Türk Destanları 2


Dal budağa durmuştu Osman beyin rüyası
Söğüt- Bilecik derken atılmıştı temeli
Soydan soya akarken Ertuğrul bey ihlası
Kutlu harç karıyordu onlarca adsız veli

Türk destanı ( 1 )

       

Destanların şahıdır Alp Er Tunga destanı
Avrasyab diye geçer pers tarihinde adı
Diz çökmemiş çöktürmüş zelil etmiş İran’ı
Tarihi şerh ederken künde atar ”Firdevsi”

Dedem Korkut ( 3 )

           

Dedem Korkut yine geldi düşüme
Atını bağladı “hey” dedi; sustu
Dedi; “Derdin nedir düştün peşime
Şahit bize mızrak- yay” dedi; sustu

Dede’m Korkut ( 1 )

     

Gece Dede’m Korkut geldi rüyama
Az nefes alayım, dur” dedi; sustu
“Benimde diyecek sözüm var amma
Hele sen sorunu, sor” dedi; sustu

Dede’m Korkut ( 2 )

         

Dedem Korkut ile hâlleştik yine
Rüyamda yanıma “gel “dedi sustu
“Belki merhem olur sözüm derdine
Nasihat vereyim al” dedi; sustu

KARANLIĞI YIRTIP GÜNEŞE DOĞRU

Şiirin Hikayesi

İçimizden devşirilen haçlılar da yedeklenerek
Ülkenin birliği ve beraberliğine,
İstikbali ve hükümranlığına saldırılar bir nihayet bulamadı
Kan, ateş ve göz yaşı çukurunda yaşıyoruz çoktandır.
Ey TÜRK, kendine gel..
Tanı muhatap ve müttefik olduklarını
Sana, senden başka dost yok
Bu, dün böyleydi, bugün de göz mesafen kadar yakınında olanlar
Yarın da böyle olacak
Davranman gerek...
Davranman gerek...

YENİ ERGENEKON

      

Hedefe varmak için, kenetlensin, bozkurtlar
Türk’ün Kızıl elması, tütüyor gözümüzde
Güçlü Millet olmaya, hazırlanmalı şartlar
---- Türk’ün Kızıl elması, tütüyor gözümüzde
---- Ata yurdunda birlik, yatıyor özümüzde

TÜRKMEN KATLİAMI

       

Düşünelim bir anlık, Türkmen katliamında.
Sınavdadır insanlık, Türkmen katliamında.

D İ Y A R


Her Millet öz diyarım diye tutuşur.
Coşkusu kıpır kıpır, sevgiden uçup durur.
Kemalistti-liberalistti, koministti-faşistti-Ateistti.
Maocusu-Leninistti, hitlercisi-frankocusu,
La ilaha illallah diyeni, demeyeni.

SÖZ KONUSU VATANSA

    

Gelse âlemi cihan, harp için akın akın
Karşımızda durulmaz” Söz konusu vatansa”
Yine tarih yazarız, Türkoğlu korkma sakın!
**** Mehteranlar çalınır” Söz konusu vatansa”
**** Seve seve ölünür, “ Söz konusu vatansa”

BAHTİYAR VAHAPZADE

Mahmud oğlu Bahtiyar Vahabzade, 16 Ağustos 1925 tarihinde Şeki'de doğdu. 9 yaşında ailesiyle beraber Bakü'ye taşındı. İlk ve orta öğrenimini bu şehirde tamamladı. 1942 yılında girdiği Bakü Devlet Üniversitesi Filoloji Bölümü'nden 1947 yılında mezun oldu ve aynı bölümde öğretim üyesi olarak ders vermeye başladı. 1964 yılında tamamladığı S.Vurğunun hayat ve yaradıcılığı isimli monografisi ile filoloji doktoru ünvanını aldı.

Magcan Cumabayulı ( 1893)- (1938)

Kazak Edebiyatı

Magcan Cumabayev (1893-1938), Kazak bozkırlarında ortaya çıkan millî uyanışa, millîleşme çabalarına ve kurtuluş mücadelesine kuvvet veren aydın, yazar ve şâirler arasında Magcan Cumabayev (1893-1938), Sultan Mahmut Toraygır (1893-1920), Jüsipbek Aymavıt (1889-1931) ve Şahkerim Kudayberdi gibi kişilerin de Kazaklar nezdinde önemli bir yeri vardır.

