Tanrı
Dağları'nın cazibesi görenleri hayran bırakıyor
Orta
Asya'da bulunan Tanrı Dağları, muhteşem manzarası ve heybetli duruşuyla
görenleri kendisine hayran bırakıyor.
Özbekistan,
Kazakistan, Kırgızistan ve Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin merkezi
kısımlarına yayılan Tanrı Dağları, yaklaşık olarak 1 milyon kilometrelik
alanıyla dünyanın en önemli doğa olaylarının yaşandığı bölge olarak
adlandırılıyor. 7 bin metreye kadar yüksekliğe sahip sıra dağlarda iki mevsimi
bir arada yaşamak mümkün. Bir yanda yalçın sıra dağlar üzerinde yılın her
mevsiminde mevcudiyetini koruyan karlar ve buzlar bulunurken, aşağı kısımlara
indikçe rengarenk açan çiçekler görenleri adeta büyülüyor.
Orta Asya
coğrafyasında bulunan büyük dağ sistemlerinden birini oluşturan Tanrı Dağları,
yaz ve kış mevsiminde yaşanan büyük ısı farklarından dolayı şiddetli karasal
iklimine sahip. Tien Şan Dağları olarak da adlandırılan bu dağların en yüksek
noktalarında Türk mitolojisine göre cennet, en dip noktalarında ise cehennem
bulunmakta. Dünya Mirasları listesinde yer alan bu muhteşem sıra dağlar da her
mevsim gezilecek ve görülecek bir çok yer bulunmakta.
Orta
Asya'daki dağların bir çoğu Tanrı ile adlandırılırken, Tanrı Dağları'nın
tepelerinde kar, eteklerinde ise her rengin kuşağını içinde barındıran
yeşillikler bulunmakta. Ormanlarla kaplı bu dağların çoğunluğunda çam, ardıç ve
şimşir gibi ağaçların kendine has kokularıyla Tanrı Dağları'na ayrı bir güzellik
ve haşmet veriyor.
Kazakistan'ın
eski başkenti Almatı şehir merkezine 30 kilometre gibi oldukça yakın bir
mesafede bulunan Tanrı Dağları'nın zirveye yakın kısmında bulunan Büyük Almatı
Gölü ise 2 milyon nüfuslu şehrin adete su deposu olarak kullanılıyor. Yıl boyu
her mevsim tepelerinde kar bulunduran yalçın sıra dağlardan eriyen kar
sularının birikmesiyle oluşan Büyük Almatı Gölü, Mayıs ayında hala buzul bir
göl görünümünü andırıyor. Mayıs ayında dahi erimeyen buzlar, sıcak geçecek yaz
mevsimi için adeta şehre hayat veriyor.
(CİHAN)
*********
*********
Tanrı dağı denince akla doğu Türkistan gelir.
Türkistan denince de Turan.
Şiirlerimize,
türkülerimize, marşlarımıza taşıdığımız ve hiç görmediğimiz halde içimizi
burkan bir güzelliktir Tanrı Dağı.
Tarihte adı
geçen, geçmeyen unutulmuş büyük kahramanlara ait destanların yazıldığı
yerlerdir, mazisine hüzünlü bakış sergilediğimiz bu beldeler. Tanrı Dağının en
tepesine ulu hakanının ismini verenler, bugün Kırgızistan’da bütün heybeti ile
mazisini arıyor. Kağan Tanrı Tepesi ( Khan Tengri ) kutsal Tanrı Dağının
zirvesinde Türkün silik mazisine hüzünlü bir bakış sergiliyor.
Aral’ın
ötesindeki Tanrı Dağının özleminde olan bizler için "Yesi" de "Çimkent"
de Uluğ Türkistanda bir gün yaşamak ne güzel kavuşmadır.
Tanrı
dağlarının tepelerinde kar, eteklerinde her rengin kuşağını içinde barındıran
yeşillik vardır. Çoğunluğunu çam, ardıç, şimşir gibi ağaçların kapladığı ormanlıklar
kendine has kokusuyla Tanrı Dağına ayrı bir güzellik ve haşmet verir.
Kendisi
birer efsane olan Türkler Tanrı Dağını kutsal bilmiş, ne Tanrı dağının altında
nede üstünde "altın" olmadığı halde bazen "Altın Dağları" demiş,
içinden çıkan nice kahramanlarına yuva olan bu tepelere ağıtlar yakmış. Dağları
yaşamlarıyla ilişkilendiren Türkler dağların ulaşılamaz devasa haşmetinden etkilenmiş
ve nice efsanelerine taşımışlardır.
Türklerin
ilk medeniyetini Tanrı Dağları etrafında kurduklarını söyleyen birçok kaynaklar
vardır.
Eski Türk
kültüründe büyük bir dağa sahip olmayan medeniyetlerin yok olacağı inancı
hakimdi. Asya’nın geniş alanlarına dağılmış Türk budunları efsaneleştirdiği Tanrı
dağına daima kutsal gözle bakmış, tarihten gelen gücünü ve kudretini neredeyse Tanrı
Dağından almıştı. Bu gün Oğuz soyunun sahibi olan bozkurt yürekli Anadolu Türklerinin
Tanrı Dağına ilgisini anlayabilmek için, önce Türk gibi düşünmek ve Türkçü
olmak zarureti vardır. Kaldı ki daha dün gerçekleşmiş gibi anlatacağınız ve
adına "geçmiş" yakıştırması yapacağınız Türk tarihi 10 bin yıllık bir
gelenekten gelirse, bu köklü kültürün dünya medeniyetindeki önemini anlamış ve
sahiplenmiş oluruz.
Bugün biz Türklerin
içinde bulunduğu en büyük sıkıntı, hiç şüphesiz tarihine küs, geçmişine düşman
bir vurdumduymazlıkla mazisine kayıtsız kalmasıdır.
Yüreklerinde
bir büyük mefkûreyi yaşatanlar, ecdadına sahip çıkarak yüceltenler, Tanrı Dağlarının
o sisli tepelerine özlem ile bakıyor Khan Tengri nin heyecanını içlerinde sıcak
tutuyorlar. Dağlar acılı insanların meramını sinesinde saklar. Sisli puslu
dağlar bilinmez manevi bir güç verir adeta, dağları ardına alanlara.
Tanrı
dağları ne kadar uzak da olsa da, Türkün içinde beslediği o büyük mefkûre
onları canlı ve diri tutmaya yetiyor bile.
Tanrı
dağları bir dilektir. Türkün şerefli mazisinin devasa ispatıdır.
Doğu Türkistan’ın
gelecekte bağımsızlığına da şahit olacak, geçmişten bugüne uzayan Türkün
hürriyet ateşinin yakılacağı mekânın adıdır. Tanrı dağı denince akla doğu Türkistan,
Türkistan denince Turan gelir.
***
Tanrı Dağınca
büyük haşmetli Türk tarihi, gelecekte çizeceğimiz yolun belirleyicisi
olacaktır.
***
Tanrı dağı
kadar Türk’üz...!
***
Kutsal mekân.
Ölmeden önce görmeyi çok isterim. Tüm dünyaya yayılmış koca bir milletin
anavatanıdır. 13.05.2014
***
Özlemiyle
yaşadığımız kutsal dağ.
***
Bedenlerimiz
olmasa da ruhlarımız buluşur elbet bir gün Tanrı Dağı'nda.. Alp er Tunga’dan
başlayan atalar kafilesinin önünde diz vururuz, o kutlu dağda..
internetten