1881
yılında Tatar bilim adamı Kayum Nasırı tarafından yayınlanan bu efsaneye göre
şehrin etrafında kale kurulmaya başlandıktan sonra yerli sakinler şehrin içine
girmekten korkmaya başlamışlar, çünkü şehrin her yerinden kocaman yılanlar
ortaya çıkıyormuş. Belki de yılanların yuvaları inşaat çalışmaları sırasında
kazara yıkılmış.
Kazan’ı
inşaa ettiren Han yılanlardan kurtulma yöntemlerini görüşmek amacıyla
vezirlerini toplamış. Vezirler, yılanların bulunduğu yerlere saman getirip
yakmaya karar vermişler. Yılanların ateş ve dumandan kaçarak şehri terk edeceği
tahmin ediliyordu.
Bir
cesur oğlan gönüllü olacağını söylemiş. Saman alevlendiği zaman daha çok
ejderhaya benzeyen dev bir yılan oğlana yaklaşıp kuyruğunun vurmasıyla onu
öldürmüş. Ama yılan-ejderha da ateşte diri diri yanmış.
Yangında
ölmeyen yılanlar ise şehri terk etmiş. Tehlike ortadan kaldırılmış ve insanlar
gittikçe şehre yerleşmeye başlamışlar.
Bir
başka eski Kazan efsanesine göre dev bir yılan Zilant Kazanka nehrinin Volga
nehri ile birleştiği yer yanındaki dağ tepesinde yaşıyormuş. Zilant olarak
adlandırılan bu dağ burada 1560 yılında kurulmuş bir Ortodoks manastırına adını
vermiş. Efsaneye göre kocaman bir yılan Kaban Gölü’nde bulunuyor ve 16. Yüzyılda
Kazan Hanlığı’nı yöneten Süyümbike’nin hazinesini koruyormuş.
Bu
efsane Kazan’da tanınmış olan Zilant isimli bir ejderha-yılanın meydana gelmesini anlatıyor. Bu mitolojik yaratığın ismi Yılan Dağı anlamına
gelmektedir.
Başta
Zilant resmi Kazan Hanı’nın mührü üzerinde yer alırdı. Rus Çarı Korkunç İvan
Kazan’ı fethettikten sonra Zilant resmi devlet mührüne geçti. 1781 yılında
çarın emriyle Zilant Kazan vilayetinin armasına yerleştirildi. Belgelerde o
‘kanatları ve kuyruğu kırmızı, gagası ve pençeleri altın, dili kırmızı siyah
taçlı bir ejderha’ olarak tasvir edildi. Kazan vilayetinin arması ile birlikte
Zilant resmi Rusya İmparatorluğu armasına da geçmiş oldu. Resmi vilayetin bütün
şehirlerinin armalarına dahil edildi.