PİRİ REİS
HARİTASI HAKKINDA İZAHNAME [1]
TAM METİN
Türk Tarih
Kurumu Yay.
I.
Dizi-Sayı 1
1. baskı 1935
2.baskı
1999
PİRİ REİS haritası, Topkapı Sarayının
kadîm eserler müzesi haline getirildiği sıralarda, Millî Müzeler Müdürü Bay
Halil Ethem tarafından, 1929 senesinde, bulunmuştur. Bay Halil Ethem bu
haritayı, o zamanlar İstanbul'da misafir bulunan Alman müsteşriklerinden Prof.
Kahle ile birlikte tetkik etti ve Prof. Kahle bu tetkiklerin neticesini 1931
senesi Eylülünde Layden'de in'ikat eden XVIII inci Müsteşrikler Kongresine
bildirdi. Muhterem Türk ve Alman âlimlerinin bu keşfi ilim âleminin nazarı
dikkatini celbetti ve Prof. Kahle'nin maruzası İtalyan ve İspanyol dillerine
tercüme olunup, tabı ve neşredildi ; Viyana Üniversitesi Coğrafya Profesörü
Oberhummer tarafından da 1931 senesi kânunuevvelinde, Viyana Akademisine bu
keşfe dair izahat verildi.
Bazı Türk ve ecnebi gazeteler de Kristof
Kolomb'un haritası unvanile mevzubahsimiz olan haritadan, noksan ve hatalı bir
surette bahse girişmiş olduklarından, Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti, bu hataların
tashihi maksadile Londra'da çıkan "The Illustrated London News" adlı
resimli mecmuaya bir makale ile haritadan ve Piri Reisin "Bahriye"
adlı kitabındaki resimlerden fotoğrafiler çıkartıp gönderdi ; bu makale ve
resimler ingilizce mecmuanın 23 temmuz 1932 tarihli nüshasında intişar etti.
Profesör Kahle "Forschungen und
Fortschritte" (" Forşungen unt Fortşritte" = Tetkik ve
terakkiler) mecmuasının Temmuz 1932 tarihli nüshasında bu mevzua dair bir
makale neşretti. Profesör A. Deissmann dahi 1933 senesi, Berlinde tab'olunmuş
" Forschungen und Funde im Serai" ( "Forşungen unt Funde im
Seray = Saraydaki tetkik ve keşifler) adlı bir tetkiknamesinde, Piri Reis
haritasından bahsetti.
Nihayet Profesör Kahle, " Die
verschollene Columbus - Karte von 1498 in einer türkischen Weltkarte von
1513" ("Di ferşollene Kolumbus -Karte fon 1498 in ayner türkişen
Veltkarte fon 1513 " = 1513 tarihli türkçe bir dünya haritasında kaybolmuş
1498 tarihli Kolombos haritası) adlı bir risale yazıp 1933 senesinde neşretti.
Bu risale Piri Reis haritasına dair hayli malûmatı ve haritanın iki
fotoğrafisini ihtiva etmektedir [2].
Yukarda yazılan kısa bibliografya
gösteriyor ki Piri Reis haritası, coğrafya âlimlerini alâkadar etmiş ve az
zamanda bunun üzerine epey çalışılmıştır.
Millî tarih meselelerine derin vukufla
verdikleri büyük ehemmiyet malûm olan Türkiye Cumhuriyeti Reisi Kamâl Atatürk,
Piri Reis haritasını, Ankara'ya getirterek bizzat tetkik buyurdukları gibi,
Devlet Matbaasında faksimile usulile teksirini de emreylediler. Cumhuriyet
Hükûmetinin itina ve himmeti sayesinde en mükemmel matbaalar seviyesine ermiş
olan Devlet Matbaası, bu haritayı aslından farksız denebilecek bir surette
tab'a muvaffak oldu.
Bu haritayı vücuda getiren Piri Reis, XV
inci asrın son rub'unda Türklerin Akdeniz Amirallerinden bulunan meşhur Kemal
Reisin kardeşi oğludur. Tarih, Piri Beyin en son resmî vazifesi olarak, Kızıl
Deniz ve Umman Denizi donanmalarının Amirallığını tesbit eder.
