Yusuf Akçura ömrü boyunca Türkçülük
fikrine sadık kalmıştır. Akçura’nın Türkçülüğü, Balkanlardan Çin’e kadar
çeşitli ülkeleri kapsamaktadır. Osmanlı Devleti ise Türk Dünyası’nın ancak bir
parçasıdır.
Akçura tarih araştırmalarında
faydacılığa taraftardır. Birinci Türk Tarih Kongresi’nde sunduğu tebliğde
“Tarih mücerret bir ilim değildir. Tarih hayat içindir; Tarih milletlerin,
kavimlerin varlıklarını muhafaza etmek, kuvvetlerini inkişaf ettirmek içindir”
demiştir.
Akçura ölümünden sonra neredeyse
unutulmuştur. Onun Türk tarihçileri tarafından dışlanmasını Ercümend Kuran
şöyle yorumluyor:
“Bu durumu izah etmek kolaydır:
Akçura Moğol İmparatorluğu’nu yüceltmiş ve Cengiz Han’ı Türk saymıştır. Ayrıca
Türk tarihinin gelişmesinde İslamiyet’e tali derecede yer vermiştir. Son olarak
o sosyalizme yatkındı. Türk tarihçilerinin çoğunun 1940′lardan sonra Moğolları
Türk kabul etmemeleri, Türk-İslâm sentezine yönelmeleri ve sosyalizme cephe
almaları milliyetçi çevrelerin Akçura’yı ihmal etmelerine sebep olmuştur.
Üstelik Akçura’nın Ziya Gökalp’in muasırı olması onun için bir talihsizlik
teşkil etmiştir. Çünkü o Gökalp’te bilgili olduğu halde, Gökalp’in terkip
kabiliyetine sahip bulunmuyordu. Gökalp’in ülkücülüğü Türk aydınlarının
psikolojisine daha uygun düşüyor adeta büyülüyordu.”
Y. Akçura’nın Türkçülük, Türk tarihi
ve Türk fikir hareketine katkılarını şu ana başlıklar altında
gruplandırabiliriz.
- Üç Tarz-ı Siyaset” adlı
makalesiyle Türkçülüğü ilk defa bir siyaset şekli olarak ortaya koyması,
- Türkçülüğü bir bütün olarak görmesi
ve bunu sürekli savunması,
- Türk milliyetçiliğinin
teşkilatlanmasında kurduğu dernek ve yazılarla oynadığı rol,
- Rusya’daki Türklerin bilinçlenmesi
ve örgütlenmesi konusunda önemli rol oynaması,
- Türk Yurdu Dergisiyle Türkçülük
konusunda yaptığı çalışmalar,
- Türkçülüğün tarihini yazan ilk
araştırmacı olması (Türk Yılı 1928 adlı eseri bu konuda tektir),
- Nihayet Türk Tarih Kurumu ve
buradaki hizmetleri.
Yusuf Akçura’nın “Bütüncü Türkçü”
görüşlerinin Rus egemenliğinde yaşayan Türk devletlerinin bağımsızlıklarına
kavuşmalarıyla yeniden güncel hale geldiği kanısındayız.
Dr. Cemal Avcı