Selahattın Eyyubi

Selahaddin Eyyübi'nin Türkçe konuşması, onun öz be öz Türk olduğunu gösteren en büyük delildir
Selahaddin Eyyübi'nin danışmanlarından olan Üsame İbn Münkız'ın "Kitab el İ'tibar" adını verdiği ve hatıralarını yazdığı kitabı, Philip Khuri Hitti (1886-1978) İngilizceye çevirmiş.
 
Eser Türkçeye Yusuf Ziya Cömert tarafından İbretler Kitabı adıyla tercüme edilmiş ve 92 yılında İstanbul'da basılmış. Kitabın Arapça baskısını temin edemediğinden bahseden mütercim, eserin Philip K.Hitti'nin İngilizce çevirisinden Türkçeye aktarıldığını belirtiyor ve herhangi bir şüpheye meydan vermemek için de ilave ediyor : "Arap asıllı bir müsteşrik olan Philip Hitti'nin bu eseri İngilizceye aktaracak ehliyette olduğu düşüncesi bizi nispeten rahatlatan bir keyfiyettir."

İbn Münkız, Malazgirt Savaşı'ndan 24 yıl sonra, Haçlıların Kudüs'ü işgalinden 4 yıl önce Hama civarındaki Şayzer'de doğmuş. Şair, edip ve tarihçi olan Üsame İbn Münkız, 93 yıllık ömründe 20'den fazla eser vermiş. Edebi eserlerinin başında beş kısımdan oluşan iki ciltlik Divan El-Şir'i geliyor. Edebi sanatlar hakkında El-Bedi fi Nakd El Şi'r' adlı eseri, Hazreti Musa'nın asasından başlayarak büyük şahsiyetlerin asalarından hareketle kaleme aldığı Kitab-ul Asa'sı, Hasankeyf'te yazdığı söylenen el-Menazil Ve'd Diyar'ı ve Lübebu'l Adab'ı önemli eserlerinden. Ayrıca 20 ciltlik Mekarimül Ahlak adlı eseri var. Bedir ashabının hayatlarını konu alan 5 ciltlik Tarih el-Bedr ile Fezail-i Hulefa-i Raşidin ve Tarih El-İslam bilinen diğer eserleri.

Selahaddin Eyyübi ile birlikte birçok savaşlara da katılan Üsame İbn Münkız Kitab El-İtibar'ın 201. sayfasında diyor ki:

"Bu arada, Selahaddin, buradaki kritik durumumuzu bildirmek üzere Atabek'e bir atlı gönderdi. Sonra, hızla bize doğru ilerleyen on kadar atlı gördük. Arkalarındaki ordu da sürekli hareket halindeydi. Geldiklerinde, Atabek'in komutasındaki öncüler olduğunu anladık. Ordu da arkalarından gelecekti. Atabek, "Ey Musa, mahvolmak için mi otuz atlıyla Şam kapısına kadar geldin! Ne acelen vardı!" diye Selahaddin'i eleştirdi. Karşılıklı atıştılar. İkisi de Türkçe konuşuyordu. Bu yüzden söylediklerini anlayamadım."

Farsçanın siyaset, Arapçanın bilim, eğitim ve din alanında tartışılmaz bir üstünlük kurduğu ve Türk dilini öğreten bir tek kurumun dahi bulunmadığı böyle bir devirde Selahaddin Eyyübi'nin Türkçe konuşması, onun öz be öz Türk olduğunu gösteren en büyük delildir.

Eyyübi Devleti Türk Devletidir!

İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un "Şarkın sevgili sultanı", Fransız tarihçisi Champdor'un "İslamın en saf kahramanı" olarak tanımladığı Selahaddin Eyyübi, aslında yeni bir devlet kurmamıştır. Onun cihangirane bir siyasetle yönettiği devlet, Zengiler Devleti'nin devamından ibarettir. Memlükler de Eyyübilerin uzantısıdır.

Çünkü, devlet teşkilatı değişmemiştir. Millet değilmemiştir. Devletin maddi istinatları değişmemiştir. Değişen sadece hanedanlardır. He üç devletin de bayrağı sarı zemin üzerine doru kartaldır. Her üç devlette de siyasi ve askeri kadrolar aynı unsurlardan meydana gelmektedir. Selahaddin Eyyübi ile ilgili değerli bir eser yayımlayan Sayın Ramazan Şeşen'in de belirttiği gibi, devlet ve ordu teşkilatı Türk devletlerinde görülen devlet ve ordu teşkilatlarının aynıdır.

Bugün bölücülerin malzemesi olarak kullanılmak istenen Eyyübi Devleti, Selahaddin'in çağdaşları tarafından da Türk devleti olarak kabul edilmiştir. Arap şairi Sena İbn el-Mülk'ün Halep'in zaptı vesilesiyle Selahaddin'e sunduğu kaside "Arap milleti Türklerin devletiyle yükseldi, Ehl-i salibin davası Eyup oğlu tarafından perişan edildi" mısralarıyla başlar.

Ünlü İbn-i Haldun da Mukaddeme'de Eyyübiler ve Memlükler devletinin bir tek Türk devleti olduğunu yazar.

Eyyübiler Devleti'nde Arap kültürünün egemen oluşu bizi şaşırtmamalıdır. Gazneliler ve Selçuklular nasıl Fars kültürünü ön plana çıkarmışlarsa, Zengiler, Eyyübiler ve Memlükler de aynı şekilde ve tıpkı Roma İmparatorluğu'na Yunan kültürünün hakim olduğu gibi, Eyyübiler de Arap kültürünün Türk kültürüne tercih etmişlerdir.

Fakat Selahaddin Eyyübi'nin zaferden zafere koşturduğu ordunun kahir bir ekseriyetini Türkler teşkil eder.

Selahaddin Eyyübi'nin çağdaş olan tarihçileri, Mısır, Yemen, Kuzey Afrika gibi merkeze uzak kıtaların ele geçirilmesini Oğuz Harekatı olarak görürler.

Sonuç olarak şunu ifade etmek isteriz ki, İslamın bu efsanevi kılıcı, kültür itibariyle olduğu kadar, soy itibariyle de Türktür. Devleti de Türk Devleti'dir.

Necdet Sevinç (1944-2011)
Bir Millet Uyanıyor:1
Yöneten: Atilla İlhan, 2005

RESİM:
Memoirs of Usama İbn-Munqidh
translated by Philip K.Hitti
Princeton University Press, 1929
https://archive.org/…/172171_OU_An_Arab_Syrian_Gentleman_An…