Piri Reis donanma kumandanlığı vazifesini
ifa ettiği gibi, o zamanın denizcilik ilimlerile de meşgul olmuştur. Reisin
denizcilik nazariyatındaki kudret ve meharetini, mevzubahsimiz harita ile
"Bahriye" adlı kitabı açık göstermektedir. "Bahriye"
Akdenizle o zamanlar Akdeniz kıyılarında bulunan şehir ve memleketleri tarif ve
tersim ettiği gibi, denizciliğe, gemiciliğe dair de mühim malûmat verir [3].
Piri Reis, haritasını 1513 senesi Gelibolu
şehrinde inşa ve tersim etmiştir ; ve bu tarihten dört sene sonra, yani 1517
de, Mısır Fatihi Sultan Selim I e, Mısırda bulunduğu sıralarda bizzat takdim
eylemiştir.
Harita, parşömen üzerine, renkli olarak, itina
ile yapılmıştır.
Piri Reis haritasının elde mevcut kısmı,
büyük kıt'ada bir dünya haritasının bir parçasıdır. Haritaya dikkatle bakanlar,
şark tarafı kenarlarındaki haşiyelerin yarı yarıya kesilmiş olduğunu
göreceklerdir. Bundan da istihraç olunabilir ki tekmil harita dünyanın o
zamanlar malûm olan kısımlarını, yani Avrupa, Asya ve Afrika ile Amerikanın
keşfedilmiş parçalarını göstermekte idi.
"Bu isimler ki mezbur Cezayir'de ve
kenarlarında kim vardır, Kolonbo komuştur ki anınla malûm oluna.... bu kenarlar
ve Cezirelerde kim vardır, Kolonbonun hartisinden yazılmıştır [5]. "
Eser büyük bir dünya haritası olduğu için
eski dünyayı gösteren birtakım haritaları da tetkik eylemiş, bilhassa kendi
ifadesîne göre "İskender zamanında" telif edilen haritaları ve
"Mappamondo" ları ve Müslümanlar [6] tarafından vücuda getirilen
sekiz kıt'a haritayı tetkik ve mütalea etmiştir.
Bizzat Piri Reis, haritasının ne yolda
telif olunduğunu, harita haşiyelerinden birisinde sarahatle anlatmaktadır :
"Bu fasıl işbu hartinin ne tarikle
telif olunduğunu beyan eder. İşbu harti misalinde harti asır içinde kimesnede
yoktur. Bu fakirin elinde telif olup şimdi bünyat oldu. Hususan yirmi miktar
hartiler ve Yappamondolar (Mappa Mondo) dan - yani İskenderi Zülkarneyn
zamanında telif olmuş hartidir ki rubu meskûn anın içinde malûmdur; Arap
taifesi ol hartiye Caferiye derler-anın gibi sekiz Caferiyeden ve bir arabî
Hint hartisinden ve dört Portukalın şimdi telif olmuş hartilerinden kim Sint ve
Hint ve Çin diyarları hendese tariki üzerine ol hartilerin içinde mesturdur, ve
bir dahi Kolonbo'nun Garp tarafında yazdığı hartiden bir kıyas üzerine istihraç
edip bu şekil hâsıl oldu; şöyle ki bu diyarın artisih bahriler içinde nice
sahih ve muteber ise, mezbnr harti de dahi yedi derya ile sahih ve muteberdir."
Piri Reis haritasında asrın beynelmilel
sayılan harita an'anelerine riayet ettiğini "Bahriye" sinde hususî
bir fasıl içinde zikretmektedir : şehirler ve kaleler kızıl hatlarla, ıssız
mahaller kara hatlarla, döküntüler, taşlıklar siyah noktalarla, sığlık ve
kumluk yerler kızıl noktalarla, gizli kayalar ıstavroz işaretile
gösterilmiştir.
Piri Reis haritasında dikkate şayan
noktalardan birisi, Afrika'nın Muhiti Atlasi sahilindeki mevkilere verilen
adlardır. Babadağı, Akburun, Yeşilburun, Kızılburun, Kozlukburun, Altınırmak,
Güzel körfez.... gibi ki bunların hepsi öz Türkçe'dir.
