1) 14 – 15
Şubat 1923’de Lozan görüşmeleri İtilaf devletlerinin Kapitülasyonlar, borçlar ,
azınlık hakları ve boğazlar konusundaki ödün vermez tavırları yüzünden
kesintiye uğrar.
2) 17 – 18
Şubat 1923 de !.İzmir İktisad Kongresi toplanır. Misak-ı İktisad-i denilen bu
kongrede Milli Ekonomik kararların uygulanması kararlaştırılır yani kapitülasyonlar
kaldırılır.
3) 1 Nisan
1923 de TBMM seçimlerin yenilenmesi kararını alır.(1.TBMM Kurtuluş savaşını
kazanıp görevini tamamlamıştı. 2.Meclis ise Cumhuriyet İnkılapları gerçekleştiren
meclistir)
4) 24
Temmuz 1923 Lozan antlaşmasının imzalanması.
LOZAN
ANTLAŞMASININ ÖNEMLİ MADDELERİ ;
kapitülasyonlar
tamamen kaldırılır.
Misak-ı
Milli Sınırları içerisinde yaşayan herkes Türk vatandaşı olarak kabul edilir ve
azınlık sorunu ortadan kalkar.
İtilaf
devletleri en kısa sürede İstanbul’u ve Boğazları boşaltmayı kabul eder ve 2 ekim
1923 de İstanbul TBMM’ye geçer.
Yunanistan
savaş tazminatı olarak Trakya’da Karaağacı bize bırakır Meriç nehri aramızda
sınır olarak kabul edilir.
Yunanlılar
sınırlarımıza yakın adalardaki silahları kaldırmayı kabul eder.
Güneydeki
Suriye sınırımızın 1921 yılında Fransızlarla yaptığımız Ankara antlaşması
aynen devam eder.
İngilizler
Mondros’tan sonra işgal ettikleri Musul ve Kerkük’ten geri
çekilmeyince
Irak sınırı konusunda bir antlaşma yapılamaz.
TBMM
Osmanlıdan kalan Borçları Fransız para biriminden ödemeyi kabul eder.
5) 13
ekimde İstanbul yerine Ankara Başkent yapılır.
6) 29 Ekim
1923 ‘de Cumhuriyet ilan edilerek;
- Devletin
ve rejimin adı belirlenmiş oldu.
- Devlet
başkanlığı sorunu çözümlendi
- Meclis
Hükümeti sisteminden , kabine sistemine geçilmiş oldu.
Oy birliği
ile Cumhurbaşkanlığına Mustafa Kemal seçilir. Mustafa Kemal İsmet Paşayı
Başbakan olarak belirler. TBMM başkanlığına da Fethi Bey seçilir.
LOZAN VE
CUMHURİYET SONRASINA BIRAKILAN DIŞ SİYASİ SORUNLAR VE ÇÖZÜMLERİ ;
1) Yabancı
Okullar ve Patrikhane Sorunu ; Bu sorunlar Tevhid-i Tedrisat yasası, Milli Eğitim
yasasının çıkarılması ve 1926 yılı Türk Medeni Kanunun hazırlanması ile
çözümlenmiştir.
2)
İngilizlerle Irak Sorunu (Musul-Kerkük sorunu) ; 1925 Şubatında Güneydoğuda Şeyh Sait
ayaklanmasının başlaması ile Cumhuriyet ve Laiklik düzeninin tehlikeye düştüğünü
gören M.Kemal geri adım atar 1926 da İngilizlerle imzalanan Ankara antlaşması
ile Musul ve Kerkük kaybedilir.
3) Mudanya
ve Lozanda, Türkiye ile Yunanistan İstanbul ve Batı Trakya dışındaki yerlerdeki
Türk ve Rumları Karşılık değiş tokuş etmeyi kabul ederler.
4) Lozanda
Boğazlar TBMM’ye bırakılır ama boğaz trafiğinin düzenlenmesi Başkanı Türk olan
Milletler cemiyetine ait bir komisyona bırakılır. Fakat 1930 lu yıllarda
İtalya ve Avrupa’nın Avrupa ve dünya barışını tehdit etmesi sonucu Denetim
tamamen Türkiye ye bırakılır.
5) Hatay
sorunu ; Lozanda Fransızlarla İmzalanan Ankara Antlaşmasında bir değişiklik
yapılmadığı için Hatay sınırlarımız dışında kalmıştır. Fransa’nın Suriye’nin
bağımsızlığı ilan edip bu ülkeden çekilince Hatay halkının Türk olduğunu
ispatlamak için M.Kemal sorunu Birleşmiş Milletlere götürür ve bölgede yapılan
halk oylaması ile bağımsız Hatay cumhuriyeti kurulur (2 Eylül 1938).
