Türkistan'dan Anadolu'ya Bir Işık: Semerkand
Ali Gökmen
Semerkand, Türkistan’ın Maveraünnehir bölgesinde Zerefşan Irmağı
kenarında Orta Asya’nın en eski şehirlerinden biridir. Şehirde ilk yerleşim
yeri, adını İslamiyet öncesi Türk ve İran efsanevî kahramanından alan Afrasyab (Alper Tunga) Tepesi’dir.
Tarih Şuuru!
Ahmet Rüştü Çelebi
Tarih dünü bugüne bağlayan, bugünü yarına bağlayacak olan zaman köprüsü…
İnsan için hafıza ne ise milletlerde de tarih o.
"Farsça Söylüyorsam da, Aslım Türk’tür"
Mevlânâ Celâleddin Rûmî, 17 Aralık 1273’te, güneş batarken son nefesini
verdi. Ancak maddî ölüm, bütün inananlar için olduğu gibi, onun için de son
değil, bir yeniden doğuştu, sonsuzluk ülkesinde sevgiliye kavuşmaktı, vuslattı;
öldüğü geceye bunun için Şeb—i Arus (Düğün Gecesi) denilmiştir.
2 Bin Yıllık Gizemli Karız Türk Kanallarını Biliyor muydunuz?
Deniz seviyesinin altında olan Turfan
vilayetinin merkezi olan Turfan şehri, su kaynakları bulunmayan ve iklimi son
derece kurak bir bölgede bulunuyor.
TÜRKÇÜLER'İN DÜŞMANLARI
TÜRKÇÜLER'İN DÜŞMANLARI
"Türkçülük, Türk milletini yükseltmek demektir."
Ziya GÖKALP
"Türkçü, milli çıkarları şahısların üstünde tutan, milli mukaddesata ve geçmişe saygı gösteren, görev ahlakı yüksek olan, haksızlıklarla savaşta korkusuz bir insandır."
Hüseyin Nihâl ATSIZ
BİR MİLLÎ DESTAN YAZICISI HASAN BASRİ GOCUL HOCA
Zannediyorum birçok kimse bu ismi ilk defa duyuyordur.
Bir kısmı da, belki "hey gidi hey" demiştir içinden.
Hasan Basri Gocul...
Bir kısmı da, belki "hey gidi hey" demiştir içinden.
Hasan Basri Gocul...
BİZLER VAR OLACAĞIZ SADUN AĞAM
TÜRKÇÜLÜĞÜN BEDEN BULMUŞ HÂLİ
Türkçülüğün beden bulmuş hâli,
Türk "gibi" değil bizâtihi Türk'çe yaşamış ve Türk'çe yaşatmış;
Türk'çe nefes almış ve Türk'çe son nefesini vermiş...
Türk "gibi" değil bizâtihi Türk'çe yaşamış ve Türk'çe yaşatmış;
Türk'çe nefes almış ve Türk'çe son nefesini vermiş...
Dik duruşun adresi,
Tavizsiz Türk Milliyetçisi,
Türk aşığı,
Bir üstün karakter adamı,
Türk Milleti'ne emek vermiş,
Türklük için yaşayıp, Türklük için uçmağa varmış...
Yolbaşıcımız,
Gök bilgemiz;
Tarih yazıcısı, şair, edebiyatçı, yazar ve yiğit dava adamı;
Gök bilgemiz;
Tarih yazıcısı, şair, edebiyatçı, yazar ve yiğit dava adamı;
Hüseyin Nihâl ATSIZ Hocamızı uçmağa varışının 39. sene-i devriyesinde, özlem, rahmet ve minnetle anıyorum...
Vaktiyle bir Atsız varmış,
Türk'ün aşkı ile yanmış,
Bir çok Bozkurt'a ilhâm olmuş,
Ne mâkâm ne mevkii,
Türklük için hepsini eliyle itmiş...
Türk'ün aşkı ile yanmış,
Bir çok Bozkurt'a ilhâm olmuş,
Ne mâkâm ne mevkii,
Türklük için hepsini eliyle itmiş...