İkinci bir nokta da haritanın bir kopya
olmayıp, muhtelif haritalardan ve Reisin ve dostlarının müşahedelerinden
istifade suretile yapılmış orijinal bir eser olmasıdır.
Teessüf olunur ki elimizdeki bu pek mühim
harita, ancak bir parçadır ; başka parçaları kopup kaybolmamış olsa idi, 1513
senesinde yapılarak eski ve yeni dünyayı bir arada gösteren Türkçe mükemmel bir
harita elimizde bulunmuş olurdu. Kristof Kolomb'un seyahatleri XV inci asrın
son ve XVI ıncı asrın ilk senelerinde (Kolomp dördüncü seferinden 1504 te
dönmüştür) olduğuna göre yeni keşiflerden pek az zaman sonra yapılan böyle bir
harita, bütün dünya kıt'alarını bir arada gösteren ilk haritalardan biri
demektir.
Hasılı, XVI ıncı asrın başlarında tersim
edilen bu harita muhtelif noktai nazarlardan çok kıymetli bir Türk eseridir.
Piri Reis, haritasının kenar yazısında,
Kristof Kolomb'un haritasından ve Portekiz haritalarından istifade ettiğini
söylüyor. Kolomb'un şimdiye kadar bulunamamış haritasından istifade iddiası, şu
suretle izah edilebilir: Türk bahriyelileri, Akdeniz'in Garp havzasında 1501
senesi ettikleri bir deniz muharebesinde İspanyol gemilerini zaptetmişlerdi; ve
bu gemilerden birisinde Amerika'dan getirilmiş eşya bulmuşlardı. Kristof
Kolomp, malûm olduğu üzere, üçüncü seyahatinden 1500 senesinde dönmüştü. Bu malûmata
göre, Kemal Reis tarafından İspanyol gemisinde zaptolunan eşya arasında Kristof
Kolomb'un haritası da bulunmuş olsa gerektir.
Amerika kâşifinin bu büyük keşfinden sonra
tersim ettiği malûm olan harita şimdiye kadar hiçbir yerde bulunmamış olduğundan,
Piri Reis haritası, Kolomb'un haritasına müteallik pek mühim bir memba demek
olur. Kıymetli bir âlim ve kartoğraf olan Türk Reisi, iddia ettiği veçhile,
Kolomb'un haritasını hakikaten elde ederek kendi haritasının çizilmesinde ondan
istifade etmiş midir? Meselesini uzun, derin tetkikeden Alman Profesörü Kahle,
Piri Reis'in iddiasının doğru olduğunu tespit etmektedir [7].
Türklerin medeniyetleri cihetinden de, bu
harita büyük bir ehemmiyeti haizdir. XV inci asır sonları ile XVI ıncı asır
başlarında yeni dünyanın keşfi, Osmanlı İmparatorluğu'nun menafiine doğrudan
doğruya temas etmediği halde, Türk âlimlerinin bu keşfi pek yakından ve çok
alâka ile takip etmiş olmaları, coğrafya ilminde ve harita tersiminde fevkalâde
bir iktidar göstermeleri [8], o zaman Türklerinin Avrupa medenî hareketleri
içinde bulunduklarını ispat etmektedir. Piri Reis'in yukarda zikrettiğimiz
"Bahriye" adlı kitabı da bu hususun başka bir delilidir; çünkü
"Bahriye" o zamanlar Akdeniz'e dair yazılan eselerin en
mükemmellerindendir.
Piri Reis
haritasındaki haşiyelerin bazıları pek kolay okunamamaktadır. Haritayı mütalea
edenlere kolaylık olmak için Cemiyetimiz azasından, eski ve bozuk yazıları
okumakta mümaresesi olan Bay Hasan Fehmi'den o yazıların tetkikı rica
edilmişti. Bay Hasan Fehmi çoğunu okumağa mavaffak oldu; okuyamadıklarını da
ayrıca işaret etti.
Haritanın garbı şimalî kenarından
başlanarak cenuba doğru inilmek, sonra çepçevre ve merkeze doğru helezonî
dolaşılmak üzere yazılar numaralanmıştır. Numara sırasile haşiyeler aşağıya
naklolunmuştur.