Yukarıda saydığımız Kazak aydınlarının arasında bulunan Magcan Cumabayev, önemli bir sîmadır. Cumabayev, İstanbul’da yeni usûle göre eğitim veren bir Çala medresesinde okudu ve bu yerde Arapça, Farsça ve Çağatay Türkçesini öğrendi. İlk şiir denemelerini burada yaptı. Daha sonra Kazan’a gitti ve burada da başka bir medreseye devam etti. Şolpan adındaki ilk şiir kitabı Kazan’da basıldı. Mir Jakup Dulatulı ile tanıştıktan sonra Kazak kültürünün yaygınlaşması için çalışmalara başladı. Rusça da öğrendi. Diğer milliyetçi Kazak aydınları ile beraber Alaş hareketine katıldı. Büyük bir Türk milliyetçisi olan Cumabayev, Kazakların ve bütün Türkistan’ın millî şâiridir. Şiirlerinde Türk topluluklarının o dönemdeki dağınıklığından, yabancı işgali altında yaşamak zorunda kalışlarından ve bundan dolayı duyulan ezikliklerden bahseder. Kün men Tün (Gece ile Gündüz), Alıstagı Bagrıma (Uzaktaki Kardeşime), Türkistan, Oral, Aksak Temir Sözü (Aksak Timur Sözü), Künşıgıs (Doğu), Ot (Ateş) gibi şiirleri bulunmaktadır.

Alısta avır azap çekken bavrım,
Kuvargan beyçeşektey kepken bavrım,
Kamagan kalın cavdın artasında,
Köp kılıp közdin casın tökken bavrım

“Uzakta çok azap çeken kardeşim,
Solmuş lâle gibi olmuş kardeşim,
Kalabalık düşman kuşatması altında
Göl gibi gözyaşı döken kardeşim!”

(Magcan Cumabayev, Türkler, cilt:19.)


Kazak Edebiyatının Belli Başlı Temsilcileri
Bünyamin ÖZGÜMÜŞ Yağmur Sayı : 16
Temmuz - Ağustos - Eylül 2002

xxxxxxxxxxxx

Magcan Cumabyulı Alısdaki bavuruma (Türkçesi Uzaktaki Kardeşime ) Çanakkale Savaşı sırasında yazmıstır. Türkistan adlı şiirleri ileTürk Dünyasının kalbine taht kurmuş Turan fikrini savunduğu için 1938 yılında Stalin tarafında idam edilen Büyük Kazak Edeiyatçısıdır.

UZAKTAKİ KARDEŞİME

Uzakta ağır azap çeken kardeşim!
Kurumuş lale gibi çöken kardeşim!
Etrafını sarmış düşman ortasında
Göl kılıp göz yaşını döken kardeşim!

Önünü ağır kaygı örtmüş kardeşim!
Ömrünce yaddan cefa görmüş kardeşim!
Hor bakan,yüreği taş,kötü düşman
Diri diri derini soymuş kardeşim!...

Ey pirim!Değil miydi Altın ALTAY
Anamız bizim?Bizlerse birer tay,
Bağrında,yürümedik mi serazat?
Yüzümüz değil miydi ışık saçan ay?

Alaca altın aşık atışmadık mı?
Tepişip bir döşekte yatışmadık mı?
Anamız olan ALTAY'ın ak sütünden
Beraber emip beraber tatışmadık mı?

Akmadı mı bizim için dupduru bulak,
Şarıldayıp şarıl şarıl dağdan inerek?
Hazırdı uçan kuş,kopan yel gibi
Dilesek bir bir atlar,tıpkı burak!

ALTAY'ın altın günü nazlanarak
Gelende,sen pars gibi bir er olarak,
Akdeniz,Karadeniz ötelerine,
Kardeşim,gittin beni bırakarak!...

