İrevan şehrini almak konusunda uyardı.
1787
yılının Haziran ayında Hoy'un yeni Hanı Hüseyngulu Han'a gönderilen Sultan
fermanında "Tiflis valisi, Rusları Azerbaycan'ı ve bizim topraklarımızı
yağmalamak için çağırmıştır. Fakat o, bizim yöneticisi olmayan devleti koruma
yetkimiz olduğunu unutmuştur. Biz hiç bir zaman İrevan'ın çökmesine ve
yağmalanmasına rıza gösteremeyiz. Bu sebeple de Beyazıt, Van ve Muş'un
yöneticilerine size gerektiğinde silahlı güçleri göndermelerini emrettik. Eğer
Tiflis valisi sınırı geçmeyi düşünürse, o zaman Erzurum Paşası Mustafa size
yardım edecektir" diye yazılmıştı.
Osmanlıların
İrevan'ı alma niyetini öğrenen Kafkasya sınırındaki Rus ordusunun kumandanı,
general R. S. Potyomkin'e merkezden Osmanlılar İrevan'a doğru geldiklerinde ne
yapması gerektiğini de söylemişlerdi.
Kaynakların
verdiği bilgiye göre 1787 yılının Temmuz ayında Gürcistan'daki Rusya temsilcisi
S. Burnaşov, general R. S. Potyomkin'e mektup göndererek ona, yeni bilgiler almak
amacıyla İran'a gönderdiği Prens Çavçavadze döndüğünde, Türkiye'den Azerbaycan
hanlarına gönderilen fermanda sultanın onları her zaman savunacağını, İrevan
şehrinin Azerbaycan'a ait olduğu için onun hiçbir zaman Gürcistan'a bağımlı
olmasına razı olamayacaklarını haber vermesini bildiriyordu. Çavçavadze'nin
sözlerine göre Sultan Erzurum paşasına ve sınırdaki diğer paşalara ne yolla
olursa olsun Rus ordularını önlemeyi tenbih etmişti. Umma Han, İbrahim Halil
Han ve diğer Azerbaycan hanları İrevan'ı kesin bir şekilde Gürcistan'ın
baskısından kurtarmak için birleşmişlerdi.
1795
yılında İrevan Hanlığı güneyden yeni ve daha kuvvetli bir tehlikeyle
karşılaştı. Bilindiği gibi Kerim Han Zend öldükten sonra İran'da Şahlık tahtı
uğrunda uzun süren kanlı çarpışmaları Ağa Mehemmet kazandı. Ağa Mehemmet, Türk
Kacar boyundandı. Onun ataları bir zamanlar Şah Abbas tarafından Azerbaycan'dan
İran'ın Astrabad iline göç ettirilmişti. Ağa Mehemmet Han, Şahlık iddiasını
resmileştirmek için devletin eski arazilerini geri almak ve aynı zamanda da
Güney Kafkasya'yı da kendilerine bağımlı kılmak düşüncesindeydi. Bu nedenle o,
1795 yılının ilkbaharında Kuzey Azerbaycan'a ve Gürcistan'a doğru askeri
harekata başladı...
Bilindiği
gibi Ağa Mehemmet Han, Güney Kafkasya'ya ilk harekatı zamanında Karabağ
Hanlığı'nın merkezi olan Şuşa şehrini 53 gün kuşatmış, fakat kaleyi alamamıştı.
O, Şuşa kuşatmasını bırakarak Gürcistan'a saldırmış ve Tiflis şehrini yakmıştı.
Bundan sonra Ağa Mehemmet kışlamak için Muğan Çölü'ne gelmiş oradan da Tahran'a
gitmişti.
Ağa
Mehemmet Han'ın Güney Kafkasya'ya yürüşü ve resmen himayesinde olan Gürcü
Çarlığı'na saldırısı Rusya'nın bölgedeki itibarına büyük darbeydi. Bu nedenle
de Rus İmparatoriçesi II. Katerina 30.000 kişilik bir orduyu Graf Zubov'un
komutasında Güney Kafkasya'ya gönderdi. Zubov, Kuzey Azerbaycan'ın bazı yerlerini
ele geçirse de 1796 yılının Kasım ayında Katerina'nın ölümüyle tahta çıkan oğlu
I. Pavel dış politikasının yönünü değişerek Rus ordularına Güney Kafkasya'dan
geri çekilme emri verdi...