I - . . . . . . (Okunamıyor).
II - Bu diyarlar imaretliktir. Cümle halkı
üryan yürürler.
III - Bu diyara Antilya vilâyeti derler.
Gün batısı canibidir. Dört cins tuti olur imiş, ak, kızıl, yeşil, kara. Halkı tuti
etini yerler ve taçları cümle tuti yünündendir. Bunda bir taş olur, siyah
mehenk taşına benzer, halkı nacak yerine anı kullanırlar imiş. Gayet te berk
taş olduğunu . . . . . . ; biz ol taşı gördük.
(Not - Piri
Reis Bahriyesinde der ki: "Akdeniz'de elde ettiğimiz düşman kemilerinde
hem bu tuti yününden olan külâhlardan bir tanesini ve mehenk taşına benziyen
taşı bulmuştuk.)
IV -
(İşbu
haritayı Kemal Reisin biraderzadesi unvanile müştehir Piri ibni Hacı Mehmet 919
senesi muharreminde [ yani 1513 senesi 9 Mart ile 7 Nisan arasında ] Geliboluda
tahrir eylemiştir.
V - Bu fasıl işbu kenarların vedahi
cezairin nice bulunduğunu beyan eder.
halkı
gelir, bunlara ok vurur, komazlar ki dışarı çıkıp haber soralar. Erkeği ve
dişisi el okun atarlarmış. Ol okun demreni balık süğüğünden; ve cümlesi üryan
yürürlermiş ve hem gayet... Görürler kim ol adaya çıkarmazlar, adanın öte
yüzüne geçmişler, bir sandal görürler; bunları görücek sandal kaçıp karaya
dökülürler. Bunlar sandalı almağa varırlar, görürler ki içinde adam eti var.
Meğer bunlar bu tayfa imiş ki adadan adaya çıkıp adam şikâr edip yerler imiş.
Mezbur Kolonbo bir ada dahi görüp ana varırlar, görürler kim ol adada ulu
yılanlar var. Ol yere çıkmadan hazer edip bir gayri adaya dahi varırlar. Demir
korlar, on yedi gün onda yatarlar. Bu adanın halkı görürler ki kendilere bu
gemiden ziyan yok, varırlar, balık avlayıp filikasile bunlara getirirler.
Bunlar da hoş görüp anlara sırça boncuk verirler. Meğer kim sırça boncuk ol
diyarda muteber idiyin kitapta bulmuş imiş. Anlar boncuğu görüp dahi ziyade
balık getirirler. Bunlar daim anlara sırça boncuk verirler. Bir gün bir avretin
kolunda altın görürler, altın alıp boncuk verirler. Bunlar eydür: varın, dahi
altın getirin, size dahi ziyade boncuk verelim, derler. Anlar varıp dahi vafir
altın getirirler. Meğer bunların dağlarında altın madeni varmış. Bir gün dahi
birinin elinde inci görürler. İnciyi alıp boncuk verirler. Bunlar görürler ki
boncuk verirler dahi vafir inci getirirler. İnci bu adanın kenarında bir iki
kulaç yerde bulunurmuş ve dahi ol diyardan vafir bakkam ağacını yükledip mezbur
halktan ikisini alıp ol yıl içinde İspanya Beyine getirirler. Amma mezbur
Kolonbo ol kişilerin dilin bilmeyip işaretle alışveriş ederlermiş. Ve bu
seferden sora İspanya Beyi papaz ve arpa gönderip ekin biçim öğredip kendi
tarikıne koymuş; bunların bir veçle mezhepleri yoğmuş, hayvan gibi üryan
yürüyüp anda yatarlarmış. Şimdi ol diyarlar tamam açılıp meşhur olmuştur. Bu
isimler ki mezbur cezairde ve kenarlarda kim vardır, Kolonbo komuştur ki anınla
malûm oluna. Ve hem Kolonbo ulu müneccim imiş. Mezbur hartide olan bu kenarlar
ve cezireler kim vardır, Kolonbonun hartisinden yazılmıştır.