Ben kaldım yavru balaban,kanat açamam,
Uçam diye davramsam bir türlü uçamam,
Yön bulduran,yol gösteren can kalmadı;
Yavuz düşman koyar mı şimdi beni vurmadan?

Kurşunlar genç yüreğime saplandı,
Günahsız taze kanım su gibi aktı;
Kansız kalıp,kuruyup bayıldım,
Karanlık mahbese sıkıca kapattı.

Görmüyorum artık gece gezdiğimiz kırı,ovayı,
Gündüz güneşi,gece gümüş nurlu ayı;
Nazlı nazlı ipek kundaklara sarmalayıp
Bizi büyüten altın ANAM ALTAY'ı

Ey pirim!Ayrıldık mı ulu bütünden?
Dağılmayıp yılmayan yağan oklardan
Türk'ün pars gibi yüreği varken
Gerçekten korkak kul mu olduk sinip düşmandan?

Kudretli olmak isteyen Türk'ün canı
Gerçekten bitap düşüp kalmadı mı hali?
Yürekteki ateş söndü mü,kurudu mu
DAMARINDA KAYNAYAN ATALAR KANI?

Kardeşim!Sen o yanda,ben bu yanda,
Kaygıdan kan yutuyoruz,bizim adımıza
Layık mı kul olup durmak,gel gidelim
ALTAY'A ATADAN MİRAS ALTIN TAHTA.


Alıntıdır...



.

Magcan Cumabay

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Magcan Cumabay
Doğum25 Haziran 1893
Akmolla bölgesi
Ölüm19 Mart 1938
MeslekŞair, Yazar, Pedagog, Türkolog, öğretmen
Dönem1912-1929
Cumabay, Mağcan Bekenoğlu (Kazak Türkçesi: Магжан Бекенулы Жумабаев, Mаgjаn Bekenulı Jumаbаev) (25 Haziran 1893 - 19 Mart 1938) – Kazak Türkleri edebiyatının 20.asrın başındaki yıldızlarından biri ve önemli bir şairi.

Hayatı

Doğum yeri Akmola (şimdiki Kuzey Kazakistan ili, Mağjan Jumabayev ilçesidir). Annesi Gülsüm, babası Beken'dir. 1905 - 1910 yılına kadar Mağcan, Petropavl (Kazakça: Қызылжар, Qızıljar) medresesinde, Arapça, Farsça ve Türkçe öğrenmiştir. 1910 ve 1911 yıllarında Ufa'da Aliye medresesinde, Galimjan İbragimov isminde bir öğretmen'den Volga Tatar kökleşik yazar eğitimi almıştır. Rusça, Osmanlıca, Arapça, Farsça gibi çok sayıda dili çok iyi bilmektedir[1]. Sovyetler Birliği devrinde Ruslar Cumabay'ın bütün eserlerini Türkiye'yi sevdiği ve Türk Birliği anlattığı için yasakladılar[2]. Pantürkçülük (Pantürkizm) yaptığı, Sovyetler Birliğindeki bütün Türkleri bütünleştirip Rusları yıkacağı korkusuyla önce mahkeme kararıyla 10 yıl hapsetme cezası ve ardından Japonya ile hiç bağlantısı olmadığı halde Japon casusu suçlamasıyla Sovyet Rusya yönetiminin kararıyla 19 Mart 1938 yılında 44 yaşındayken kurşuna dizildi[1]. Eşi Züleyha onun bütün eserlerini, arşivini saklamış ve günümüze ulaşmasını sağlamıştır[3]. 1960 yılında Magcan'ın suçsuz olduğu hükmü verilmiş ve aklanmıştır.

Hatırası

Kazakistan'ın kuzeyindeki Petropavlşehrindeki Mağcan heykeli
Astana şehrinde şairin adıyla bir cadde, Kazaksitan'da Mağjan Jumabayev adıyla bir ilçeye ad verilmiştir. Kızılyar'da, Bulayevo şeherinde heykelleri vardır. Kazakistan'da Magcan hakkında bir film çekildi. Filmin Türkiye galasında Magcan hayranı şair-yazar Feyzullah BudakMağcan'a Cevap[4] adında Magcan'a yazdığı şiirini[5] tanıtmıştır[6][7][8].