Hatay 1940
yılında Türkiye’ye katılma kararını alır ve sorun çözülür. Bu nedenledir
ki 2.Dünya savaşına girmeye gerek kalmaz.
İKİNCİ
DÜNYA SAVAŞI ( 1939 – 1945 ) ;
1.Dünya
savaşında yenilen Almanya ve aldatılan İtalya , 2.Dünya savaşının saldırgan
ülkeleri olur. Bunlara Doğu Asya ve Pasifik’teki ABD sömürgelerine göz koyan
Japonya da katılınca 3’lü Miğfer devletler oluşmuş olur.
1930 lu
yıllarda saldırgan ve yayılmacı politika izleyen İtalya ve Almanya komşularını
işgallere başlarlar. 1930 Eylülünde Ruslarla anlaşan Almanya’nın Polonya’yı
işgali 2.Dünya savaşının başlamasını sağlar. Savaşın ilk yıllarında Polonya’dan
sonra Fransa’yı da işgal eden Almanlar büyük başarı sağlarlar.
İtalyanlar
da Balkanlar ve Kuzey Afrika da ilerlerler.
1941
Aralığında Havai adalarındaki ABD donanmasına saldıran Japonlar ABD’nin de savaşa
katılmasını sağlarlar. Avrupa da da güçlendiğini sanan Almanlar Rusya ya savaş
açınca bu kez saldırganlara karşı ABD , İngiltere , Rusya ve Fransa’nın katıldığı
Müttefik devletler grubu oluşur.
Müttefikler
önce Kuzey Afrika ve Sicilya üzerinden İtalya’ya saldırıp bu ülkeyi saf dışı
bırakırlar (1943) Müttefikler 1944 yılında İngiltere’den Manş denizi yoluyla
Normandiya Çıkartmasıyla Fransa’yı Alman işgalinden kurtarırlar.
ABD doğuda
‘da Japonya’yı dize getirmek için 1945 Ağustosunda Hiroşima ve Nagazakiye
atom bombası atarak Japonya’yı teslim alırlar. 2 dünya savaşı sonucunda
toprak paylaşımında anlaşmazlılar çıktığı için Lozan gibi bir antlaşma yapılmaz.
CUMHURİYET
DÖNEMİNDE SİYASİ PARTİLER VE DEMOKRASİNİN GELİŞİMİ ;
Lozandan
sonra ‘.TBMM döneminde demokratikleşme çalışmaları başlatan M.Kemal 9 eylül
1923’de adına daha sonra Cumhuriyet eklenen Halk Partisini kurulmasını sağlar.
29 Ekim
1923’de Cumhuriyetin ilanı ile devletin ve rejimin adı konulunca 1924 yılında da
halifeliğin kaldırılmasıyla Laiklik gelince çok partili demokrasinin de gelmesi
düşünülür. 1924 Kasımında Kazım Karabekir , Rauf Orbay , Ali Fuat, Refet Bey
gibi ünlüler Terakki Perver Cumhuriyet partisini kurarlar. Partimiz halkın dini
duygularına saygılıdır diyerek CHP ile farkını ortaya koyan Terakki Perver bir
anda Cumhuriyet ve Laiklik karşıtı güçlerin partisi durumuna gelir.
13 Kasım
1925’de de Cumhuriyet düzenini yıkmaya yönelik Şeyh Sait ayaklanması meydana
gelince Cumhuriyet düzenini korumak için Takrir-i Sükun yasası çıkartılır.
Doğuda seferberlik ilan edilir , hükümet değişikliğine gidilir.
İngilizlerinde
rolünün olduğu bu ayaklanma kısa sürede bastırılır. Üyeleri bu isyanda yer
aldıkları gerekçesiyle Terakki Perver 5 Haziran 1925 de kapatılır.
Terakki
Perverin kapatılmasından sonra başta Medeni yasa olmak üzere Cumhuriyet ve Laiklik
düzeninin yerleşmesini sağlayacak çok sayıda inkılap gerçekleştirilir.