Vaktiye bir Atsız varmış...
İyi ki varmış...
İyi ki yaşamış...
İyi ki anlatmış...
İyi ki varmış...
İyi ki yaşamış...
İyi ki anlatmış...
Vaktiyle bir ATSIZ varmış...
Yaşadığı sürece, dik durmuş, dik yaşamış, uçmağa bile dik varmış...
Yaşadığı sürece, dik durmuş, dik yaşamış, uçmağa bile dik varmış...
Türkçülüğün yapıtaşlarından Kür Şâd'ın evladı Atsız'a selâm olsun...
Yolun yolumuz, andın andımızdır Hocam...
Kurt Kaya'lar seni anıyor ve yolunda ilerliyor...
Atsız Hocam bir deryadır...
Ne mutlu bu kutlu deryadan bir nebze alabilene...
Ne mutlu bu kutlu deryadan bir nebze alabilene...
Türk Milleti'nin Atsız'lara ihtiyacı var...
Kut'lu tin'i şad, mekanı uçmağ olsun...
Tanrı Türk'ü Korusun!
10-12-2014
542
BİR AVUÇ TÜRK
KARA DESTAN (ALMAS YILDIRIM)
KARA DESTAN
Kimse bilmez Tanrı Dağın yaşını,
Düşman almış Altayların başını,
Uçurmuşlar baştan devlet kuşunu,
Suriye Suriye
Buz Bakiresi / Altay Prensesi - 1993'te Bulunan Büyük Ninemiz Kadın Mumya
Pazırık Kurganlarında Donmuş Bir Mezar
Her şey 1993 yılında başladı. Rus arkeologlardan oluşan bir grubun Rusya, Kazakistan, Moğolistan ve Çin'in sınırlarının birleştiği Güney Altay'daki Ukok Yaylasında bulunan Pazırık kurganlarda kazı çalışmalarını vücudu bozulmamış bir kadınla karşılaştılar.
Pazırık'ta
MÖ 5-3 yüzyıllara tarihlendirilen soylu bir aileye ait olan Buz Bakiresi / Ukok Prensesi / Altay Prensesi adı verilen,
tahmini 25 yaşında öldüğü düşünülen ve hayvan desenleriyle süslenmiş , iyi
korunmuş bir mumya , arkeolog Natalia Polosmak tarafından 1993 yılında
bulunmuştur. Ruslar ona Prenses Ukaka demiştir.
Donmuş
toprak tarafından korunan mezar günümüze kadar gelebilmiştir. Defin işleminden
sonra mezar odasının içerisi sularla dolmuş ardından da Altay'ın yüksek
yaylalarındaki bu soğuk iklimde buz tuttuğundan dolayı mezarın tüm içeriğinin
günümüze kadar korunduğu düşünülmektedir.
Buz Bakiresi ve Dövmeleri
Altay Prensesi tahrip olmamış Pazırık Kurganlarında bulunan en ünlü mumyadır. Genç bir kadın olması itibariyle Pazırık ve Türk Kültürüne ait nadir örnekleri günümüze taşımıştır.
Mumyanın bulunmasıyla gerçekleşen
en heyecan veren gelişme Buz Bakiresinin vücudunda modern anlamda dövmelere benzeyen vücut süslemeleri oldu.
Prensesin sol omzunda akbaba gagasına ve oğlak boynuzlarına sahip bir geyikten
oluşan mitolojik bir hayvan vardı.
Başparmağında ve kollarında hayvan motifleri bulunmaktaydı. Başparmağındaki dövme çiçeklerle biten boynuzlarıyla bir tür geyiği simgelemektedir. Buz bakiresi denilen bu mumyalanmış insan ve bunun gibi vücutlarında hayvan desenli dövmeler bulunan mumyalar bulunmuştur. Mumyalar bulunduğu yer sebebiyle Çin ve Rusya arasında sınır tartışmalarına da konu olmuştur.
