TARİHTE KURULMUŞ TÜRK DEVLETİ SAYISI




YAPILARINA GÖRE 
113 - 180 ARASINDA

 

Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesinden kıymetli hocamız Prof. Dr. Ramazan Özey'in okuduğumuz makalesine göre çeşitli tarihi kaynaklara göre bugüne kadar dünya üzerinde kurulan Türk devleti sayısı 113 ile 180 arasında değişiyor. Tarihte yaşadıkları dönemler ve kuruldukları alanlar tespit edilen devletler şu sekilde:

 

Kurulduğu bölgede hakimiyet sağlayan 16 büyük Türk devleti var.

1- Hun Devleti : M.Ö. 250 - M.S. 216 Japon Denizi ile Hazar Denizi arası

2- Batı Hun İmparatorluğu: Batı Türkistan

3- Avrupa Hunları: 434 - 469 Avrupa

4- Akhunlar: 350-557 Horasan, Afganistan, İran

5- Göktürk Devleti: 552-744 Orta Asya

6- Uygur Hakanlığı: 744-840 Selenga, Orhun ve Tola ırmakları havzalarından Baykal gölünün güneyindeki bozkırlara kadar

7- Avar Devleti: 562-823 Avrupa

8- Hazar Devleti: 7-11. Yy Doğu Avrupa

9- Karahanlılar: 840-1212 Orta Asya

10- Gazneliler: 969-1187 Afganistan-Hindistan

11- Büyük Selçuklu Devleti: 1040-1157 Ön Asya

12- Harezmşahlar: 1097-1231 Orta Asya

13- Timurlar Devleti: 1370-1507 Ege kıyılarından Orta Asya ve Hindistana uzanan alan

14- Babür Devleti: 1526-1858 Hindistan

15- Altınordu Devleti: 1227-1502 Karadeniz ile Hazar Denizi arası

16-Osmanlı Devleti: 1299-1922 Asya, Avrupa ve Afrika

TARİHTEKI DİĞER TÜRK DEVLETLERİ

 

