Bugün
size ahkâm kesmek çok kolay
O
zamanlar vatandaşta hâl yoktu
Savaşlardan
vurgun yemiş her alay
Değil
vapur, denizlerde sal yoktu
Hayvan
haşat kırılırken vebadan
Verem,
tifüs, tifo ve bit cabadan
Ölüyorduk
frengiden, sıtmadan
Şu
hayatta tutunacak dal yoktu
Binbir
bela memleketin başında
Yokluk,
kıtlık; ekmeğinde, aşında
Gam
çekerken toprağında taşında
Doğru
dürüst yürünecek yol yoktu.
Umutların
beti benzi solmuştu
Genç
ölüyle mezarlıklar dolmuştu
Yüreğimiz
paramparça olmuştu
Bayrağımın
cemalinde al yoktu!
Ayrı
ayrı ses çıkardı kafadan
Muhakeme
olmuştu tam rafadan
Vatandaşlar
inliyorken cefadan
Şefkat
ile saracak bir kol yoktu
İlme
küsüp bir gaflete dalmıştık
Çağımızın
gerisinde kalmıştık
En
sonunda mevlamızı bulmuştuk
Şu
sahnede artık bize rol yoktu
Yüzyıllarca
Arapça bir sefalet
Sonrasında
Levanten bir felaket
Kök
salmıştı halk içinde cehalet
Ağzımızda
Türkçe diye dil yoktu
Sanmayın
halk okumuştu, alimdi
Medresede
dinin hâli vahimdi
Kadınların
durumuysa malumdu
Bu
ahvalden istisna bir il yoktu
Limanları,
demiryolu satılmış
Madenleri
hallaç gibi atılmış
Ecnebiler
her yağmaya katılmış
Peteklerde
bizim olan bal yoktu
Tamtakırdı
hazinemiz, tamtakır
Elde
vardı koskocaman bir sıfır
Borç
altında inliyordu dağ bayır
Kuruş
yoktu, para yoktu, pul yoktu
Başlamıştı
düşmanlar hor bakmaya
Yurdumuzu
işgale kulp takmaya
Üretilen
çivi yoktu çakmaya
Atımızın
ayağında nal yoktu.
Pederinde
damadında pür neşe
Mondros
ve Sevr imza ile peş peşe
Başlamıştı
memleketi peşkeşe
Düşmanlarda
sadece bir zil yoktu
Ordusunun
silahları alınmış
Askerleri
terhis ile salınmış
Payitahtın
sarayına dalınmış
Esarete
dur diyen bir kul yoktu!
Türk’e
zincir yakışır mı be gülüm?
Yeter
artık çektiğimiz bu zülüm!
Parolamız:
“Ya istiklal ya ölüm!”
Önümüzde
bundan başka yol yoktu…
29.10.2016
Salih
ERDEM
.