At kuyruğu bağlamak Türk
Tarihinde ; Vatan , millet , aile , ar ve namus uğruna şehit olmaya hazır
olduğunu simgelemiştir.
Savaşa girmeden önce , at kuyruğu
bağlamak , eski bir Türk adetidir. At kuyruğu kesmek ya da bağlamak yüzyıllarca
yıl boyunca Türk Toplumları arasında farklı anlamlarda v farklı şekillerde
yaşamıştır. Mitolojik,dini ve sembolik anlamları Türk Sanatının bütün
devirlerinde de karşımıza çıkmaktadır.
Çetin savaşlara katılmak üzere
hazırlanan savaşçılar atlarının kuyruklarını kesip tuğ yapmışlar. Ve
kendilerinin fedai olduklarını ilan etmişlerdir. Savaşta ölürlerse de kesilmiş
olan atının kuyruğu mezarına dikilirdi. Bu gelenek zafer için Tanrı'ya verilen
at kurbanlarının bir tür devamıdır. Daha sonra atın kuyruğunu düğümleme
şeklinde devam etmiştir. Selçuklu ve Osmanlılarca da kullanılmıştır.
İlk Anlamıyla At Kuyruğu Bağlamak
At kuyruğu bağlamanın amacı çok uzun
olan kuyruk kıllarının savaş esnasında atın ayaklarına dolanmasını önlemekti.
Türk savaşçıları , çarpışmaya girmeden önce atlarının kuyruklarını ipek ile
örüp bağlamaktadırlar. (1) Buna ''Kuyruk Tüğmek''(düğümlemek) veya ''at
çermetmek'' denilmekteydi. (2)
Sultan Alp Arslan ve Pazırık
Kurganı
At kuyruğu bağlamak aynı zamanda
kahramanlık ve yiğitlik alameti sayılmaktaydı. Tarihi kayıtlara göre Sultan Alp
Arslan , Malazgirt Savaşına girmeden önce atının kuyruğunu bizzat kendisi
bağlamıştır. Bütün askerlerinden de aynı şeyi yapmasını istemiştir. (3) Büyük
Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey'e yapılan yas töreninde törene katılanların
atlarının kuyrukları kesiktir.
Türklerde eski yas adetlerinden biride
ölen savaşçının bindiği atın kuyruğunun kesilmesiydi. İskitlere ait Pazırık
Kurganında bulunan at iskeletlerinin kuyruklarının kesik olması , bu adetin çok
eskilere dayandığının göstermektedir.
Atların Kuyruğu Neden Kesilmiştir?
Atların Kuyruğu Neden
Bağlanmıştır?
Eski Türklerde hayat içerisinde
at kuyruğu kesme veya halk arasındaki adıyla dullama'nın (tullama) ortaya
çıkışı şu şekilde açıklayabiliriz. Eski Türklerde alp ve askerlerin en
yakınlarından biri olan atlar onlara eşleri kadar yakındı. Savaşta hayatını
kaybeden askerlerin atlarına dul kaldı gözüyle bakılırdı. Askerlerin
mezarlarına atlar kuyruğu kesilerek gömülür ve bu işleme de dullamak denirdi.
Sahibi ölmüş olan atın yas alameti
olarak kuyruğunu kesmek , yasa girmek olarak kabul edilirdi. (4) Bugün hala
Kırgızca'da ''Tullamak'' kelimesi yas ve matem tutmak manasına gelmektedir.
Kırgız,Yakut ve Kazak lehçelerinde ''Dullamak''
sırasıyla Tuldamak,Tuluyah ve tullamak şeklinde telaffuz edilmiştir.