1. Han ya da Ön Chao Kuzey Çin Hun Devleti: Kuzey Çin

2. Arka Chao Kuzey Çin Hun Devleti : Kuzeydoğu Çin

3. Kuzey Liang Hun Devleti: 5.yy Kansu ve çevresi

4. Hsia Gün Devleti: Kuzey Çin

5. Tabgaç Devleti: Orta Asya

6. Doğu Göktürk Hakanlığı: 585-630 Aral gölü çevresi, Ötüken, Kuzeybatı Moğolistan

7. Batı Göktürk Hakanlığı: Aral Gölü ile Kafkaslar arası

8. Türgiş Devleti: 630-750 Kafkaslar

9. Turfan Uygur Devleti: 840-856 Turfan havzası ve çevresi

10. Sarı Uygur Devleti: 840-911 Orta Asya

11. Karluklar: Çungarya havzası

12. Kimek Hakanlığı: İrtiş boyları

13. Kırgızlar: 840-1207 Ötüken

14. Peçenekler: 10-11. yy

15. Uzlar: Karadeniz Kuzeyi

16. Kumanlar: 11-12. yy Balkaş gölü ile Batı Karadeniz kıyıları

17. İdil Bulgar Devleti: İdil nehrinin akaçlama alanı

18. Tuna Bulgar Türk Devleti:670 civari Tuna boyları

19. Toharistan Türk Devleti: 6.yy Afganistan-Türkistan

20. Türk-şahi ya da Tigin-şah Devleti: Afganistan

21. Şul (Çöl) Türkleri Devleti: 8.yy Hazar Denizinin güneydoğusu

22.Tolunoğulları:875-905 Mısır-Irak arası

23. İhşidiler: 935-969 Mısır İrak

24. Şemsiler: 1211-1266 Hindistan

25. Balabanlılar: 1266-1290 Hindistan

26. Kalaçlar:1290-1320 Hindistan

27. Tuğluklar: 1320-1414 Hindistan

28. Hısn-ı Keyfa Artuklulari: 1101-1231 Hasankeyf

29. Mardin Artukluları: 1108-1408 Mardin

30. Harput Artukluları: 1185-1233 Elâzığ

31. Saltuklular: 1092-1202 Erzurum

32. Mengücekler: 1118-1228 Erzincan

33. Danişmendliler: 1092-1178 Sivas ve Divriği

34. Sökmenler (Ahlatşahlar) Devleti: 1110-1207 Van Gölü havzası

35. Dilmaçoğulları Beyliği: 1084-1394 Bitlis

36. Yınaloğullari: 1098-1183 Diyarbakır

37. Çaka Beyliği: 1081-1097 İzmir

38. Anadolu Selçukluları Devleti: 1078-1308 Konya çevresi

39. Suriye Selçukluları Devleti: 1078-1117 Suriye, Ürdün, Lübnan,İsrail

40. Dımaşk Atabeyliği: 1104-1154 Güney Suriye

41. Irak Selçukluları Devleti: 1092-1194 Irak-İran

42. Zengiler: 1127-1259 Suriye

43. Kirman Selçukluları: 1043-1187 Kirman çevresi

44. İldenizler: Azerbaycan

45. Salgurlar: 1148-1286 İran

46. Eyyubiler: 1171-1252 Ön Asya

47. Memlükler: 1250-1517 Mısır, Suriye

48. Şeybaniler: Orta Asya

49. Kazan Hanlığı: 1437-1556 Doğu Avrupa, Karadeniz, Moskova arası

50. Kasım Hanlığı: 1445-1552 Kafkaslar

51. Astrahan Hanlığı: 1466-1552 Idil nehri havzası

52. Kırım Hanlığı: 1441-1783 Kırım

53. Sibir Hanlığı: 1556-1600 Moğolistan

54. Buhara Hanlığı: 1599-1785 Orta Asya

55. Hive Hanlığı: 1512-1920 Orta Asya

56. Hokand Hanlığı: 1710-1876 Fergana havzası

57. Safeviler: 1501-1732 Ön Asya

58. Afşarlar: 1736-1795 Ön Asya

59. Kaçarlar: 1779-1925 Hazar Denizi güneyi

60. Akkoyunlular: 1469-1508 Diyarbakır

61. Karakoyunlular: 1390-1468 Azebaycan, Irak, Doğu Anadolu

62. Karamanoğulları: 1256-1473 Konya

63. Alaiye: 1300-1463 Alanya

64. Eşrefoğulları: 1280-1326 Beyşehir, Eğridir

65. Germoyanoğullari: 1303-1429 Kütahya

66. Hamitoğulları: 1300-1391 Uluborlu

67. Tekeoğulları: Antalya

68. Menteşeoğulları: 1282-1389 Menteşe tarafı

69. Inançoğulları: 1276-1400 Denizli

70. Sahip Ataoğulları: 13.yy Afyon

71. Aydınoğulları: 1310-1426 Aydın, İzmir

72. Karesioğullari: 1297-1360 Balıkesir

73. Candaroğulları: 1292-1461 Kastamonu, Sinop

74. Eretnaoğulları: 1344-1381 Sivas, Kayseri

75. Kadı Burhaneddin Beyliği: 1381-1400 Sivas, Amasya

76. Saruhanogullari: 1310-1410 Manisa

77. Tacettinoğullari: 1378-1428 Ordu ,Bafra

78. Pervaneoğullari: 1276-1322 Sinop

79. Ramazanoğullari: 1378-1608 Çukurova

80. Dulkadiroğulları: 1337-1521 Maraş

81. Türkiye Cumhuriyeti: 1923-~

82. Hatay Türk Cumhuriyeti: 1938-1939 Hatay

83. KKTC : 1983

84. Aras Türk Cumhuriyeti: 1918 Iğdır, Nahçıvan

85. Cenubi Garbi Kafkas Türk Cumhuriyeti: 1919 Batum-nahçıvan

86. Türkmen Devleti : 1855-1885 Türkmenistan

87. Garbi Trakya Devleti: 1920-1923 Gümülcine

88. Doğu Türkistan: 1864-1877 Doğu Türkistan

89. Doğu Türkistan Türk Cumhuriyeti: 1933-1937 Doğu Türkistan

90. Azerbaycan : 1991

91. Özbekistan : 1991

92. Türkmenistan: 1991

93. Kazakistan: 1991

94. Kırgızistan:1991

DEP AYTARLAR BİZDE (Deyip Söylerler Bizde)


             Erkek AKAY ise, kadın APAKAY

Çocuk BALA, nenesi ABAY

Genç olana CAŞ, yaşlıya KART

Sevdiğine seni SÜYEMEN dep aytarlar bizde…

 -

Keser ŞOT ise, kestiği AGAŞ

Kurt BÖRÜ, Karınca KIMIRSKA

Kediye MIŞIK, yiğite CİGİT

Çiçeğe ŞEŞEK dep aytarlar bizde…

 -

Pişen AŞ ise, piştiği yer AŞGANA

Yoğurt KATIK, tereyağ SARIMAY

Üç ayağa OŞAK, Döküm kazana ŞÖYÜN

Hamur işine GÖBETE, ŞİBÖREK dep aytarlar bizde…

 -

Yassı CALPAK ise, Yuvarlak olan TUVARLAK

Düğün TOY, damat KİYEV

Ağlayana CILAY, Sevinene KUVANA

Naz yapana ŞİKARLANDIN dep aytarlar bizde…

 -

Mendil CAVLUK ise, Tülbent MARAMA

Önünde ALDINDA, geride ARDINDA

Bu taraf MINYAH, öteki taraf ANYAH

İyimisin diye, KAYTESİN, ARUVMUSUN dep aytarlar bizde…

 -

Ev İY ise,Bacası ŞAGARAK

Oda İŞGER, Salon AYAT

Bahar şenliğine TEPREŞ

Anadolu’ya AK TOPRAK dep aytarlar bizde…


TANRININ TÜRKLERİ


          "Ben KAZIM MİRŞAN; 

