Tuva
Cumhuriyeti Rusya Federasyonu’nda Güney Sibirya'da özerk bir Türk
cumhuriyetidir. Tuva cumhuriyeti, adını, Türk halklarından biri olanTuvalardan
alır. Tıva Cumhuriyeti olarak da Türkiye Türkçesinde kullanımı
vardır. Yüzölçümü 170.500 km2'dir. Nüfusu 400.000'e yakındır. Konumu ise kuzeyinde Rusya Federasyonuna bağlı Krasnoyarsk Kray'ı, kuzeybatısında Hakas Özerk Cumhuriyeti, batısında Altay Özerk Cumhuriyeti, güneyinde Moğolistan, doğusunda Buryat Özerk Cumhuriyeti çevrelemiştir. Çevresindeki ülkelere göre Türk nüfusunun en yoğun olduğu Güney Sibirya ülkesidir.
vardır. Yüzölçümü 170.500 km2'dir. Nüfusu 400.000'e yakındır. Konumu ise kuzeyinde Rusya Federasyonuna bağlı Krasnoyarsk Kray'ı, kuzeybatısında Hakas Özerk Cumhuriyeti, batısında Altay Özerk Cumhuriyeti, güneyinde Moğolistan, doğusunda Buryat Özerk Cumhuriyeti çevrelemiştir. Çevresindeki ülkelere göre Türk nüfusunun en yoğun olduğu Güney Sibirya ülkesidir.
Genel
Bilgiler
Başkent
Kızıl ve Moskova arası 4668 km'dir. Büyük şehirleri ve sanayi merkezleri,
Kızıl, Ak-Dovurak (Ak-toprak), Şagonar,Çeder. Yer altı kaynakları, altın,
demir, asbest, kömür ve başka hammaddeler. Büyük kaplıcaları ve çamur
kaplıcaları mevcuttur. Tahıl bitkileri ve yem bitkileri vardır. İnek, merinos
koyun ve keçi ile birlikte gücünden faydalanmak için at yetiştirilir. Ülke
coğrafyasının çoğunluğu ormanlar, dağlar ve bozkırlardan meydana gelir. Ülkenin
esas halkı olan Tuva Türkleri, Geniş Türk Dili'nin bir dalı olan Tuva Türkçesi
ile söyleşirler.
Tuva adı
Tuva
kelimesi günümüzde Tuva'da Tıva şeklinde yazılmakta ve söylenmektedir. Orijinal
şeklinin Toba olduğu düşünülmektedir. Toba, toplum anlamına geldiği sanılır.
Yenisey akarsuyunun eski adının Toba olduğu ve Toba akarsuyu çevresindeki Türk
yerleşimcilere Toba dendiği söylentisi bulunmaktadır.
Güney
Sibiryadaki Türk toplulukları içerisindeki "Tuo-ba" veya "Tuo-ba
Shi" diye bilinen kut almış Türk kağan hanedanı Çin'e egemen olduğunda
Çin'e Tabgaç denilmiştir. Tuo-ba Türkleri içinde Hun, Dingling, Kırgız, Jujuan,
Wuhuan ve doğu Siyanpileri gibi 31 topluluk bulunuyordu. Tuo-ba’lar Kuzey Wei
Hanedanlığı (M. Ö. 386– 534) nı kurarak Çin’i aşağı yukarı 150 yıl hakimiyeti
altında tutmuştur. Dolayısıyla batıdaki kavimler Çin’i "Tabgaç"
(Taughast) adıyla anmışlardır. Orhun Yazıtları’nda da görülen
"Tabgaç" adı Orta Asya’da Çağatay dönemine kadar kullanılmaya devam
etmiştir. Fakat Çinliler (Hanlar) "Qin", "Çin" ,
"Kıtay" , Çin'e egemen olan eski Türkleri ifade eden "Tabgaç,
Tawgaç" adını benimsememişlerdir. Çinliler kendileri için eskiden beri
"Zhong-guo", kendileri için de "Xia", "Han",
"Han-ren", "Han-zu", "Hua-xia" terimlerini kullanmışlardır.
"il-lig
barca t(a)vgač ilingä kirdi" (Devletlerin hepsi Tang Hanedanlığı’na
girdiler).
