Türk Kültürünün Tarihsel Gelişimi

Türk Kültürünün Tarihsel Gelişimi ile Türk Kültürünü ortaya çıkartan kültürel akımlar, 9000 yıllık bir serüven ile yoğurularak günümüze kadar ulaşmış, Türklerin tarihlerine özgü bir kültürel doku meydana getirmiştir.

Türk Kültürü olarak tanımladığımız bu kültürel olgu, Türklerin etkin ve sosyal kimliklerinin kazanımlarını incelememizde bize çok önemli bulgular sunarak Tarihsel süreçleri doğu yorumlayıp tereddüt ettiğimiz noktalarda teyit olanağı sunar.

Kültür, bir toplumu ve milleti meydana getiren yegane unsurdur. Her ne kadar toplumların ayrışmasının etnik ve genetik faktörleri varsa da bu faktörler Kültürel ayrışma olmadan tek başına bir milleti oluşturmaya yetmeyecektir. Zira bir toplum, alışkanlıklarıyla, toplumsal davranış ve gelenekleriyle müstakil bir kültüre sahip olduğu zaman kendisini diğer toplumlardan soyutlar ve ayrı bir millet olduğunu düşünür. Toplumlar, farklı etnik kökene sahip olsalar bile aynı kültürel alışkanlıklarla yaşadığı zaman kendisini ayrı bir millet olarak görmeyecek ancak aynı etnik kökene sahip olsa bile ayrı kültürel alışkanlık ve geleneklere sahip oldukları zaman söz konusu ayrışmanın gerçekleşmesi kaçınılmaz olacaktır.

Tarih, bize milletlerin oluşumunun şu üç faktörle meydana geldiğini öğretmiştir ; Kültürel, Etnik ve Coğrafi ortaklıklar. Bir toplum, kendi içerisinde farklı kültürel değerlere sahip olmaya başlayıp, genetik karakteristik özellikleriyle ayrışır ve bu iki ayrışma coğrafi olarak da gerçekleşirse ortaya yeni bir toplum yani yeni bir “Millet” çıkacaktır.

Türk Tarihide bu süreçlerden geçerek Türk Milleti olarak adlandırdığımız toplumların binlerce yıl önce Türk Kültürünü ortaya çıkartarak kendi kimliklerini ve toplumsal değerlerini özgün hale getirdiğini göstermektedir.

Türk Tarihinin kökenine gittiğimizde karşımıza en uç nokta olan beyaz ırk çıkacaktır. M.ö. 10.000 yıllarında Kuzey Hazar bölgesinde ortaya çıkan dünyanın ilk Beyaz Irkı olan Brakisefaller (Yuvarlak Başlılar), Dünyanın ilk Kültürel akımı olan Anav kültürünü ortaya çıkartmışlardı. Bu toplum, sahip olduğu temel kültürü önce Kuzey’e sonra Güney’e göç hareketleriyle farklı coğrafyalara taşıdılar. Güneye indiklerinde Türkmenistan – Aşkabad şehrinde bulunan Anav bölgesinde ilk izine rastladığımız bu kültür ilerleyen zamanlarda Sümer Medeniyetini oluşturmuştu. Kuzeye, Altay – Sayan bölgesine göç eden bir diğer toplum ise M.ö. 3.200’lü yıllarda Afanasyevo kültürünü meydana getirdiler.

Dünya kültürlerini ortaya çıkartan bu akım neticesinde Türk Kültürünün temeli olarak kabul ettiğimiz Afanasyevo Kültürü Altay Dağlarının eteklerinde ortaya çıkmış, Ön Türkler olarak kabul ettiğimiz toplumlar bu kültürün içerisinde ayrı bir “Millet” olmuşlardır.

1500 yıl kadar devam eden Afanasyevo kültürü, M.ö. 1700’lü yıllara gelindiğinde daha güçlü bir kültür haline geldi; Andronovo kültürü. Bu kültür atı evcilleştirip gündelik hayatın bir parçası yapmış, manevi inanışlarını sembolleştirip süs eşyaları üretmiş, simgeler kullanarak hislerini ve düşüncelerini şekillendirmişlerdi.

500 yıllık bir süre içerisinde yaşanan Andronovo kültürü, M.ö. 1.200’lü yıllarda Karasuk Kültürüne dönüşerek Türk Kültürünün en bariz izleriyle bezenmiş olarak karşımıza çıkar. Konar-Göçer kültürünün hayat tarzı olarak benimsendiği bu Kültürel akımda Keçeden çadırlar, büyük tekerli arabalar kullanılmaya başlanmış, Demir dövülerek güçlü silahlar imal edilebilir olmuştu.

M.ö. 700’lü yıllara kadar Türk Kültürünün bariz örneği olan Karasuk Kültürü, yerini Tagar Kültürüne bırakarak tarihte Ting-Lingler olarak rastladığımız Hun’ların ataları tarafından özgünleştirilerek pastorize hale getirilmiş, yalnızca Türklere mahsus bir Kültürel akım olma özelliğini taşımıştır. Antik Türk Kültürü olarak adlandırabileceğimiz kültürlerin en son halkası olan Tagar Kültüründe sosyal yaşantı içerisinde Tinsel öğeler daha sık yer bulmakta, toplumsal kurallar “Töre” adı altında yasalaşmakta, Boy/Budun teşkilatlanmasıyla siyasi örgütlenmeler görünmeye başlanmaktadır.

M.ö. 300’lü yıllardan sonra Türk Kültürü artık Türk Toplumu ile birlikte geniş coğrafyalara yayılmaya başlamıştır. Tagar Kültürü olgunlaşarak daha sosyal, daha devletçi bir Kültürel akımla Taştık Kültürüne dönüşmüştür. Türk Kültüründe artık mutlak bir lider ve mutlak bir Tek Tanrı inancı toplum nezdinde kanıksanmaya başlanmıştır. Tarihte Tik’ler, Tiele’ler ve Kao-che’ler olarak tanıdığımız Türk Toplumları Taştık kültürünün yoğun şekilde yaşayan Atalarımız olarak karşımıza çıkarlar.

Tüm bu tarih serüveni neticesinde Kültürel akımlar geliştirerek Türk Kültürünü oluşturan Türk Toplumları, sahip oldukları kültürel değerleri koruyarak binlerce yıl boyunca özgün yapısını kaybetmemiş ve günümüze Tarihin en eski kültürlerinden olan Türk Kültürü’nü armağan etmiştir.


Kaynak: http://www.turktarihim.com/