Ulukem, Baykal Lena, Altay, Talas, Moğolistan, Başkurdistan, İskiteli, Val Camonica, Anadolu, İsviçre, Etrüsk, Yunanistan, Makedonya, Fransa, Portekiz, Pra Mısır ve İskandinavya yazıtlarını okumakla kalmadım, Türklerin takvimlerini de ortaya çıkararak bolbolların tarihlerini de tespit ettim. Elimden geldiğince erken Türk gramerini de yazdım. Batılı bilginlerin bütün iddialarının aksine bugün dünyada kullanılan alfabelerin hepsinin temeli Türkler tarafından 18 bin yıl öncelerinden beri geliştirilen tamgalara dayanıyor. Türklerin alfabetik yazıyı geliştirdiği çağlardan daha geç çağlarda Sümerler, Hititler ve çok daha sonraları Çinliler tarafından geliştirilen hiyerogliflerden bir alfabetik yazı gelişmemiştir, çünkü bu çağlarda artık diller kendi karakterlerine kavuşmuş durumdaydı.

Türklerin Avrupa'daki ayak izleri Romanya'daki Attila hazinesi yazıtları, Proto-Bulgar yazıtları, Yunanistan’daki Attika yazıtları, Sırbistan’daki Vinça-Tartaria yazıtları, İtalya ve Avusturya’daki Etrüsk yazıtları, Fransa’daki Glozel yazıtları, Pra-Portekiz yazıtları, Başkurdistan yazıtları ve İskandinavya yazıtları ile ben Türklerin Avrupa’da bıraktıkları ayak izlerini tanıtmış bulunuyorum. Yani bugünkü Avrupa medeniyetini kuranların, yazı yazmasını bilen Türkler olduğu ispat edilmiş durumdadır. Batı bilginlerinin en büyük hatası Türklerin aşağılanmasına vesile teşkil edecek şekilde, Kül Tigin anıtının M.S. 732’de ve Qanım Kağan yazıtının 734’de dikildiğini kabul etmiş olmalarıdır. Bizans tarihçisi Menander, Kül Tigin’in ölüm tarihini M.S. 575 olarak veriyor. Türük takvimine göre de aynı tarihi elde ediyoruz. 

Çinli kaynaklardaki tarihler Çin saltanat takvimine göre yazılmıştır. Bizim bugün kabul ettiğimiz takvime göre değil.

El Taberi, ‘Resuller ve Hükümdarlar Üzerine Bilgiler’ kitabında şöyle diyor: “Ali bin Muhammed’in bildirdiğine göre, Kuteybe, Nizek ile bir anlaşma yaptıktan sonra M.S. 705 yılında Baykent’e doğru yola çıktı.”

Arapların M.S. 707’de Buhara’yı, M.S. 711-712’de Semerkant’ı küçük çapta ordular ile aldıkları da biliniyor."

Çin kaynakları Kül Tigin devrini anlatırken Kore denizinden Hazar denizine kadar uzanan coğrafyada Çin dışındaki bütün devletlerin Türk devletinin boyunduruğu altında bulunduğunu belirtiyor. Nasıl olur da böyle büyük bir hakandan, yani Çinlilerin Sse-kin dedikleri Kül Tigin’den Araplar’ın haberi olmaz ve nasıl olur da bu büyük Türk devleti Arapların, kendi coğrafyasının tam ortasında giriştikleri katliamlara göz yumar?

Ki Türük Bil hakanları hiçbir zaman katliamlara göz yummamıştır.

M.Ö. 517 yılında yazılan yazıtta ilk Türk tarihçisi Önre Bina Başı; “Bütün Türk Hakanları’nın ülkesini gezdim ve buraya, Türk federasyonunun kuruluşunun 1000.yılını kutlamak üzere geldim” diyor. Ben bunu okudum; tarih nereye gitti? M.Ö. 1517 yılına gitti. Oysa bize, “Sizin tarihiniz Orhun Abideleri ile ve M.S. 734’te başlar’ derler; doğru değil bunlar. Bilimsel olarak doğru değil."