Türk ve Türkiye sevgisi

Türkiye'de Kurtuluş Savaşı yaşanırken Orta Asya'da şehir şehir dolaşarak toplayabildiği para ve değerli eşyaları Atatürk'ün Moskova'ya gönderdiği büyükelçiye teslim etmiştir. Yazdığı "Uzaktaki Kardaşıma" adlı şiiri ile Türkiye ve Kazakistan'ın aynı yüreğe sahip olduğunu anlatan vatansever, Türklerin Kazak boyundan bir şairdir[9].
Eserlerinde Türkiye sevgisi açıkça görülür. “Şolpan” kitabındaki“Ural Dağı” şiirinde:
“Kosılıp batır Türik balaları (Birleşip bahadır Türk gençleri),
, – diye yazmıştır. Cumabay, Türkiye'nin Kurtuluş Savaşı yıllarında sömürgeci işgalci milletlere karşı mücadelesine destek vermiştir.
Türk'e sevgisi şiirlerinde ve diğer eserlerinde görülür. (“ Ural Dağı]”, “Alıstağı bavrıma”, “Yer Yüzüne”, “Kazak dili”, “Tez varam!”, “Türkistan”, “Ural”) bazı örneklerdir. Ayrıca Cumabay, “Peygamber” adlı şiirinde “Hun – Türk'ün kök atası" demektedir, “Türkistan” adlı şiirinde “Türkistan – yiğit Türk'ün beşiğidir” demektedir.
Cumabay'daki Türklük ve Türkiye sevgisi 1919 – 1923 yıllarında Mustafa Kemal Atatürkün başlattığı İstiklal Savaşı'na yazdığı “Alıstağı Bavrıma” (Uzaktaki soydaşıma) adlı şiirinde açıkça görülür. Onun bu şiirini önemli önder Mustafa Çokay “Yaş Türkistan” dergisinde de (1930, №1) yayınlatmıştır.

Şiirlerinden

Ejelden jer emes ol karapayım,
Bilesiñ tarihtı aşsañ Turan jayın.
Turanğa kasiyetti kumar bolgan,
Ertede Key-Kısırav, Zulkarnayın
(O (Turan Türk ülkesi), ezelden beri sıradan bir ülke değildir, Turan'ın durumunu bilirsen, tarihini anlarsın. Geçmişte güzel Turan'a heveslenenler, Keyhüsrev ile Zülkarneyn'dir[2])

Eserleri

  • Kazaktın könil küyi, şiir, “Üzik” , Ural şehri, 1912;
  • Şolpan, şiirler, Kazan şehri, 1912;
  • Şiirleri, 1922;
  • Şiirleri, Taşkent., 1923;
  • Eserleri, Almatı., 1989;
  • Seçkin eserleri, Almatı., 1992;
  • Eserleri, Almatı., 1995.

Vikipedia

Kaynakça
^ a b http://suhutanayurt.com/kultur-sanat/biyografi-magcan-cumabay/4773/
^ a b http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/12987,maqcancumabayulipdf.pdf?0
^ Рәдиф Гаташ. Безгә дә кадерле Магҗан ул. Чын мирас, 2013 ел, 6 сан. 72 бит.
^ http://feyzullahbudak.com/magcana-cevap/
^ Magcan'a cevap https://www.youtube.com/watch?v=xUIAV4ab9xY
^ http://www.turksolu.com.tr/magcan/
^ http://www.hakikatgazetesi.net/yazarlar/feyzullah-budak/magcan-filmi-vesilesiyle/155/
^ http://www.habererk.com/haber/1890/buyuk-turanci-kazak-sair-magcan-cumabay-anildi
^ http://www.yenicaggazetesi.com.tr/pardon-magcan-ne-demek-29257yy.htm

    Kutsal Tarihimizde Devletlerimizde, Türkmen Oymak Aşiretlerimizden, Morca, Morcalı Aşireti

    Yazan: Sadun KÖPRÜLÜ

    Uzun yıllardan beri, Türk topraklarında kurulan Devletler, Türk Milletimizin varlığını, kimliğini, geçmişini, uygarlığını, Onur, Töresini büyüklüğünü göstermektedir.