"ymä
kutlug ulug t(a)vgač elin[tä]" (ve kutlu büyük tawgaç elinde (ilinde)).
Göktürk
Kağanlığı döneminden çok sonralara kadar Çin adı yerine bu sözcüğü kullanmayı
sürdürdüler. Çin kaynaklarının Topa diye zikrettiği Tabgaçların adı, Kâşgarlı
Mahmud tarafından "ulu, saygıdeğer" diye açıklanmıştır ki yaşadığı
dönemde Türkistan coğrafyasına egemen olan Hakaniye Devleti veya gerçek adıyla
Türk Hakanlığı hükümdarlarınca "tafgaç, tamgaç" şeklinde unvan olarak
kullanılmaktaydı.
Kaşgarlı
Mahmud, Tabgaçları Türklerden bir bölük olarak kaydeder.
Tabgaç
Türklerinin büyük bir bölümünün Çin'in işgaliyle Çinlileştiği ve Türk
özelliklerini yitirdikleri belirlenmiştir.
6. yüzyılda
kurulan günümüz tarihçilerinin Kök Türk Devleti adını verdikleri Türk Kağanlığı
kağanlarından Tapar/Taspar Ḳaġan
(572-581) hanedanına Çince Tuvaların atası anlamında Tuobo denilmişir. Kağanın
adı Türkçe’de Tapar ve Sogdça’da T’sp’r (Taspar) şeklinde geçer.
Tarihi
kaynaklarda Tuba adına Çin'in Su hanedanının (581-618) kayıtlarında
görülmektedir. Bu kayıt kaynaklarına göre Türk kağanının soyundan gelen
Tubalar, Kırgız Türklerinin doğusunda ve Baykal Gölünün güneyinbatısında,
Uygurların kuzeyinde Yenisey dolaylarında Ötüken taygasında yarı yerleşik
olarak yaşamaktadırlar. Çin kayıtlarında türlü yazılış şekli Dubo-Tubalar Sayan
dağlarının geniş vadilerinde meskûn idiler. Kök Türk Kağanlığından başka ad
olarak kullanıldığı bir öbür yer ise Hazar Kağanı'nın adı Tuvan Kağan (825 -
830)dır. "Moğolların Gizli Tarihi" adlı Çince eserde de Tuva
Türklerinden "Tuba" diye bahsedilir. Çin Tarihi konusunda uzman olan
W. Eberhard Tova (Toba) Devletini kuran 119 topluluğun Türk soyundan gelenler
olduğunu belirtir. Günümüzde Tuva (Tıva), Tofa(karagas), Tuba (Altay Türklerinin
bir kolu) şekilleriyle karşılaştığımız adlar hep aynı kökene dayanmaktadır.
Ünlü Türk bilimci N.F.Katanov da aynı soydan geldiklerini eserlerinde
belirtmektedir.
Sonuç
olarak Tuva, Tofa, Duha, Toba şekillerinde günümüzde İrkutsk'tan Doğu Türkistan
ve Altay'a kadar yaşayan Türk soylu Tuva topluluklarının Hun, Tabgaç ve Kök
Türk kağanlığı'nın Tanrı'dan kut almış kutlu hakanlar sülalesinden geldiği
anlaşılmaktadır. Günümüzde Ötüken ve dolayına, Ötüken tayga bölgesine en yakın
Türk topluluğu dahi Tuva Türkleridir.
Asyanın
Orta Noktası
Bazı bilim
insanları tarafından yapılan hesaplamalar neticesi Asya kıtasının doğu-batı
uzantısında tam orta noktasının Tuva Cumhuriyetindeki Kızıl şehri olduğu
belirtilir.
Çin
sülalesinin kayıtlarına göre Tuvalar Kırgızların doğusunda, "Küçük
Deniz"in (Muhtemelen Baykal Gölü) güneyinde ve Uygurlar'ın kuzeyinde
bulunmaktadır. Bugün de Tuvalar buralarda oturmaktadırlar ve buraya da
Tannu-Tuva denilmektedir.