9 Ekim 2010

KAZIM MİRŞAN

ÖN-TÜRK AKADEMİSİNDEN ALINTI

#Facebook #Google

MÜSLÜMANLAR NEDEN PERİŞAN

 


 

Müslümanlar neden böyle perişan

Sebep ne arayıp soruyor muyuz

Bu işin sebebi bence Müslüman

Acaba farkına varıyor muyuz

 

Müslümanlık sade adımız bizim

Adımız gibi mi tadımız bizim

Eksik mi dedimiz kodumuz bizim

Fitnesiz fesatsız duruyor muyuz

 

İslam’ın şartı beş iman’ın altı

Diyerek işleriz her türlü haltı

Aklımıza gelmez toprağın altı

Emanet’i sağlam koruyor muyuz

 

Esiri olmuşuz malın servetin

Zinanın şehvetin koğu gıybetin

Vatan’ın millet’in din’in devlet’in

En ufak iş’ine yarıyor muyuz

 

Bu devirde kim’in kötü hal’ı var

Şimdi it’in bile özel yal’ı var

İyi kötü hepimizin mal’ı var

Fitreyi zekat’ı veriyor muyuz

 

Bir birine düşman zenginle fakir

Birinde hamd eksik birinde şükür

Hepimizde ayrı değişik fikir

Birlikte üç adım yürüyor muyuz

 

Elin gözündeki çöpleri tek tek

Görüp gösteririz kaçırmayız pek

Kendi gözümüzde mertek var mertek

Biz bizdeki suçu görüyor muyuz

 

Ney’i öğreniyor ney’ı duyuyor

Karnı evde beyni nerde doyuyor

Oğlumuz kızımız nasıl büyüyor

Üstüne kol kanat geriyor muyuz

 

Kitabımız Kur-an ilim kokuyor

Kaç Müslüman günde açıp bakıyor

Okuyan da işte öyle okuyor

Manasına kafa yoruyor muyuz

 

Mademki her nefes Haktan hediye

Dünya için hakkı unutmak niye

Bugün ALLAH için ne yaptım diye

Akşam kendimize soru yomuyuz

 

Arif olan ham laf etmez gardaşım

Bir destanla bu dert bitmez gardaşım

Müslümanım demek yetmez gardaşım

Müslümanca hayat sürüyor muyuz

--

OZAN ARİF


https://www.youtube.com/watch?v=b8ymAhOwjys

---------

Türk Bulunur


           Dünyada üç beş Türk, kalmış olsa da

İçinden bir devlet, kuran bulunur

Her yer zulüm ile, dolmuş olsa da

Zalim karşısında, duran bulunur

-

Öyle bir ırktır ki, Oğuz’un soyu

Ta orta asyadan, asildir huyu

Şehadete koşar, bilmez korkuyu

Çünkü sinesinde, Kur’an bulunur

-

Türk deyince düşün, bozkırın kurdu

Çakala itlere, bırakmaz yurdu

Ülküyle analar, yiğit doğurdu

Hepsinin ufkunda, Turan bulunur

-

Mazlumun yanında, zalime karşı

Masumlar ölürse karışır çarşı

Tekbir tekbir sesi, inletir arş-ı

Yaralara merhem, saran bulunur

-

Şeref bize vatan, uğruna ölmek

Kimin haddine bu vatanı bölmek

Boynuna dolansa, o yağlı ilmek

Gülerek ölüme, varan bulunur

-

Şehitler ölmez ki, vatan bölünmez

Yurdumda tüten bu, ocaklar sönmez

Susmaz ezanımız, bayrağım inmez

Uzanan elleri, kıran bulunur

-

Düşman istediği, tuzağı kursun

Türk kaçar mı? topu gelsin buyursun

Alnının ortasına, bir tane kurşun

Ömer Halis gibi, vuran bulunur

-

Vedat ÜNAL

 

.


1300 Yıllık Lider Bilge Kağan

 İkinci Doğu Göktürk Devleti'nin kağanlarından Bilge Kağan'ın yaşamı ve mücadelesi...

Bilge Kağan, Göktürkleri elli yıllık Çin esaretinden ikinci defa kurtararak Gök-Türk hanedanlığını kuran Kutluk Kağan'ın oğludur. 683 yılında doğan Bilge, babasını 8 yaşındayken kaybetmenin acısıyla amcası Kapağan Kağan'ın himayesine sığınır. Bilge Kağan, amcasını da kaybettikten sonra, 32 yaşındayken Göktürk Devleti'nin başına geçerek yönetimi eline alır. Kağan olunca devlet yapılanmasını yeniden inşa eden Bilge, hakimiyeti eline alır almaz mücadeleyi sürdürerek Selenga Irmağı boyunca ilerlemiş Uygurları ağır bozgunlara uğratmıştır.

Devlet düzenini kuran Kağan, ordunun başına 31 yaşındaki kardeşi Kül Tegin'i, vezirliğe ise kayınpederi Tonyukuk'u getirerek daha da güçlenmiştir. Devlet müşaviri olarak atadığı Tonyukuk, içte ve dışta yaptığı mücadelelerle büyük başarılar kazanmıştır. Göktürk Devleti'nin birliğini yeniden kazandıran Bilge Kağan, Tonyukuk'un öğütlerini dinleyerek Çin ile iyi ilişkiler kurmuş, Çin sınırındaki alışveriş merkezlerinin düzenli işlemesini sağlamıştır. Göktürkler, bu sayede Çin'den sağladıkları ipeğin Asya'da ticaretini yaparak önemli gelir elde etmişlerdir.