Başparmağında ve kollarında hayvan motifleri bulunmaktaydı. Başparmağındaki dövme çiçeklerle biten boynuzlarıyla bir tür geyiği simgelemektedir. Buz bakiresi denilen bu mumyalanmış insan ve bunun gibi vücutlarında hayvan desenli dövmeler bulunan mumyalar bulunmuştur. Mumyalar bulunduğu yer sebebiyle Çin ve Rusya arasında sınır tartışmalarına da konu olmuştur.
Altay Prensesinin Mezar odası
Buz Prensesi ahşap yapılan mezar odasında ona ruh dünyasında eşlik edeceği düşünülen eyerlenmiş ve dizginlenmiş 6 tane atıyla beraber bulundu.Tabutu bir çam ağacı türü olan Karaçam ağacının gövdesi oyularak yapılmıştı. Tabutun dış yüzeyi geyik ve kar leoparları tasvirleriyle simgelenmişti.
Ayrıca mezarda koyun ile at eti ve yoğurt
gibi süt ürünleri bulunmuştur. Bir parça et bıçağın ucuna saplanmış şekilde
bulunmuştur. Bıçağın
sap kısmı birbirine simetrik iki dağ keçisinin boynuzu ve ortasında bulunan
kurt başıyla süslenmiştir. Bıçağın sapının merkezinde sivri dişlerini
gösteren kurt vardır.
Buz Prensesinin Fiziki Özellikleri
Buz Prensesinin iyi korunmuş vücudu turba ve ağaç kabuğu kullanılarak başarılı bir şekilde mumyalanmıştı, tabutun içine o uykudaymış gibi yatırılmıştı. Elleri ise karnının üstünde kavuşturulmuş şekilde vaziyettedir. Atların ve prensesin başları Türklerin ölü gömme adetleri gereği doğuya dönüktür. Muhtemelen 25 yaşlarında ve 1.68 cm boyunda genç bir kız olduğu tahmin edilmektedir. Fiziksel olarak kurgandan çıkarıldığında saçları hala sarıydı. Mumyalanmış Prensesin saçının bir bölümü kazınmıştı. Başında da uzun bir peruk vardı. Bu perukta at yelesinden yapılmıştı ve 84 cm uzunluğundaydı.
Ukok Prensesi Çin İpeğinden uzun bir gömlek ve
keçeden yapılmış desenli uzun botlar giyiyordu. Zamanında Çin İpeğinin altın kadar değerli
olması Prensesin statüsü hakkında bilgi vermektedir. Soylu bir aile ya da
önemli bir kişi olduğunu göstermektedir. Türk Tarihinde ipek kumaştan oluşan
ilk elbiseye de bu kurganda rastlanmıştır.
Buz Bakiresinin Ölümü
2014 yılında yapılan MR sonuçları ve bazı araştırmalar neticesinde Prensesin ölüm nedeninin meme kanseri olduğu düşünülmektedir. Prensesin yanında bir kap dolusu marihuana ve kişniş otlarının yakıldığı bir kap buldular. Bu otların Buz Prensesinin tedavisinde kullanıldığı düşünülmektedir.
Onun
genetiğine ilişkin kalıtsal yapısı kalıtımsal dış görünüşü tartışmalara yol
açmıştır. Buz Bakiresi havaya maruz kaldıktan ve eridikten sonra bozulmaya
başlamıştır. Kurgandan ilk çıkarıldıktan sonraki halini gösteren fotoğraflar
çok yoktur. Buz Bakiresinin portresi kafatasının ölçülerine uyularak
resmedilmiştir.
