Güney
Türkistan Lideri, Afganistan Kuzey Vilayetleri İslam Birliği Başbuğu Azad Beg
Kerimi’nin 1988’de Ankara Türk Ocağında yaptığı konuşma…
“Bismillahirrahmanirrahim
Ben Azad
Beg; Afganistan’ın kuzey bölgelerinde yani Güney Türkistan’da yaşayan 5,5
milyon Türklerin temsilcisi olarak Türkiye’ye geldim. Bizim bölgelerimiz olan
Kuzey Afganistan Türkistan bölgesinde Türk soylu 150.000 mücahidimiz var. Bu
150.000 Türk mücahidimiz bizim teşkilatımız dışındaki 3 ayrı hizbe dağılmış
durumdadır, 4 hizib olan benim komutamdaki bölükte ise 41.600-41.700 Türk
mücahidi vardır. Diğer 3 hiziblerde olduğunu bildirdiğim Türk kardeşlerimiz
silah yardımı, diğer yardımlar ve silah almak maksadıyla bizden ayrılmışlardır.
( Aramızda herhangi siyasi ayrılık sözkonusu değildir. )
Geçtiğimiz
ay Cenevre’de Pakistan ve Afganistan’ın kukla Öküzün Necibi (Necib-i Gav)
yönetimi arasında imzalanan protokol uygulansa bile cihadımız bitmeyecektir.
Niçin bitmeyeceğini sizlere anlatmak istiyorum: Mücadelemizi niçin
sürdüreceğimizi anlatmam için şu meseleyi iyi anlamanız lazımdır: İşgale kadar
Afganistan’da her türlü yetki ve hak Peştunlar’da toplanmıştı.
İslam’da,
İslam hukukunda , şeriatta şu hiçbir zaman söz konusu değildir ki her türlü
yetki ve hak sadece bir kavimde toplansın, diğer kavimler kul-köle olsun; bu
diğer kavimler o tek kavme tabi olsun, böyle bir adaletsizlik İslam’da yoktur.
Hz.Peygamber (S.A.V.) Arab idi ve İslamiyet ilkin Arabların arasında yayıldı.
Ancak tarihde İslam için çarpışan, vuruşan ve Allah yolunda büyük mücadeleler
veren kavim Türklerdir. Yine tarihe bakarsak çeşitli İslam topluluklarının,
müslüman kavimlerin İslam’a şöyle-böyle hiyanet ettiğini görürüz, ancak
Türklerdir ki İslam’a hiçbir şekilde ihanet etmemişlerdir.
Şu da bir
tarihi gerçektir ki bizler Türkistan’da esir olduk. Ruslar, Çinliler,
Peştunların elinde esir kaldık. Tarihimiz, Türkistan tarihi 200 yıldan beri
kararmıştır ve biz Türkistanlılar çok kötü devirleri de yaşadık. Halen devam
etmekte olan cihadımız Türkler için, Türk milleti için, Afganistan’daki,
Sovyetler Birliği’ndeki, Çin’deki Türkler için Allah Teala’nın lütfettiği bir
nimettir, kutlu vakittir.
Allah bize
bu kutlu vakti verdiğinden beri, yani 9 yıldır biz silahlarımızı elimize aldık
ve bu sayededir ki biz bu 9 yıl içinde istiklali tanıdık, hürriyeti gördük.
Cenevre Protokolü’nden sonra Afganistan’da yeni bir yönetim (koalisyon veya
mücahid hiziplerin kuracağı bir hükümet) Afganistan’ın kuzeyinde mevcut olan
5,5 milyon Güney Türkistan’lıya ne gibi haklar verecektir? Bu sorunun mutlaka
cevabı verilmelidir.
Ancak gerek
komünistler yer alsın veya gerekse komünistler dışarda kalsın kurulacak
koalisyon hükümetlerinin bizim Türklerimiz’e hiçbir hak verme niyetinde
olmadığı anlaşılmaktadır.
Benim
komutamdaki Türkistanlı mücahidler şu soruyu ısrarla sormaktadırlar “Azad Beg 9
yıldan beri biz istiklali gördük, Ruslarla kafirlerle vuruştuk, şimdi biz ne
yapalım, nasıl davranalım; bu pazarlıkları yapanlar bizim haklarımızı
verecekler mi, vermeyecekler mi?”
Bunu, bu
önemli suali anlayabilmeniz için şunu bilmeniz lazım ki, Afganistan’da bize
yıllarca öğrenim, öğretim hakkı vermediler, Resmi dil ise Peştun diliydi.
Türklerimiz Peştun dilini bilmediğinden resmi görevler de verilmemiştir. İşte
bu yüzden benim mücahid kardeşlerim bu soruyu bana haklı olarak sormaktadırlar.
Yani bir başka deyişle, “Biz kul olarak mı kalacağız, yoksa batur bir millet
olarak mı haysiyetimizle yaşayacağız?” sorusunu sormaktayız.
Şimdi
bunları size niye anlatıyorum? Ben ve diğer Türkistanlı kardeşlerimiz niçin
Türkiye’ye geldik, niye Arabistan’a Frengistan’a gitmedikte buraya geldik?
Şunun için geldik: Bugün dünyadaki Türklerin müstakil bir tek devleri vardır ki
o da işte bu Türkiye’dir, onun için buraya geldik. Bu sebeple Türkiye’den çok
büyük ümitlerimiz vardır.
Bir başka
deyimle bu ümidimiz sebebiyle Türkiye’ye geldik. Elhamdülillah Türkiye’de
önemli temaslarda bulunduk, ümitlerimiz daha da fazlalaştı. Bu temaslarımız
bizde şu duyguyu da uyandırdı ki, cihadımız netice verecektir.
İnşaallah
siz biliyorsunuz ki Kuzey Afganistan’da Türkler var, sınır komşumuz Rustur,
Türklerin eski düşmanı Rus ve Türklüğün yeni düşmanı Rus! Rus ve başka
düşmanlarımızın Türk Milletini katliama uğratacağından endişeliyiz.
Bu
cihadımızdan sonra, Cenevre Protokolundan sonra 1-2 yıl içinde Kuzey
Afganistan’daki Türklerin Ruslar ve işbirlikçileri tarafından topyekün
katledilmesinden endişe duymaktayız. İnşaallah ve Allah Teala yardım ederse, ve
arkamızda Türkiye olursa, Türkiye’deki Türkler yardım elini uzatsalar biz
güzel, yahşi neticeler alacağız; yahşi, güzel günler göreceğiz.
İnşaallah
başka esir Türk’lerde istiklale kavuşacaklardır. Başka ülkelerdeki
Bulgarya’daki, Doğu Türkistan’daki, Batı Türkistan’daki, İran’daki esir Türkler
de hürriyetlerine kavuşurlar.
Bizim bu
diğer esir kardeşlerimizden farkımız bizim elimizde silah oluşudur. Onların
kolunda silah yok, bizim kolumuzda silahımız var ve istiklal davamız
hallolmadan silahlarımızı yer üstüne bırakmayacağız, koldan düşürmeyeceğiz
İnşaallah.
Sizlere
daha fazlasını söylemeği lüzumsuz görüyorum. Bizlere gösterdiğiniz ilgi için
teşekkür ediyorum. İnşaallah tarih, özellikle İslam tarihi bizlerden razı olur.
Yaşasın
İSLAM!
Yaşasın
İSLAM’ın ordusu T Ü R K L E R !…”
Azad Beg’in
1988’de Türk Ocaklarındaki Konuşması 1.Bölüm
Azad Beg’in 1988’de Türk Ocaklarındaki Konuşması 2.Bölüm