Bilge, Çinlilerle ne kadar iyi ilişkiler kurmak istese de Çinliler Türk birliğini bozmaya yönelik hamlelerini sürdürmeye devam ediyordu. Beşbalık'ta Basmiller ile anlaşan Çinliler Göktürk Devleti'ni yıkmaya yönelik stratejiler geliştirse de bu durum; Çinlileri çok iyi tanıyan ve vaktiyle İlteriş Kağan ile istiklal mücadelesi veren vezir Tonyukuk tarafından önleniyordu. Tonyukuk'un öngörüleri sayesinde Basmiller, Beşbalık'ta kuşatılarak mağlup edildi ve Çin entrikaları sonucu büyük baskı altına alındı. Çin ordusu Kan-Su'da da uğradığı büyük bozgun sonucu saf dışı bırakıldı.

715 YILINDA LAİK DÜŞÜNÜŞ

Bilge Kağan, yaşamı at sırtında geçen ve bir din arayışında olan göçebe Göktürk milletinin yerleşik hayata geçmesini ve din olarak Budizm'i seçmesini istiyordu. Ancak tecrübeli Tonyukuk buna karşı çıkarak, Budizm'in insandaki hükmetme ve iktidar duygusunu zaafa uğrattığını, kuvvet ve savaşçılık yolu için bunun doğru yöntem olmadığını, Türk milletinin yaşamının sürmesi için din ve tapınakların ülkeye sokulmaması gerektiğini önermiştir. Ancak Tonyukuk bu tavrıyla Türklüğün İslamiyet’e girmesinde farkında olmadan büyük rol oynamıştır.

8.yüzyılda Müslümanlarla karşılaşan Türkler, 751 yılında Çinlilere karşı Müslüman Araplarla yaptıkları güç birliğinden sonra İslamiyet’e yöneldiler. Talas Meydan Muharebesi sonunda İslamiyet’i yakından gören Türkler, Müslümanlığı kabul ederek İslam’a geçiş yaptılar.

KAĞAN'DAN KARDEŞİNE AĞIT

Bilge Kağan, 725 yılında kayınpederi ve akıl hocası Tonyukuk'u, 731 yılında ise kardeşi Kül Tegin'i kaybetti. Bu iki Türk büyüğü, Göktürkler üzerinde büyük üzüntü bırakırken Bilge Kağan'ı da derinden sarmıştı. Orhun Kitabelerinde ise Kağan'ın duyduğu acı şöyle ifade edilmiştir:

" Küçük kardeşim Kül Tegin öldü. Görür gözüm görmez, bilir bilgim bilmez oldu. Zamanın takdiri Tanrı'nındır. Kişioğlu ölmek için yaratılmıştır. Kendimi bıraktım, gözden yaş akıtarak, gönülden feryat ederek yanıp yakıldım"

Ayrıca Kağan, iki devlet büyüğü anısına kalıcı birçok eser diktirmiştir.

Önce veziri Tonyukuk ardından kardeşi Kül Tegin'i kaybeden Kağan'ı ise, yatağında hasta yatarken Çinlilerle içten işbirliği yapan bakanı Buyrak Cor tarafından 25 Kasım 734 tarihinde zehirleyerek öldürmüştür. Göktürk hükümdarı Bilge Kağan adına dikilen abidede kendisiyle ilgili şu sözlere yer verilmiştir:

"Türk Oğuz beyleri, işitin! Üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe, ilini, töreni kim bozabilir"

"Ey Türk milleti! Kendine dön! Sen yükseltmiş Bilge Kağan'ına, hür ve müstakil ülkene karşı hata ettin, kötü duruma düşürdün. Milletin adı, sanı yok olmasın diye Türk milleti için gece uyumadım, gündüz oturmadım. Kardeşim Kül Tegin ve iki şad ile ölesiye bitesiye çalıştım.

 

 

Her on kasım Bir insan

  