1929
yılında ABD’de başlayıp Dünyayı etkileyen Ekonomik bunalım Türkiye’nin de yeni
önlemler almasını gerektirir.. ekonomik anlayışıyla CHP’den farklı Serbest Cumhuriyet
Fırkasının kurulması sağlanır.(Ağustos 1930)
Fethi beyin
kurduğu bu partide kısa sürede Cumhuriyet ve rejim karşıtı kişilerin eline geçer
, durumun kötüleştiğini gören Fethi Bey aralık 1930 da partisini fesih eder.
23 Aralık 1930 da Cumhuriyeti yıkmaya yönelik olarak gerçekleşen Menemen
olayı bu partinin de kapatılmasının isabet olduğu gerçeğini ortaya çıkartır.
Atatürk’ün
ölümünden sonra da 2.Dünya savaşının başlaması sebebiyle Türkiye çok partili
yaşama 1945 den sonra geçebilir. CHP’den ayrılan Adnan Menderes , Refik Karaltan ,
Ali Fuat köprülü ve Celal Bayar Demokrat Partiyi kurarlar. Demokrat parti 14
Mayıs 1950 seçimleri ile İktidar olurken CHP’de Muhalefet partisi olur. Celal Bayar
da yeni Cumhurbaşkanı olur.
Mustafa
kemal ; Milliyetçilik , Cumhuriyetçilik , Halkçılık , Laiklik ,
Devletçilik
ve İnkılapçılık ilkelerini Atatürkçülük veya Kemalizm denilen bir ideolojiye
dönüştürmeye çalışmıştır. Bu ilkeler birbirinden ayrı yorumlanıp değerlendirilemez.
1)
MİLLİYETÇİLİK ; Tam bağımsızlık , ulusal birlik ve beraberlik ülküsü , milli egemenlik
anlayışı , ulusal sınırlar içerisinde bağımsız yaşama düşüncesi O’nun Milliyetçilik
anlayışının ifadesidir. Irkçılık ve din anlayışı gibi etnik temellere
dayanmaz.
2)
CUMHURİYETÇİLİK ; O’nun Cumhuriyetçilik anlayışı ;Ulusal egemenlik ve ulusal iradenin
ulus yönetimine aynen uygulanmasına dayanır. Tam demokrasi ve insanların
eşitliği ilkesini ön görür. Seçimlerle herkesin seçme ve seçilme hakkına
sahip olmasını kabul eder.
3)
HALKÇILIK ; Herkesin yasalar önünde eşit olmasını ön gören Halkçılık, Milliyetçilik
ve Cumhuriyetçilik ilkelerini tamamlayan özelliklere sahiptir. Bu anlamda
sınıfsız toplum anlayışı ülkenin gelişip kalkınması için iş birliği ve dayanışma
ama sonun da da kazanılanların halkça ve adaletlice bölüşülmesi demektir.
Anayasamızda sosyal devlet anlayışıyla yer almaktadır.
4) LAİKLİK
; Devlet ve hukuk düzeninin Dine değil akla ve bilime
dayandırılmasını
ön gören laiklik anlayışı insanlara din ve vicdan özgürlüğünü ön görür.
Hiç kimsenin kimseden üstünlüğü yoktur ilkesine dayanır.
5)
DEVLETÇİLİK ; Zamanla tamamlanmış , 1930’lu yıllarda birinci 5 yıllık ekonomik
kalkınma planlarıyla uygulamaya konmuştur. Kapitalizm ve Kominizim anlayışından
farklıdır. Ülkenin ekonomik alandaki gelişimi özel sektörün ve devletin
birlikte yürütmesini öngörür.
6)
İNKILAPÇILIK ; Yenileşme , çağdaşlaşma , her alanda gelişip yükselme duygusudur.
Atatürk’ün gençliğe hitabı inkılapçılık anlayışının en güzel ifadesidir.
25 Kasım
1925 ; Şapka Kanunun Kabul edilmesi
30 Kasım
1925 ; Tekke ve Zaviyelerin kapatılması
26 Aralık
1925 ; Uluslar arası saat ve takvimin kabulü
17 Şubat
1926 ; Medeni kanunun kabulü
28 Ekim
1927 ; İlk Nüfus sayımı
1 Kasım
1928 ; Yeni Latin alfabesinin kabul edilmesi
12 Nisan
1931 ; Türk Tarih kurumunun açılması
12 Temmuz
1932 ; Türk Dil Kurumunun açılması
18 Temmuz
1932 ;Türkiye’nin milletler cemiyetine üye olması
21 Haziran
1934 ; Soyadı kanunu
15 Mayıs
1945 ; Türkiye’nin Birleşmiş Milletlere girmesi
18 şubat
1952 ; Türkiye’nin Natoya girmesi