Mumya Rusya Arkeoloji ve Etnografya Novosibirsk Enstitüsü, RAS Sibirya Şubesine bağlı Arkeoloji Müzesinde sergilenirken 2003 depreminden sonra Altayların İnsanları(İhtiyar Meclisi) tarafından doğal afete neden olmakla suçlandı. Mezar açıldıktan sonra Altay'da depremler ve seller meydana gelmeye başladı. Yüzlerce ev yıkıldı ve seller meydana geldi. Yerli insanlar '' Altay Prensesinin Lanetinden'' bahsetmeye başladılar. Altaylılar büyük ninenin huzurunun rahatsız edildiğini onun götürülmesiyle beraber de kötülüğün güçlerinin yüzeye çıkıp insanları rahatsız ettiğine inandılar.
Mumyanın Altay Dağları'na geri
getirilmesini talep etti. Mumya için özel bir müze yapılmış ve geri
getirilmiştir. 2012 yılından itibaren gizemli mumya Gomo-Altaysk şehrinin
Ulusal Müzesinde bulunuyor. Mumya ayrı bir salonda, sabit mikroklima
şartlarında özel bir lahitte bulunuyor. Şimdi lahit içinde sabit ısıda
korunmaktadır.
Altay Halkı onun geldiği yere toprağın altına gömülme isteklerini yine dile getirmeleri üzerine; En son bildirilen haberlere göre Prensesin Ukok yaylasındaki orjinal mezarına tekrar gömüleceği ve üstüne yapılan bir mozoleyle onurlandırılacağı bildirildi.
Altay Halkı onun geldiği yere toprağın altına gömülme isteklerini yine dile getirmeleri üzerine; En son bildirilen haberlere göre Prensesin Ukok yaylasındaki orjinal mezarına tekrar gömüleceği ve üstüne yapılan bir mozoleyle onurlandırılacağı bildirildi.
Yararlanılan Kaynaklar:
http://www.bilinmeyenturktarihi.com/altay-prensesin-laneti.html
http://arkeofili.com/?p=1449
http://mongolschinaandthesilkroad.blogspot.com.tr/2014/12/ukok-princess-to-find-final-resting.html
https://www.rt.com/news/196356-pazyryk-princess-breast-cancer/
http://www.56thparallel.com/altai-princess-ukok/
http://semrabayraktar.blogspot.com.tr/2012/05/pazirik-kurgani-ve-buz-bakiresi-prenses.html
http://www.dunyadinleri.com/tr-TR/mitoloji/altay-mitolojisi/oku_buz-bakiresi-tekrar-gomulecek
http://tarihvearkeoloji.blogspot.com.tr/2014/10/orta-asya-ukok-yaylasi.html
.
TÜRK İSTİKLÂL HARBİ NE ZAMAN BAŞLADI?
Her ne kadar Batı kaynaklı "resmi
tarihte” İstiklâl Savaşı Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a
çıkışı veya Hasan Tahsin’in İzmir’de yunan’a ilk kurşunu atması ile başladığını
yazsa da,
Gerçek Türk Tarihi doğru araştırılınca
ve tarihe Türk'çe bakınca;
TİRYAKİ HASAN PAŞA ve KANİJE RUHU
Tiryaki Hasan Paşa Kanije
savunmasıyla meşhur, Osmanlı kumandanıdır.
Tiryaki Hasan Paşa 1530 senesinde
Ünye’de (bazı kaynaklarda kabrinin de Ünye’de olduğu yazmaktadır) doğdu.
Enderun'da yetiştikten sonra, Sultan
Üçüncü Murad’ın şehzâdeliğinde Manisa’ya gönderildi. Onun baş muhasipliğini
yaptı.
Prof. Dr. Ebulfez Elçibey ( Əbülfəz Elçibəy )
TÜRK MİLLETİ'NE ADANMIŞ BİR HAYAT
Prof. Dr. Ebulfez Elçibey ( Əbülfəz
Elçibəy )
*** Kendi dilinden***
"Azerbaycan'ın Ordubat bölgesinin
Keleki Köyünün Halil Yurdu Yaylasında 1938 yılı Haziran ayında doğdum.
Türk Destanları'nın Efendisi Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu
Vefatının Sene-i Devriyesi'nde Türk
Destanları'nın Efendisi Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu Üzerine
"Şol gökleri kaldıranın
Donatarak dolduranın
"Ol!” deyince olduranın
Doksandokuz adı ile."