Ayaklar altındayken vatanın dağı düzü

Kimliğini bilmekti bir sevgiye inanmak

Köşe bucak ağlarken yetimiyle öksüzü

Arasat da kalmaktı bir sevgiye inanmak

-

Sızlanırken Makbule dudağında uçukla

Tarla bekler Mustafa incecik bir gocukla

Yarsiz kalmış Zübeyde yetim iki çocukla

Açılmadan solmaktı bir sevgiye inanmak

-

Kargaları kovarken kafayı çalıştırıp

Fikrindeki hürlüğe ruhunu alıştırıp

Yurdunu satanları şeytanla iliştirip

Yitiğini bulmaktı bir sevgiye inanmak

-

Mağrurdu işgalciler, yaralıydı gururu

Yegâne güvenciydi Türklüğünün onuru

Evvel Allah’ın izni Bandırma’nın vapuru

Gökten yıldız çalmaktı bir sevgiye inanmak

-

Düşlerine yoldaştı evliyası ereni

Yolunu gözlüyordu maralıyla cereni

Tedavi edilirken memleketin kangreni

Önlemini almaktı bir sevgiye inanmak

-

Âleme anlatmıştın ya Mete’yle Cengiz’i

Fabrikalar kurmuş millet etmiştin ya bizi

Bir asrı aşarken Cumhuriyet marşandizi

Dosta haber salmaktı bir sevgiye inanmak

-

Manalı sözlerinle izahat verdiğince

Yazıyor okuyorum aklımın erdiğince

Yapılan ihaneti gözümün gördüğünce

Seni sence bilmekti bir sevgiye inanmak

-

Haydar dedem dergâhı, Hacıbektaş nefesi

Çınlar kulağımızda Gazi paşanın sesi

Diyarı yurt otağı bülbülde gül hevesi

Kaderi yar kılmaktı bir sevgiye inanmak

-

Şehidimi Gazi’mi candan öte can bilip

Bir başkent şafağında Anıtkabirde olup

Saygım ve minnetimle huzurunda eğilip

Varlığınla dolmaktı bir sevgiye inanmak…

-

Bıraktığın mirasa aşkla sahip çıkarak

Gösterdiğin hedefe nehir nehir akarak

Her on kasım sonsuzluk ateşini yakarak

Hülyalara dalmaktı bir sevgiye inanmak

-

Ahmet Örnek

 

Göktürk Kağanlığı Dönemine Ait Anıt Bulundu

            


         Göktürk Kağanlığı dönemine ait, etrafı yazılı 14 sütun ile çevrilmiş anıt bulundu. Osaka Üniversitesi ve Moğolistan Bilimler Akademisi Tarih ve Arkeoloji bölümünün yürüttüğü çalışmalarda bulunan anıtın etrafında, Göktürk yazıtlı 14 adet sütun bulundu. Kare şeklinde dizayn edilmiş alan Moğolistan’ın Dongion bölgesinde 3 yıl süren çalışmalar sonrasında açığa çıkartılmıştır.

2015’de Kazılar başlamadan önce önde gelen bilim adamlarının da dahil olduğu bilirkişiler, Türk yöneticilerine ait eserlerinin ve yerleşimlerin Ulan Batur’un batısı olduğunu düşünüyorlardı. Prof. Takaşi Osava (Takashi Osawa) tarafından yürütülen çalışmalar sonrasında, Doğu Moğolistan’da kalan bölge ile nasıl bir güç ilişkisi olduğunu netleştiren 12 yazıt bulundu. Anıtın asıl dikkat çeken tarafı yapısal düzeni olup merkezde büyük ihtimal bir ölünün gömüldüğü taş bir mezar anıt ve anıtın çevresinde ise 14 adet yazılı dikilitaş bulunmaktadır. Her bir taşta 100’den fazla tamga adı verilen Türklere ait boy simgeleri yeralmaktadır. Bu yazıtlar Moğolistan içinde bulunan en zengin yazılı bilgilerdir. Anıtın içinde bulunan at kemikleri ve koyun postu üzerinde yapılan karbon testleri ile bu yapının 8. yüzyıla, Göktürk İmparatorluğuna ait olduğu tespit edilmiştir.


Dongoin Shiree’deki Eski Türk kurganının drone ile hava çekimi. (Üstteki Kuzey) Kurganın ortasındaki delikten çıkarılan yazıtların ve lahitler bölümleri görülebilir. (Eylül 2016)

2015’de Kazılar başlamadan önce önde gelen bilim adamlarının da dahil olduğu bilirkişiler, Türk yöneticilerine ait eserlerinin ve yerleşimlerin Ulan Batur’un batısı olduğunu düşünüyorlardı. Prof. Takaşi Osava (Takashi Osawa) tarafından yürütülen çalışmalar sonrasında, Doğu Moğolistan’da kalan bölge ile nasıl bir güç ilişkisi olduğunu netleştiren 12 yazıt bulundu. Anıtın asıl dikkat çeken tarafı yapısal düzeni olup merkezde büyük ihtimal bir ölünün gömüldüğü taş bir mezar anıt ve anıtın çevresinde ise 14 adet yazılı dikilitaş bulunmaktadır. Her bir taşta 100’den fazla tamga adı verilen Türklere ait boy simgeleri yeralmaktadır. Bu yazıtlar Moğolistan içinde bulunan en zengin yazılı bilgilerdir. Anıtın içinde bulunan at kemikleri ve koyun postu üzerinde yapılan karbon testleri ile bu yapının 8. yüzyıla, Göktürk İmparatorluğuna ait olduğu tespit edilmiştir.


Antik Türk yazılarının ve kurganlarının Moğolistan platosundaki yerlerini gösteren harita.

Takashi Osawa, yazıtlar üzerinde yaptığı çözümlemenin ardından, mezarda gömülen kişinin Yabgu, yani Kağandan sonra gelen en yetkili kişi, olduğunu ortaya çıkartmıştır. Aynı zamanda bu Yabgu’nun Tölis-Şad yani Doğunun yöneticisi olduğu ve Tengri-Kağan döneminin Doğu Moğolistan yöneticisi olduğunu bulmuştur.