VI - Bu fasıl işbu hartinin ne tarikle
telif olduğunu beyan eder.
İşbu harti
misalinde harti asır içinde kimesnede yoktur. Bu fakirin elinde telif olup
şimdi bünyat oldu. Hususan yirmi miktar hartiler ve Yappamondolardan - yani
İskenderi Zülkarneyn zamanında telif olmuş hartidir ki rubu meskûn anın içinde
malûmdur; Arap tayfası ol hartiya Caferiye derler anın gibi sekiz Caferiyeden
ve bir Arabî Hint hartisinden ve dört Portukalın şimdi telif olmuş
hartilerinden kim Sint ve Hint ve Çin diyarları hendese tariki üzerine ol
hartilerin içinde mesturdur, ve bir dahi Kolonbonun garp tarafında yazdığı
hartiden bir kıyas üzerine istihraç edip bu şekil hâsıl oldu; şöyle ki bu
diyarın hartisi bahriler içinde nice sahih ve muteber ise, mezbur harti de dahi
yedi derya ile sahih ve muteberdir.
VII - Portukal kâfiri rivayet eder kim bu
yerde gece ve gündüz kısalıcak iki saat olur, uzayıcak yirmi iki saat olur.
Amma gündüzü gayet ıssı olup ve gecede gayet çiy düşer derler.
VIII - Portukal gemisi Hint vilâyetine
giderken muhalif rüzgâra duş gelir kenardan; bunu rüzgâr kenardan . . . . . . .
ken fırtınayile kıble canibine gittikten sora karşılarında bir kenar görürler,
anın üzerine yürürler... görmüşler ki hûp demir yerlerdir. Demir korlar,
sandalla kenara çıkarlar, görürler kim adamlar yürür, herbirisi üryan; ve lâkin
el okun atarlar, demrenleri balık süğüğünden. Bunlar anda sekiz gün yatarlar, o
halkla satı pazar ederler işareyile. Bu diyarları ol barça görüp yazmıştır
ki....çekip durur. Mezbur barça Hinde gitmeyip döner, Portukala varıp haber
verir.... Bu kenarları tafsilile yazarlar; anlar bulmuş (?) oldu.
IX - Ve bu diyarda ak kıllı ve bu şekilli
canavar ve dahi altı boynuzlu kâvlar olurmuş; Portukal kâfiri hartilerinde
yazmışlar....
X - Bu diyarda imaretlik yoktur, cümle
haraptır ve ulu yılanlar olurmuş ; ol sebepten Portukal kâfiri bu kenarlara
çıkmazlar imiş; ve hem gayet ıssılar olur imiş
XI - Ve bu
dört pare gemi Portukal gemisidir. Hem şekli yazılmıştır. Mağrip diyarından
Habeş burnuna geçerler kim Hinde gideler. Şuluk üzerine yürürler. Bu körfezi
arkırı geçmeğe dört bin iki yüz mildir.
XIi - . . . . . . bu kenarda bir kale
. . . . . olur zira
. . . . . iklimde altın
. . . . . halat iledüp
. . . . . nde ölçerler imiş
(Not - Bu
beş satırın beherinin yarı yerlerinden eksik olması haritanın kesildiğine en
sarih delildir.)
XIII - Ve bir Cineviz kükesi Flandırdan
gelirken fırtına bulup önüne katar; zarurî giderken bu adaların üzerine çıka
varır, ve bu adalar bundan menkuldür.
XIV - Rivayet ederler kim zamanı evvelde
Sanvolrandan ( Santo Brandan ) derler bir papaz yedi deryayı gezmiş derler.
Mezbur bu baluğun üzerine uğramış kuru yer sanıp baluk üzerine ot yakmışlar;
baluğun sırtı kızıcak denize dalmış, bunlar sandala koyulmuşlar, gemiye kaçmışlar.
Bu ahval Portukal kâfirinden zikrolunmaz. Kadîm Pappa Mondalardan mankuldür.
XV - Bu hurda adalara Undizivercine deyu
ad koymuşlardır, yani on bir bikr demek olur.
XVI - Ve bu adaya Antilya adası derler.
Canavar ve tuti ve bakkam gayet çoktur, veli imaret değildir.