(Niyâzi Yıldırım Gençosmanoğlu)
Anıtkabir'in Az Bilinen Çok Değerli 9 Özelliği
31 Aralık 2015 Perşembe
Anıtkabir'in Az Bilinen Çok Değerli 9 Özelliği
***Özet Videosu Yazının Sonundadır***
***Özet Videosu Yazının Sonundadır***
Anıtkabir ; Ulu Önderimiz , Büyük Kurtarıcımız Mustafa Kemal Atatürk'ün 10 Kasım 1938 yılında vefat ettikten 15 yıl sonra 10 Kasım 1953'ten itibaren ebedi istirahatgahıdır. Sadece Ankaralıların yada Türkiye'nin değil Tüm Dünya Türklerinin kalbinin attığı yer olan Anıtkabir'in yapımı tam 9 yıl sürmüştür ve toplamda ağırlığı takribi 150.000 tondur.
Dünya Tarihinin İlk Kadın Hükümdarı: İskit Türkü Kadın Kağan Tomris
Tomris
Hatun-İlk Kadın Hükümdar/İskitler
***Özet
Videosu yazının sonundadır***
1-İskitler
(Sakalar) Kimdir?
İskitler (Skythler ,Sakalar) MÖ 8.yy
ile MS 2 yy arasında Avrupa'nın Doğusu(Kırım-Pontik Bozkırlar) ile Orta Asya'da
, Tanrı Dağları ve Fergana Vadisi'ni içine alan bölgelerde yaşamış olan Türk
Halkıdır.(1)
Türkler Tarihleri Boyunca Atlarının Kuyruklarını Neden Bağladı ?
At kuyruğu bağlamak Türk
Tarihinde ; Vatan , millet , aile , ar ve namus uğruna şehit olmaya hazır
olduğunu simgelemiştir.
Bölgecilik ve Uruğ Oymakçılık
İslam
Kerimov
Birkaç sözlükte yapılan tarife göre
uruğ-oymakçılık, feodal topluma özgü bir insan gerçeğidir. Bu, akrabalık
ilişkilerinin bağladığı insanlar birliğidir. Soy cemaatine kendi liderinin ismi
verilirdi. O da üyeler için en saygıdeğer insan sayılırdı. Sülale menfaatlerini,
cemaatin nispeten sınırlı dünyası dışında temsil ederdi. Sülale büyüğü, sadece
üyelerini savunur, onlara hamilik yapar ve yardımda bulunurdu.
Kırgızistan Cumhuriyeti
Kırgızistan (diğer resmî adı-Kırgız
Cumhuriyeti) Orta Asya'nın büyük iki dağ sistemlerinin Tanrı Dağı (Tiyen-şan)
ve Pamir arasında bulunmaktadır. Kırgızistan'ın bu bölgesine Kırgızlar "Ala-Too"
(Buz tepeli büyük dağlar) da diyorlar. Ülkenin toprağı 199,9 km ve doğudan
batıya 900 km, kuzeyden güneye 425 km'dir. Ayrıca, Kırgızlar ülkesinin
yüzölçümü Hollanda, Belçika, İsviçre ve Portekiz'in yüzölçümlerinin toplamına
eşittir denilmektedir. Kırgızistan'ın en kuzey noktası Roma ile, en güney
noktası ise Sicilya adası ile aynı enlemdedir.
Kırgızistan: Geçmişte, Bugün ve Gelecekte
Tarihî hatıraların diriltilmesi (ihya
edilmesi), hayatın emri olup sadece geçmişin değil geleceğin de çağrısıdır.
Dolayısıyla her şahıs için de geçerli olduğu gibi, toplumun her yöndeki
ilerlemesinin birinci şartı kendi kendini tanımasıdır.