Araştırmalar anıtların bulunduğu Dongoin bölgesinin şu ana kadar yerini Çin ve Türk kaynaklarından da öğrenemediğimiz Göktürk İmparatorluğu’nun Doğu Sancağı’nın merkezi olduğunu göstermektedir.

Bu anıtın Göktürk Kağanlığının Doğu Sancağı’nın askeri ve politik gücünü, ilişkilerinin yoğunluğunu ve Moğollarla olan bağlarını ortaya çıkartması bekleniyor. Bunların yanısıra bu anıtın inanç sistemini anlamakta da fikirler vereceği ve konar-göçer dünyasına bakış açısına yardımcı olacağı beklenmektedir.

Çeviri: Erdinç Tunçbilek – www.osaka-u.ac.jp/en/index.html

 

bilimdili.com adresinden alınmıştır.

İlteriş Kağan Anıtı Bulundu

 

Moğolistan’da Kültigin ve Bilge Kağan’ın babası olan İkinci Göktürk Devleti kurucusu İlteriş Kutluğ Kağan’a ait anıt bulundu. Yazıtta ‘Tanrı’, ‘Türk’, ‘Kutluk’, ‘Tümen’ yazıları yer alıyor. Keşifle ‘Türk’ adının ilk kez geçtiği düşünülen Orhun Anıtları’ndan daha eski bir Türk anıtı bulunmuş oldu.


Uluslararası Türk Akademisi ile Moğol Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü iş birliğinde Moğolistan’ın Ötüken bölgesinde yürütülen bilimsel kazı çalışmaları sonucunda Göktürk Devleti’nin hükümdarları Bilge Kağan ve Kül Tigin ’in babası İlteriş Kağan’ın külliyesi ile yazıtı keşfedildi.

Moğolistan’ın başkenti Ulan Batur’da konuyla ilgili düzenlediği basın toplantısında konuşan Uluslararası Türk Akademisi Başkanı Darhan Kıdırali, 2019’da Moğolistan’ın Arkeoloji Enstitüsü uzmanlarıyla Ötüken bölgesindeki Nomgon ovasında ortaklaşa başlattıkları kazı çalışmalarının başarıyla sonuçlandığını söyledi.


Kazı çalışmaları sonucunda Bilge Kağan ile Kül Tigin’in babası İlteriş Kağan’ın külliyesi ve yazıtını keşfettiklerini kaydeden Kıdırali, “Anıt metninden elde edilen bilgilere dayanarak, Nomgon külliyesinin Göktürk Kağanlığını yeniden canlandıran Kül Tigin ve Bilge Kağan’ın babası İlteriş Kutluk Kağan’a ithaf edildiği sonucuna varılmıştır. Ayrıca bu külliye, ‘Türk’ adının ilk kez geçtiği Göktürk döneminin en eski yazılı anıtı olarak kabul edilmektedir” dedi.

12 SATIRLIK ESKİ TÜRK YAZISI BULUNUYOR

Kıdırali, batıdan doğuya oval biçimde inşa edilen külliyenin toplamda 49 metrekare alandan oluştuğunu belirterek, “Külliyenin etrafına hendek kazılmış ve buradan toprak yığılarak bir kale inşa edilmiş. Külliyenin batı tarafında, alanın ortasına delikli taştan bir küp (sunak), taştan insan figürleri, iki yavrusu olan aslan heykeli ve iki koyun heykeli bulunmaktadır” ifadesini kullandı.


Bunun yanı sıra külliyenin kapısında 51 balbal taşın sırayla yerleştirildiğini kaydeden Kıdırali, bunlar arasında 5 balbal taşından Aşina ailesine ait “dağ keçisi” sembolünün tespit edildiği bilgisini paylaştı.

Kıdırali, ayrıca külliye içinde bir ibadet yerinin olduğunu kanıtlayan tuğla kalıntıları ile patika üzerine serilen kil kaplamanın da bulunduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

“İLTERİŞ KAĞAN ANITI, ORHUN ANITI GİBİ GÖKTÜRK DEVLETİ İÇİN ÖNEMLİ BİR ANIT”

Kıdırali, İlteriş Kağan’ın Nomgon külliyesinin genel olarak oğulları Bilge Kağan ve Kül Tigin’in anıtlarına benzediğini söyledi.

Nomgon’daki İlteriş Kağan yazıtının üst tarafında vücudu ejderha şeklinde iki kurt başı simgelendiğini belirten Kıdırali, “Taspar Kağan, Bilge Kağan, Kül Tigin ve diğer anıtların tepesine de bu tür kağanlık simgeleri olan ejderha biçimli kurt başlı bir şeklin çizildiği bilinmektedir. Nomgon anıtının, Orhun anıtları gibi Göktürk devleti için önemli bir anıt olduğu anlaşılmaktadır” değerlendirmesini yaptı.