1914'te
Ruslar tarafından işgal olunmuş ve yeniden 1921'de Tannu Tuva Halk Cumhuriyeti
kurulmuştur. 1926'da Sovyetler Birliği ile Moğolistan Halk Cumhuriyeti
arasındaki anlaşmanın sonucu bağımsızlığı tanınmış ve adı Tuva Halk
Cumhuriyeti'ne dönüştürülmüştür. Ülke 17 Ağustos 1944'te yeniden Sovyetler
Birliğine ilhak edilmiştir. Önceleri Özerk bölge olarak, 1965'ten itibaren de
muhtar cumhuriyet olarak yerini almıştır. Halen Rusya'nın oluşumunda muhtar
cumhuriyet olarak yer almaktadır.
Çin
imparatorluk tarihi M.S 200 civarında ilk kez Tuvalardan söz eder. 6. yüzyılda
Göktürklerin hakimiyetine giren Tuvalar tarih boyunca kısa aralıklar dışında
bağımsızlıklarını kazanamadılar. Göktürkleri Uygurlar izledi, Uygurları çeşitli
Moğol devletleri ve Çin. Yabancı hakimiyetlerinin etkisini kırmak üzere yüksek
yaylalara çekilen Tuvalar zaman içinde özgün bir kültür geliştirdiler. Eski
Türk diniyle Budizm karışımı bir inanca sahip olan Tuvalar, tüm o
soyutlanmışlık içersinde insanlığın müzik serüvenine büyük bir katkıda
bulundular.
Tuva Halk
Cumhuriyeti, Çarlık Rusyası'nın Asya içlerine uzandığı 19. yüzyıl sonlarında
Tuva ülkesi göreceli bir barış ve bağımsızlık yaşamaktaydı. Çin zayıflamıştı.
Ruslar bir türlü ele geçmeyen Tuvaları bir başkent kurmaya ikna ettiler ve
1912'de askeri kuvvet göndererek bölgeye yerleştiler. Ne var ki Tuvaların
imdadına kısa süre için de olsa Ekim devrimi yetişti. 1920'de Tuva'ya Kızılordu
ulaştı. 1921'de Tuva Halk Cumhuriyeti bağımsızlığını ilan etti ve çarlık
tarafından kurulan başkentin adı Tuvacada ”Kızıl” olarak değiştirildi.
Ne var ki
Tuva bir süre sonra Sovyetler Birliğinin uydusuna dönüştü. 1944'te sessizce
ilhak edildi ve haritadan silindi.
Alfabe
Değişiklikleri
Tuva
Türkleri başlangıçta kendi milli alfabeleri olan Orhun Alfabesini
kullanıyorlardı. Sonra din tesiri ile Moğollardan vasıtasıyla geçen Uygur
Türklerinin de kullandığı Sogd Alfabesi kullanıldı. Türkiye'nin 1928'de,
Azerbaycan'ın 1929 yılında Latin Alfabesine geçmesinden sonra Tuva Cumhuriyeti
de 28 Haziran 1930 tarihinde Latin Alfabesine geçmiştir. İlk Tuva Latin
alfabesi Türkiye'de kullanılan alfabe ile yaklaşık olarak aynıdır.
"Ünen" gazetesinde bu alfabe devrimi ilan edilmiştir. Ünen
gazetesinin adı Ocak 1931'den sonra "Şın" olarak değiştirilmiştir.
Rusya'nın kültür eritme politikası ve Türk Birliğine karşı çalışmaları sonucu
Tuva Latin Alfabesi değiştirilecektir. 8 Temmuz 1941 tarihinde "devrimci
kültürü geliştirebilmek ve SSCB'nin halkların sosyalist kültürüne yakınlaştırmak,
Tuva milli alfabesini ve edebi dilini yeni yüksek seviyeye çıkarmak ve işçi
kitlelerini Marksizim ve Leninizm bilgileriyle en yüksek şekilde donatmak"
bahanesiyle Latin Alfabesi yerine Rusların kullandığı Kiril Alfabesi
getirilmiştir. 1990'lı yılların başında Türk Dünyasının Latin Alfabesine geçiş
aşamasında Tuva'nın da tekrar Latin Alfabesine geçişi yönünde büyük tartışmalar
gerçekleşmiştir.
internetten