    OSMANLILAR DÖNEMİNDE TÜRKLÜĞE BAKIŞ

    Bütün tarihi kaynaklar, Osmanlı Devleti'nin Türk Ulusu tarafından kurulduğunu kanıtlamaktadır. Ancak, kuruluş aşamasını tamamlayan ilk kuruculardan sonra, Osmanlı padişahlarının ne denli Türk oldukları kuşkuludur.

    "TURAN DNA HARİTASI"

    TURAN DNA'sı 
    Haplogroup N (Y-DNA)(LLY22G,M231)y-kromozomlu DNA Haplogrubu;

    Adı geçen bu grup Y-DNA sı 15.000 ila 20.000 yıl öncesinde bugünkü Sibirya-Moğolistan'da doğmuş ve Ural'dan göçen gruplar sayesinde Batı Avrupa'ya da yayılmıştır. 

    Tarihte Türk Boyları

    Avşarlar (Afşarlar)

    On birinci yüzyıldan itibaren, mühim roller oynamak suretiyle, adlarını zamanımıza kadar yaşatmış Oğuz boyu. Bozokların Yıldızhanoğulları kolundandırlar.

    Hoca Ahmet Yesevi: İslamiyet tercihimiz, Türklük kaderimizdir!

    Ömer Sağlam
    Sosyal medyada paylaşım rekorları kıran ve Pir-i Türkistan Hoca Ahmet Yesevî’ye ait olduğu söylenen bir anekdot var. Anekdot şöyle:
    Bir gün Pîr-i Türkistan Hoca Ahmet Yesevî Hazretleri’ne sormuşlar:

    KIRIK KALPLİ CUMHURİYET...

              

    Cumhuriyetim seni ne hallere soktular?
    İnat için gelmişler, bozmak için düzeni!
    Atalarım kurarken, hiç birisi yoktular!
    Nereden bilsinler ki, sana destan yazanı...

    İlbiz bağlı köhne bir, fikir ardına düşüp!
    Devirmeye kalktılar, izzetine üşüşüp!
    Düşmanların fikriyle, tam üst üste örtüşüp;
    Kalbimizden vurdular, öne sürüp EZANI...

    Laikliğe küfredip, tekrar hilafet için!
    Takıldılar ardına, hiç ufuksuz bir hiçin!
    Ne idüğü belirsiz, birkaç ta haçlı piçin
    Yardımıyla bozdular, o İlahi mizanı...

    Andımızı kaldırıp Türk’ün okullarından!
    Esirgendi bayramlar, Allah’ın kullarından...
    Milli kavramlar düştü, milletin kollarından;
    Dar ettiler Türklere, kurulduğun hazanı...*

    At iziyle it izi, birbirine karıştı!
    Yeni gelenler yurdu, yıkmak için yarıştı!
    Rejim, hep süreçlerle, teröristle barıştı;
    Cumhuriyetim oldu, tam bir cadı kazanı...

    Devletin başındaki, kral olmak istedi!
    Meclisin başındaki, laikliğe pis dedi!
    Millet yoruldu artık, ne söylense pes dedi!
    Yurttaş çoktan kaybetti, akıl, fikir, iz’anı...

    Ortadayken Hak Resul, yeni nebi buldular!
    Milleti, memleketi angut gibi yoldular...
    "Allah için" diyerek, fetvayı da aldılar;
    Ey Allah’ım sen söyle, aldılar mı RIZANI?

    Dediler; "cumhuriyet bir reklam arasıdır!"
    Nimetini yiyense, günün Ankara’sı dır!
    Çoğu, Türk milletinin rezil mas-karasıdır!
    Bunlar hainliklerin dışarıya sızanı!