TÜRK DEVLETLERİNDE TANITIMI YAPILACAK

Kıdırali, Uluslararası Türk Akademisi olarak Nomgon kazı sonuçları ile ilgili bilimsel kitap hazırlayacaklarını ve tanıtımını ise tüm Türk devletlerinin başkentlerinde yapmayı planladıklarını belirterek, “Moğolistan’daki Göktürk dönemine ait anıtların kazıları gelecekte de devam edecek” diye konuştu.


“İbadet yerinin önünde yazıtın üst kısmı ve kaplumbağa şeklindeki temeli keşfedildi. Bulunan eserin iki yüzünde 12 satırlık eski Türk yazısı, üçüncü yüzünde ise eski Soğd yazısı bulunmaktadır. Keşfe katılan bilim adamları, anıtın metninden ‘Tanrı’, ‘Türk’, ‘Kutluk’, ‘Tümen’ gibi bir dizi kelime tespit etti.”



#Google, #Facebook, #Türk Alemi, #Atatürk,

Türklüğümüzle Gurur Duymalıyız

 


Tarih derslerinde neden bize Osmanlı ve Selçuklu öncesini doğru dürüst öğretmiyorlar?

Anadolu medeniyetini kuranların eski Yunanlılar olduğu tezi bize yıllardır yutturuldu. Bu tarihi yalanlara karşıyız!

Herodot tarihine bakalım;

M.Ö.625 yılında Zile yakınlarında Pers ordusu bir hile ile Saka/iskit ordusunu (Alper Tunga'yı) yenene kadar tüm Anadolu'ya Saka'lar hakimdi.

Saka'lar MÖ. 5. Yüzyılda altından elbise yaparken, o tarihte ne Ruslar ne Almanlar ne de Fransızlar vardı.


Biraz daha geriye, Sümerlere (yani Orta Asyalı Kengerler) Turukku'ya, "Türk" Turku krallığına gidelim... Oralarda da Türklerin izlerine rastlıyoruz.

Şimdilerde Türkiye’ye araştırma yapmak için gelen dünya çapındaki arkeologlar topraktan çıkardıkları değerlendiriyor.

 

Belçika LEUVEN Katolik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Marc WAELKENS, Burdur -Isparta antik Ağlasun SAGALASSOS kazıları esnasında toprak altından çıkan 6-8 bin yıl öncesinin kemikleriyle işçi olarak çalıştırdığı köylülerin DNA'sını karşılaştırınca yüzde 97 oranında aynı olduğunu gördü. Yani şu anda orada yaşayan köylüler Ön-Türklerin bir kolu olan SAGALASSOS çıktı.

Frigya'sı da böyle Yazılıtaş’ı da böyle,

Urartu'su da böyle Hitit'i de böyle...

Eskiden Batılı Arkeologlar buluntuları çalıp çırpıp ülkelerine kaçırıyor, Anadolu tarihini uyduruk “Helen Uygarlığı” diye bize yutturmaya çalışıyorlardı. Şimdilerde bilim aksini ispatlamayı başarıyor.


Buna bir örnek de Assos. Assos'u kuranlar da Ön-Türklerin bir kolu Lelegler ve Pelasglar çıktı. 

Atatürk Alacahöyük kazılarını yaptırdığında,

“Benim hayatta yegâne övüncüm, servetim Türklük'ten başka bir şey değildir. Bana, insanlar üstünde bir doğuş yöneltmeğe kalkışmayınız. Doğuşumdaki tek olağanüstülük, Türk olarak dünyaya gelmemdir. Bu memleket tarihte Türk'tü, bugün de Türk'tür ve sonsuza dek Türk olarak yaşayacaktır.” Demiştir.

Çeşitli araştırmalar gösteriyor ki Anadolu uygarlığını eski Yunan'ın kurduğu tezi doğru değildir.

Tabii ki Göbeklitepe Turukku krallığı ve yine Urumiye deki Urmu da Ön-Türk uygarlığıdır.

S.N Kramer ile Prof. Osman Turan hoca, “Sümerce ‘deki 950 kelimenin kökeni Türkçedir” dedi.


Yunan’a, Helen’e bağlamaya çalışan tarihçiler suspus oldular.

Bu kelimeler Türkçe değil de örneğin Yunanca veya Ermenice çıksaydı!!??

O zaman dünyayı ayağa kaldırırlardı.

Bugün pek çokları kökenlerini Sakalara /İskitlere bağlama telaşında.

Hemen hepsi köklerini Azerbaycan’ın Gobulistanına, Albania'sina, Gabanasına ve daha kuzeyine bağlamaya başladı...

 


Çünkü tarihte biraz geri gidince kökleri olmadığını öğrendiler.

Antik Yunan tanrılarının bile Mısırdan çalıntı olduğunu öğrendiler. 

Bunu ilk kez Herodot da demişti ama her ne hikmetse unutmuşlardı.

 

Türklüğümüzle Atatürk gibi gurur duymalıyız.

 


#Google, #Facebook, #Türk Alemi, #Atatürk,