XVII - Bu kenarları bu barça fırtına ile
gelip düştükde . . . . . . . . . . Adına Nikola di Cuvan derler. Hartisine
yazmış ki bu ırmaklar kim görünür ekseri hep altın toprağıdır. Suyu kaçtıktan
sonra kum içinden altın toprağını vafir devşirlermiş ; hartisinde ...
XVIII - Portukalın fırtına bulup bu diyara
gelen barçası budur. Tafsili kenarda yazılmıştır. (Not - Bahsedilen tafsilât
VIII numaradadır.)
XIX - Portukalkâfiri burdan gün batısı
canibine geçmez. O canip hep İspanyanındır.Bunlar kavil etmiştir ki iki bin mil
Septe Boğazının günbatısı tarafında sınır etmişlerdir. Portukal ol canibe
geçmez, amma Hint canibi ve cenup canibi hep Portukalındır.
XX - Ve bu karaveleyi fırtına bulup geldi,
bu adaya düştü; ismine Nikola Cuvan derler. Ve bu adada vafir birer boynuzlu
kâv çoktur. Ol sebepten bu cezirenin İzle (de) vaka derler, yani sığır adası
demek olur.
XXI - Bu Karavelenin reisine Mesir Anton
Cineviz derler, amma Portukalda büyümüştür. Bir ün mezbur karavelesile fırtına
bulup gelmiş, bu cezirelere düşmüş ; vafir zencebil bulup bu adaları ol yazdı.
XXII - Bu denize Bahri Mağrıp derler, amma
Efrenç tayfası Mar de İspanya derlerdi, yani İspanya Denizi demek olur.
Şimdidek bu isimlerle meşhurdu. Amma Kolonbo ki bu deryayı açmıştır ve bu
cezairi ol malûmetmiştir, dahi Portukal kâfiri ki Hint diyarın açtılar, bu
cümle birbirile ittifak ettiler kim işbu deryaya yeni isim vereler. Bu deryanın
adını Ovosano (Oseano) kodular, yani Sağ yumurta demek olur. Bundan evvel
fikirleri bu imiş ki bu deryanın haddü payanı olmaya, ötesi zulemat ola-Şimdi
gördüler kim bunca kenar denizi kuşadıp durur; bu derya bir göl gibi olduğu
için Sağ yumurta deyu ad verdiler. Sah.
XXIII - Bu yerde bir boynuzlu kâv olur ve
hem bu şekilli canavarlar olur.
XXIV - Bu canavarın yedi karış boyu
vardır., gözünün aralığı bir kariştır; amma selimi nefs imiş.[9]
Türklerin
XVI ıncı asırda ilme hizmetlerinin kat'î bir vesikası olan bu haritanın
basılmasını emir buyuran Hami Başkanımız Uluğ Kamâl Atatürk'e Türk Tarihi
araştırma kurumunun sonsuz şükran ve minnettarlık hislerini arzederek, bu
mukaddemeyi bitiriyorum.
Türk Tarihi
Araştırma Kurumu
Başkanı
Yusuf
Akçura
[1] Burada
Piri Reis haritası hakkında yazdıklarım, yalnız şahsî tetkiklerimin neticesi
değildir; T. T. T. Cemiyeti İkinci Reisi ve Millî Müzeler sabık Müdürü Bay
Halil Ethem ve T. T. T. Cemiyeti Umumî Kâtibi ve sabık Maarif Vekili Dr. Reşit
Galip ile İstanbul Üniversitesi Profesörlerinden M. Fuat Köprülü, Maarif
Vekâleti Kütüphaneler Müdürü Bay Hasan Fehmi ve Ankara Etnografya Müzesi Müdürü
Bay Osman Ferit lerin tetkiklerinden ve Almanyada Bonn Üniversitesi
Profesörlerinden Paul Kahle Cenaplarının Piri Reis haritasına dair neşrettiği
makalelerden istifade edilerek, kaleme alınmıştır. Ziraat doktorlarımızdan Bay
Hikmet de Prof. Kahle'nin bu meseleye ait son eserini Türkçeye tercüme ve Dr.