XIX.
yüzyılın başlarında İrevan Hanlığı'yla Osmanlı Devleti arasındaki ilişkiler
gerginleşir. Bu durum Akalsık kalesi Şerif Paşa'nın sultana yönelik isyanıyla
ilgiliydi. İrevanlı Mehemmet Han Şerif Paşa'yı destekledi. İsyanı bastırma
görevi Erzurum paşasına verilmişti. Erzurum paşası Fransa'ya karşı savaşta
Türkiye'yle antlaşma yapmış Rusya'nın Kafkasya'daki ordularının komutanı K. F.
Knoring'e yardım için mektup gönderdi. Knoring Tiflis'te olmadığı için onun
yardımcısı General İ. P. Lazarev, Gürcü şehzadesi David'i Borçalı ve Kazak'tan
topladığı birlikleri Erzurum paşasının yardımına sevketti. 1801 yılında Erzurum
Paşası K. F. Knoring'e mektup göndererek, Şerif Paşa'ya yardımı bırakması için
Mehemmet Han'ı etkilemesini rica etti.
Bu
ricayla Rus orduları 1802 yılının Mart-Nisan aylarında Kars paşasının
kuvvetleriyle birleşerek Osmanlı arazisine giren Mehemmet Han'ın ve Nahçıvanlı
Kelbeli Han'ın kuvvetlerini yendiler.64 Fakat bu süre içinde Mehemmet Han boş
durmadı ve 1802 yılının Mayıs ayında Pembek ve Kars Paşalığı'na doğru ilerledi.
K. F. Knoring, Mehemmet Han'ın saldırısını önlemek işini Albay Karyagin'i
görevlendirdi. Kars paşasına, Ruslarla kuvvetlerini birleştirmesi teklifinde
bulundu. Mayıs ayının ortalarında Rus ve Osmanlı birleşik kuvvetleri İrevanlı
Mehemmet Han'ı bir kez daha yendiler.
1803
yılından başlayarak, Çarlık Rusyası Kuzey Azerbaycan Hanlıklarını işgal etmeye
başladı. Kafkasya'daki Rus ordularına yeni başkomutan olarak Sisyanov atandı.
Rus komutanlığı İran ve Osmanlı sınırlarındaki İrevan Kalesi'nin alınmasına
özellikle dikkat ediyorlardı. Bu nedenle de 1804 yılında Mayıs ayının
ortalarında Başkumandan Sisyanov, yönetimindeki orduyla yaklaştı. İrevan'a
doğru yürüyen Rus ordusu 4370 kişiden oluşuyordu. İrevanlı Mehemmet Han
savunmaya çok özenle hazırlanıyordu. O, kaleyi savunanların sayısını 7 bin
kişiye kadar çıkardı. Kale duvarlarına 22 top yerleştirdi, kaleye çok fazla
gıda ve silah yığdı.
Rus
ordularının Azerbaycan'a yürüyüşü İran'ın öfkesine neden oldu ve 10-22 Haziran
1804 tarihlerinde I. Rus-İran Savaşı adıyla bilinen savaş başladı. Fetali Şah
ordularını Kuzey Kafkasya'ya, ilk önce de stratejik bir nokta olan İrevan'a
yöneltti.
Sisyanov,
İran orduları ulaşıncaya kadar İrevan Kalesi'ni almak için şehrin toplarla
ateşe tutulmasını emretti. Kaleye saldırmadan önce Rus orduları oraya her gün
5-10 top ile aralıksız ateş açıyordu.
İran'a
ihanet ederek 200 atlısıyla Ruslara katılmış olan Hoylu Cafergulu Han, 24
Temmuz'da Sisyanov'a, Fetali Han'ın ordularının İrevan'a yaklaşarak, kaleyi
kuşatan Rus ordusuna iki yandan darbe indirmek istedikleri hakkında bilgi
aldığını bildirdi. Sisyanov hemen İran ordularını önlemek için iki grup ayırdı.
Bu gruplar İran ordularının önünü keserek onların kaleye yaklaşmalarına izin
vermedi.
Sisyanov'un
kısa bir sürede İrevan Kalesi'ni alma planı gerçekleşmedi. Rus ordularının kaleye
saldırısı başarısızlıkla sonuçlandı, aynı zamanda Ruslar sık sık hem kaledeki
İrevan savaşçılarının, hem de kaleyi kuşatımdan kurtarmaya çalışan İran
askerlerinin saldırısına uğruyorlardı. Diğer taraftan Rus ordularının erzağı
tamamen tükenmiş, Gürcistan ile ilişkiler kesilmiş, Rus ordusu çok fazla kayıp
vermişti. Diğer taraftan da İrevan'a İran ordusundan çok sayıda yardım
gelmişti. Rusların İrevan'ı alamayacakları açıktı. Bu nedenle de General
Sisyanov 3-15 Eylül tarihlerinde Rus ordularına İrevan'dan geri çekilmeleri
için emir verdi.