Türk Dünyasında Atasözlerinin Karşılaştırılması Üzerine Bir Deneme
Bilindiği gibi atasözleri, bir konu
hakkında birçok cümle ile ifade edilecek duygu ve düşünceleri birkaç kelime ile
ortaya koyan özel ifadelerdir. Asırların süzgecinden süzülüp gelen ve günümüzde
en güzel şeklini alan bu sözler bazen kitaplar dolusu açıklamaların yerini
alıverir. Bu davranış biçimi bütün toplumlarda kendilerine has bir tarzda
ortaya çıkar ve millet diyebileceğimiz toplumlarda zamanın da etkisiyle
bazıları kaybolur, bazıları da değişikliklere uğrar. Bazıları ise hiç
değişmeden yüzyıllar boyu yeni nesillere aktarılmak suretiyle yaşar.
Kongur’un Destanı
Namık Kemal Zeybek
namikkemal@haberhergun.com
10 Temmuz 2015, 23:53
İstvan Mandoky KONGUR’u duydunuz mu?
İlginç bir hayatı vardır. Kendisi Macar olarak doğmuş, Kıpçak asıllı olduğunu
bilmiş ve Türklüğe geri dönmüştür.
İSTİHBARAT OLMADAN SAVAŞ KAZANILMAZ
Eksiksiz Bir Donanma Kuzeye Hareket Eder
1588, İspanyol Donanması "En koyu Katolik kral" olarak bilinen İspanya kralı II. Philip'in İngiltere'yi işgal etmek için bir donanma oluşturmasının son derece mantıklı nedenleri vardı. İngiltere bir Protestan ülkesiydi ve Henry'ye papa tarafından "İnancın Savunucusu" unvanı verilmişti. Politik açıdan İngiltere kolonileşmede ve ticarette bilinen İspanyol üstünlüğüne karşı gelişen tehdit edici bir güç haline geliyordu.
1588, İspanyol Donanması "En koyu Katolik kral" olarak bilinen İspanya kralı II. Philip'in İngiltere'yi işgal etmek için bir donanma oluşturmasının son derece mantıklı nedenleri vardı. İngiltere bir Protestan ülkesiydi ve Henry'ye papa tarafından "İnancın Savunucusu" unvanı verilmişti. Politik açıdan İngiltere kolonileşmede ve ticarette bilinen İspanyol üstünlüğüne karşı gelişen tehdit edici bir güç haline geliyordu.
KOMUTAN OLMAK KOLAY DEĞİLDİR
Cumhuriyetin ilk günlerinde Romalılar halkla devlet arasında varolan anlaşmanın ne olduğunu hemen
anladılar. Tabiatı gereği devlet, ne kadar düzenli olursa olsun, her zaman
vatandaşlarının özgürlüklerini kısıtlamaya çalışır. Elbette buna da devletin
hep en iyisini bildiği gerekçe gösterilir.
Yusif Memmedeliyev, Nobel Ödülünü Niçin Alamadı?
|
Allah (Celle ve Celâlühü)
|
Atatürk ve Bulgaristan (TRT Belgesel)
“19 Mayıs 1934 yılında bir darbe yapan
Bulgar Ordusu, kurdurduğu geçici hükümet sayesinde Hitler Almanyası'nın safında
yerini almış, Bulgaristan Türkleri arasında yaygınlaşan "Turan Gençlik ve
Spor Cemiyetleri Birliği'ne karşı polis takibatına geçip işkence ile öldürmeler
çoğalmıştı. Ayrıca Bulgar köylerinden teşkil ettikleri çetelerle toplu katliama
başlamak üzereyken, Türk istihbaratı bu haberi Atatürk'e iletir.
Eski Türklerde Albastı
Albastı, bütün Türk boylarında ortak
olarak inanılan bir kötü ruhtur. Yörelere ve tarihin akışına göre -birbirine
benzer olmak üzere- şu sözcüklerle adlandırılmıştır: Abası, Al, Albas, Albastı,
Albıs, Albız, Alkarası, Alkarısı, Almıs. Doğum sırasında ve sonrasında gerek
ana için, gerek çocuk için çok büyük bir tehlike olan Albastı ve bu ruhla
ilgili inançlar Türkler'in çok eski devirlerinden günümüze dek gelen, halâ
Anadolu ve Anadolu dışı Türkler arasında yaşayan önemli bir mitolojik unsurdur.