Wittek Piri Reis haritasının okunmasında ve bu izahnamenin dikkatle tercümesinde
hizmet ederek büyük yardımda bulundular. "Son Posta" gazetesi
muharrirlerinden İbrahim Hakkı Bey, gazetesinde Piri Reis haritasına dair geniş
muhite ilk malûmatı vererek, harita üzerine herkesin dikkat nazarını
celbetmiştir. Bu kere de harita haşiyelerinin doğru okunmasında cemiyetimize
yardım etti.
[2]
Profesör Kahle'nin bu eseri Walter de Gruyter u.Co., Berlin und Leipzig,
tarfından tabı ve neşrolunmuştur.
[3] Piri
Reis, "Bahriye" sini mevzuubahsimiz olan haritasından sekiz sene
sonra müsvedde olarak Geliboluda hazırlamış, yedi sene sonra ıslah ve tebyiz
ederek İstanbulda Kanunî Süleymana takdim eylemiştir. Bu yazma eserin müteaddit
nüshaları İstanbul kütüphanelerinde ve bazı Avrupa kütüphanelerinde mevcuttur:
İstanbul kütüphanelerinden Ayasofya, Topkapı Sarayı, Nuru Osmaniye,
Süleymaniye, Tersane, Üniversite, Köprülüzade Fazıl Ahmet Paşa, Ali Emirî
Efendi kütüphanelerinde muhtasar veya mufassal bir, iki, hatta bazılarında üç
nüsha vardır.
Avrupa kütüphanelerinden Dresden
kütüphanesinde, Bolonya Üniversite kütüphanesinde ve Parisin Millî
kütüphanesinde de nüshaları bulunduğu malûmumuzdur. İstanbul kütüphanelerinde
bulunabilen mufassal nüshaların en eskiden yazıldığı tahmin olunan ve en
mükemmel ve kıymetlisi olan Ayasofya kütüphanesinde 2612 numara ile mukayyet
nüshadan faksimile edilerek basılan "Bahriye" kitabı pek yakında
intişar edecektir.
[4] Piri
Reis, "Bahriye" sinin mukaddemesinde haritalara dair izahat verirken
kendi haritası hakkında aynen şu satırları yazar:
"Bu
fakir dahi mukaddema bir harti bünyat edip şimdiden olan hartilerden ez'afı
muzaaf ziyade türlü tasarruflar gösterip Hint ve Çin bahriyelerinin taze çıkan
hartileri ki Diyarı Rum'da kimesne anı bu zamandan malûm edinmemiştir, anları
da bile kaydedip merhum ve mağfur Sultan Selim Han Hazretlerinin babı
saadetmaabına nefsi Mısırda verilüp makbul olmuş idi."
[5] Bu
kelimelerin altı bizim tarafımızdan çizilmiştir.
[6] Muahhar
müsteşriklerin haklı olarak söyledikleri veçhile Arap medeniyeti demek
yanlıştır; İslâm medeniyeti demek lâzımdır; çünkü bu medeniyeti vücuda
getirenler, Arap lisanı kullanmakla beraber, hepsi Arap değildi; içlerinde
Araplardan ziyade Pers ve Türk vardı.
[7] P.
Kahle, "Die verschollene Columbus - Karte von 1498" , Einleitung, S,
9 - 10.
[8]
"Bu harita Akdeniz üzerine mühim bir eserini bildiğimiz ve eserinin
içindeki malûmat ve haritalara göre cok şayanı itimat olan fevkalâde muktedir
bir Türk coğrafyacısı tarfından çizilmiştir. Mahallerinde yapılan en ince
tetkikat göstermiştir ki bu eserin içindeki malûmat hakikate tamamen tevafuk
etmektedir." P. Kahle, "Die verschollene Columbus- Karte von
1498", Einleitung, S.9.
[9]XXIII ve
XXIV numaralı haşiyeler "Cihan Haritacılık Tarihi" adlı mühim bir
eser yazan ( bu eser henüz tabı ve neşrolunmamıştır) Erkânı Harbiye Harita Umum
Müdür Muavini Kurmay Albay H. Abdurrahmanın bu eserindeki okuyuşundan iktibas
olunmuştur.