    Biz ne Rus ne de Rum’u, Osmanlıyı yıkmışız!
    Kurtuluş yok, zafer yok hükmen yenik çıkmışız!
    Sakarya’nın suyuyla kafaları çekmişiz;
    Sevr’i göstermişler de, zor kapmışız LOZANI…

    İsviçre’nin Sevr’ini sanıyorlar SEVR dağı!
    Gözlerinin önüne, örmüş ankebut ağı…
    Yetti artık çok oldu, taşırdılar bardağı;
    Allah’ım geciktirme, hem en şedit cezanı…

    Birkaç Ermeni hain, bizi bize düşürdü!
    ATATÜRK olmasaydı, MİLLİ MİSAK üşürdü!
    Atam, şu torunların billahi çok şaşırdı;
    Balık hafızalılar, aratmıyor sazanı…
    Teneşir de paklamaz Hak yolundan azanı…

    Antalya-2016/10
    ( * ) 29.Ekim.1923 Hazan mevsiminin tam ortası…

    Halil Şakir Taşçıoğlu

    ...........CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN TÜRK MİLLETİ!

    ÜSTATLARDAN:

    Cumhuriyet armağan Başbuğ olan Atamdan
    Hiç utanmanız yok mu Şehit olup yatandan
    Hesabını sorarlar üç-beş pula satandan
    Canı verip kurtarıp, koruyasın Vatanı!..........................DeliGarip/SEZAİ KAYA

    Ateşe düştü kilim, sabret söyleyim hâlim’
    Acemi berber kaçtı, boğazım dilim-dilim!
    Kim- kimden cesâretli?... yere düşer mi, ilim!?
    Görmemişin sebisi, ermemişin kızanı!. ........................kadiryeter

    Halil Şakir TAŞÇIOĞLU (halilşakir)



    .

    TÜRK’ÜM BEN


    Türk´üm ! Bu vatanın öz evladıyım
    Sevgiyi keşfeden, bulan Türk’üm ben
    Yurduna şan verenlerin adıyım
    Üç kıtada izi kalan Türk´üm ben

    ATATÜRK’LE HASBIHAL


    Şu cahil torunların, yurdu dar etti Atam...
    Silmek için ismini, yapmadık koymadılar!
    Sanki bu memleketi onlar var etti Atam!
    Yıkmak için altını, oymaya doymadılar...

    Türk Tarihinde ve Söylencesinde "Tapduk" Sözcüğünün Derin Anlamları

    Prof. Dr. Kemal YÜCE
    Tapduk kelimesi, gerek dil ve edebiyat gerekse efsane sahasına ait gelişi güzel bir terim olmayıp, bu konularda önemli bir kültür motifinin adıdır. Bu yönüyle tapduk kelimesi, Türk edebiyatı ve mitolojisinin açıklama ihtiyacı taşıyan terimlerinden biridir. Türk mitolojinin temel taşı denilebilecek anahtar kelimeleri tespit etmek ve bunlar etrafında sistemleştirme çalışmaları yapmak lazımdır. İşte “tapduk” terimi, burada, bu açıdan ele alınacaktır.

    Çukurova 'da Salur damgalı sin (mezar) taşı.

    Bediz: Fatih Tülüce
    Dîvânu Lugâti’t-Türk’te Salur şeklinde geçen bu boyun adı Oğuz Kağan’ın altı oğlundan biri olan Dağhan’ın büyük oğlu ile başlamıştır. Soyları Dağhan’a kadar uzanan Salur boyu diğer Oğuz boyları ile birlikte Seyhun ırmağı vadisi, İli, Issık Göl havzalarından ayrılarak Harezm ve Horasan bölgelerine göç etmişlerdir. Büyük Selçuklu Devletinin Oğuz kabilelerini dağıtma politikası doğrultusunda batıya göç etmeye zorlanan Salurlar Merv taraflarına yerleşerek bugünkü Türkmenlerin bir boyu haline gelmişlerdir.

    Kızılderililer Türk mü? Kızılderili Dilindeki Türkçe Sözcükler.

    Suat Özer: "Bilimsel düşünce, herhangi bir görüşü ya da önermeyi 'mutlak doğru' olarak görmek olmadığı gibi 'mutlak yanlış' olarak görmek de değildir."

    Moğolistandaki Türk Yazıtlarından Gurvaljin Uul.

    Aşağıdaki kaya çiziminin adı Gurvaljin Uul.
    Moğolcada "üçgen dağ" demek.
    Kayanın biçiminden dolayı bu ad verilmiş.