KÜR ŞAD HAKKINDA
Nihal Atsız Hoca’nın Türk Milleti’ne
kazandırdığı, tanıttığı, unutulmaz kıldığı bir isimdir. Bugün pek çok çocuğun,
gencin, büyüğün ad ya da unvan olarak taşıdığı efsanevi bir isim…
BAGATIR KULİ ÇUR
Not: Adını bilmediğimiz Türk
kahramanlarının anısına, yiğit Suat Ezirmik ağabeyime ithaf...
Bir andır kahraman kılar kişiyi. Bir
çağdır, bir zaman dilimi...
Olması gerektiği için, olmasını Tanrı
dilediği için...
VARVAR ALİ PAŞA
Sultan İbrahim zamanı...
Tarihlere Deli İbrahim diye geçen
zat...
Padişah gemi azıya almış. Sefahatin
zirvesinde. Öyle ki en büyük tutkusu hatun, anber ve kürk...
O kadar çok akçe harcamakta ki...
Bunlara para yetmez olmuş.
Hazine boşalmış.
Hangi Osmanlı (4)
Namık Kemal Zeybek
namikkemal@haberhergun.com
02 Ocak 2016, 21:34
İşte bu şartlar altında ilk borç alma, Dent
Palmer and Company aracılığıyla yapıldı. 3 milyon İngiliz Lirası tutarındaki
borçlanma tahvillerinin faizi yüzde 6, ihraç fiyatı ise yüzde 80 idi. Yani 100
lira borçlanılıyor, gerçekte 80 lira alınıyordu. Ayrıca bankalara bir sürü
komisyon ödeniyordu. Bu nedenle, Mısır Vergisi gibi sağlam bir karşılık da
gösterildiği hâlde, 3 milyon İngiliz lirası borçlanan devletin eline 1.5 milyon
geçti.
Hangi Osmanlı 3
Namık Kemal Zeybek
namikkemal@haberhergun.com
30 Aralık 2015, 09:56
Avrupa fabrikalarının rekabetinden, önce
pamuklu sanayi zarar görmüştür. İstanbul ve Avrupa Türkiye’sinde bu sanayi
zayıflatılmıştır. Fakat pamuğu aile içinde işleyenler, sefalete düşmek
pahasına, dayanmışlardır.
Hangi Osmanlı (2)
Namık Kemal Zeybek
namikkemal@haberhergun.com
28 Aralık 2015, 10:41
1838 Osmanlı-İngiliz Ticaret Antlaşması’ndan
söz ediyorduk.
Antlaşmanın belli başlı hükümleri
şöyle özetlenebilir:
1-Antlaşma, Osmanlı Devleti’nin
bütününde uygulanacaktır (Mısır'ın kapitalist gelişmesinde stratejik rol
oynayan dış ticaret tekeli, bu Antlaşmaya dayanarak yıkılmıştır.).
BAŞBUĞ ATATÜRK
(Bir Türk Milliyetçisi'nin gözü ile
TÜRK'ün Başbuğu)
Hep başkalarından dinlediniz. Kimisi
yobaz gözüyle, kimisi sosyalist, kimisi lâ-dini gözüyle kimisi de kraldan çok
kralcı gözüyle anlattı Atatürk'ü...
ŞEHİT MÜBARİZ İBRAHİMOV
"Fıtrat değişir sanma bu kan yine
o kandır..."
Nâmık Kemâl
Şehit Mübariz İbrahimov, 7 Şubat 1988
tarihinde, Bilesuvar kazası Aliabad köyünde dünyaya gelmiştir. 1994 yılında
Aliabad köyü şehit M.Piriyev ilkokulunda başlayıp 2005 yılında orta öğretimini
tamamlamıştır.