Rus
ordularının İrevan'ı almak için gösterdikleri çaba başarısızlıkla sonuçlansa da
Rus komutanlığı kaleyi işgal düşüncesinden vazgeçmiyordu. Bu yüzden de İran
hükümeti İrevan'da güçlenmek için yabancı eğilimlerinde devamlı olmayan
Mehemmet Han'ı yönetimden uzaklaştırarak Hüseyingulu Han'ı İrevan tahtına
çıkardı. Buna üzülen Mehemmet Han gizlice Kafkasya'daki Rus komutanlığına
İrevan'ı işgal etme teklifinde bulundu. Fakat Mehemmet Han'dan şüphelenen Rusya
onu tutuklayarak İran'a gönderdi.
General
Sisyanov, İrevan Kalesi'ni almak için yeniden saldırmayı düşünüyordu. Fakat
onun Haziran ayında Bakü Kalesi yakınlarında katledilmesi bu planı bozdu.
General İ. V. Gudoviç Kafkasya'daki Rus ordularının yeni komutanı oldu.
Kafkasya'da
Rusya işgalinin kuvvetlenmesi Osmanlı'yı rahatsız ediyordu. Bu 1806 yılında
Osmanlı ve Rusya arasındaki savaşın başlama nedenlerinden biri oldu.
Osmanlı
ile savaşın başlaması Rusya'nın Kuzey Kafkasya'daki durumunu zorlaştırdı. Diğer
taraftan da 1807 yılında İran ile Fransa arasında müttefiklik anlaşmasından
sonra Fransızlar İran'a bazı yardımlarda bulunmuşlardı. Birkaç Fransız
mühendisi İrevan şehrinin kalesinin savunmasını kuvvetlendirmeye yardım etti.
1808
yılı Eylül ayının başlarında General Gudoviç 6.000 kişilik ordu ve 12 topla
İrevan'a doğru yürüdü.72 Gudoviç Karabağ'daki Rus gruplarının reisi general
Nebolsin'e ordusuyla Nahçivan yönüne hareket etmeyi emretti. Nebolsin
Nahçıvan'ı işgal edecek ve İran'ın İrevan'a yardım etmesini önleyecekti.
İrevan
Hakimi Hüseyingulu Han, kaleyi 2000 askerle kardeşi Hasan Han'ın yönetimine
bırakarıp kendisi 5000 savaşçıyla kaleden çıkarak Haydarçay kıyısında ordugah
kurdu. Rus Generali Potemkin, Hüseyingulu Han'a saldırarak onun aklının
karıştırdığı zaman Gudoviç'in yönettiği önemli kuvvetlerle İrevan Kalesi'ne
yaklaşarak onu kuşattı. Hüseyingulu Han'ın şehre girme çabası başarısızlıkla
sonuçlandı. Buna rağmen onun kardeşi Hasan Han, kaleyi başarıyla savunmaya devam
ediyordu. 1729 Kasım 1808 General Gudoviç İrevan'ı saldırıyla işgal etmeyi
emretti. Fakat İrevanlılar direniyorlardı. Gudoviç kuşatmadan vazgeçerek
Tiflis'e dönmek için emir vermek zorunda kaldı.74 Böylece Rus ordularının
İrevan'ın işgali için gösterdikleri ikinci çaba da boşa çıktı. İrevan'a
saldırının başarısız olmasında her halde Başkumandan Gudoviç'in yerini general
Tosmasov'un almasınında etkisi olmuştur.
Nihayet
1813 yılında I. Rus-İran Savaşı İran'ın yenilgisiyle sonuçlandı. 12-24 Ekim
1813 tarihlerinde Karabağ'ın Gülüstan köyünde Rusya-İran barış antlaşması
yapıldı ve bu antlaşmaya göre İran, İrevan ve Nahçıvan istisna olmak üzere
Kuzey Azerbaycan Hanlıklarından Rusya lehine vazgeçti.
İran
bu yenilgiyi kabullenemiyordu. Bunun için de İngiltere ve Fransa'nın baskısıyla
1826 yılının Temmuz ayında yeniden Rusya ile savaşa başladı. Savaşın ilk
günlerinde İran ordusu Kuzey Azerbaycan'ın içlerine doğru epey ilerlese de
sonradan Rus ordusunun saldırısı sonucu geri çekilmek zorunda kaldılar.
Kafkasya'daki
Rus ordularının başkomutanı General İ. F. Paskeviç, İrevan Kalesi'ne saldırdı.
Fakat yine İrevan ordusunun kuvvetli direnciyle karşılaştı. Bu yüzden de
kalenin kuşatılmasından geçici olarak vazgeçerek Nahçıvan'a doğru yürüdü. O,
İrevan Hanlığı'yla Osmanlı'nın ilişkilerini kesmek için General Krasovski'nin
3.000 kişilik ordusunu burada bıraktı.75 Bundan sonra Paşkeviç yeniden İrevan
üzerine saldırı başlattı. Rus komutanlığı İrevan Kalesi'ni kuvvetli top ateşine
tuttu ve 113 Ekim 1827'de Rus orduları kaleye güçlü saldırılar yaptılar. Top
ateşine dayanamayan İrevan ordusu şehrin yok oluşunu ve insanların ölümünü
önlemek için teslim oldu. Bu zaferin karşılığında Çar hükümeti General
Paskeviç'e daha savaş bitmeden "Graf Paskeviç İrevanski" adı verdi.
II.
Rus-İran Savaşı'nda da İran yenildi. 10 Şubat 1828'de Tebriz şehri
yakınlarındaki Türkmençay'da yapılan antlaşmaya göre İran, İrevan ve Nahçıvan
Hanlıklarını Rusya'nın yönetimine verdi.
Rus
Çarı İ. Nikolay 21 Mart-2 Nisan 1828 tarihli fermanıyla İrevan ve Nahçıvan
Hanlıklarını kaldırarak yerinde "Ermeni vilayeti" (ili) oluşturdu.
Böylece Rus hükümeti Osmanlı ve İran'la sınırda yapay olarak Hıristiyanlardan
oluşan vilayet oluşturmaya başladı. Kısa bir süre içinde bu vilayeti
Ermenileştirmek için İran'dan buraya 40.000'den fazla Ermeni göç ettirildi
1
Grigoryan V. R., Yerevanskoe Hanstvo v Konse XVIII. Stoletiya, 1780-1820,
Yerevan, 1958.
2
Fuat Aliyev, İrfan Hasanov, İrevan Hanlığı, Bakı 1992.
3
Yeremyan S. P., Armeniya. Oçerki İstorii SSSR, XVII v, Moskva 1995, s. 946.
4
Mustafazade T. T., Azerbaydjan i Russko-Turetskie Otnoşeniya v Pervoy Treti
XVIII Veka, Bakü 1993, s. 85.
5
Dnevnik Abrama Kretatsi, Perevod s Armyanskogo na Russkiy, S. V. Ter-Avetiyana,
Pod Redaksiey T. İ. Ter-Grigoryana, Azerbaycan Bilimler Akademisi Tarih
Ensititüsünün Arşivi, no 639, s. 227-229.
6
Arhiv Vneşney Politiki Rossiyskoy İmperii, Fond 77, liste 1, 1742 yılı, dosya
5, s. 44.
7
AVPRİe 77 (SRİ) Yazı 11e 1747 yılı, dosya 3, 256.
8
Fuat Aliyeva; İrfan Hasanov, a.g.e., s. 26.
9
A.g.e., s. 52; AVPRİ, 77 /SRP/ Opis 1, 1747 god, Delo 3, s. 256.
10
Azerbaycan Tarihi, VII. Cilt, 3. Bakü, 1999, s. 413.
11
Şopen İ. A., İstoriçesiy Pamyatnik Sostayaniya Armyanskoy Oblasti v Epohu Yeyo
Prisoedineniya k Possiyskoy İmperii, SPB, 1852, s. 442-446.
12
Petruşeski İ. P., "K Voprosu ob İmmunitete v Azerbaycane v XVII-XVIII
vv." İstoriçeskiy Sbornik, no 24, M. -L., 1945, s. 72.
13
Yegiazarov S. A., Oçerki po İstorii Ugrejdeniy v Zakavkazya, I. Selskaya
Obşina, Kazan 1989, s. 82.
14
B. M. Arutyunyan, Krupnoe Monastırskoe Hozyaystvo v Armenii v XVII-XVIII vv.
Yerevan 1940, s. 50.
15
Fuat Aliyev, İrfan Hasanov.
internetten