Bu askeri geleneği tarih boyunca
sadece Türklerde görmekteyiz. Kaşgarlı Mahmut'un Divan'ında at kuyruğu kesme ve
bağlama geleneği ile ilgili bilgiler bulmaktayız. Divandaki ''Alp eratın
çermetti, yiğit adam atının kuyruğunu öldürdü'' cümlesi yiğitlik
göstergesidir.(5) Yine Divan'da dedelerimizin savaşa çıkmadan önce atlarının
kuyruklarını bağladıkları şu şiir parçasıyla ispatlanabilir. '' At kuyruğunu
bağladık , tanrıya da çağladık , üzengi yakladık , aldayıp güya çekindik'' (6)
Destanlarımızda At Kuyruğu Bağlamak
Özbek destanlarında kahramanlarının
atının kuyruğunu bağladığından söz edilmektedir. Örneğin ; ''Melle
Sevdagar''(Sarışın Tüccar) adlı Özbek halk destanında : '' İşte o zaman Avazhan
külahını giymiş , atının kuyruğunu bağlamış, üzengiye ayağını basarak, türkü
söylemeye başlıyordu'' denilmektedir. ''Alpamış'' destanının Said Murat
Panahoğlu varyantında ''Atını koşturan atının yelesini ve kuyruğunu örer''
denilmektedir.(7)
Savaş Alameti : At Kuyruğu
Bağlamak
Değerli bilim insanı Bahaaddin Öğel'in
şu fikirlerini dile getirmektedir. '' At kuyruğu eski Türk inanç ve adetlerinde
farklı şekillerde önemli yer tutmuştur. At savaşçısının ikinci nikahlısı
sayılmıştır. Savaşa çıkan askerler atlarının kuyruklarını keser ve
mızraklarının ucuna bağlardı.'' Kuyruğu kesilen at da dul sayılmıştır.
Pazırık Kurganında bulunan ve dünyanın
en eski halısı olarak kabul edilen Pazırık halısında birbirini takip eden
atlılar göze çarpmaktadır. Süvarilerin bindiği atlarının tümünde kuyruklar
ortadan bağlıdır.(8) Eski Türk
hakanlarının atlarının kuyruklarını ortadan bağladıklarını söylemiştik.
Yas Alameti : At Kuyruğu Bağlamak
At kuyruğunun bağlanmasının savaş
alameti olduğunu söylemiştik. Alpler savaşa girmeden önce atın kuyruğunu
düğümlemişlerdir. Alp eğer savaşta ölürse kuyruk bağlı olduğu yerden kesilirdi.
Bu işleme de Türkler ''dullamak'' demiştir. Böyle söylenmesinin sebebi ise atın
dul kalmasıdır. Anadolu da eski bir gelenek vardır. eşi ölen kadınlar saçlarını
kesmektedir. Saç kesmek Türklerin yas adetidir. Biz Türkler rüyamızda saçımızın
kesilmesini görürsek bunu ölüme yorumlarız. At kuyruğunu düğümlemek ve kesmek
gelenek,kültür ve mitolojimizi bu denli etkilemiştir.(Nuray Bilgili)
Tarih kitaplarında Fatih Sultan
Mehmet'in atının kuyruğunun bağlı olduğu göze çarpmaktadır. At kuyruğu bağlamak
ayrı bir kültür de oluşturmuştur. Osmanlı padişahları savaşa gitmek için yola
çıkmadan önce atlarının kuyruklarını geleneklere uygun olarak bağlamışlardır.(Yrd.Doç.Dr.Haldun
Eroğlu)
At Neden Dul Kalırdı?
Kazaklar at kuyruğu kesme geleneğine atı
dul bırakmak manasına gelen ''tulday'' ifadesini vermiştir. Tullanan atlara
kimse binemezdi. Atın kuyruğunu kesmek ölümü çağırmak ve ölüme davet manasına
geldiği için Kazaklar arasında sebepsiz yere atın kuyruğunu kesmek şiddetle
yasaklanmış ve bunu yapanlara ağır cezalar verilmiştir.(9). Kırgızlarda ölünün
hayatta iken bindiği atın kuyruğunu kesip , mezarının üstüne diktikleri sırığa
bağlarlardı.
Oğuzlar İslamiyetin kabulünden sonra
dahi bu geleneklerine devam etmişlerdir. Dede Korkut Hikayelerinde Bamsı Beyrek
dayısı aruz tarafından ağır şekilde yaralanınca arkadaşları ile beyine şu
haberi göndermiştir ; ''Yiğitlerim yerinizden kalkın . Akboz atımın kuyruğunu
kesin. Kazan'ın divanına koşup varın. Ak çıkarıp kara giyin , Bamsı Beyrek öldü
deyin'' cümlelerinde bunu açıkça görmekteyiz.(10) Harezmşahlar döneminde
yazılmış Türkçe sözlüklerde ''Tügdi atnın kuyrugın'' (Atının kuyruğunu bağlamak)
şeklinde deyimlere rastlanır.
Osmanlı'da At Kuyruğunı Kesmek/Bağlamak
Bu gelenek Osmanlı zamanında da devam
etmiştir. Fatih Sultan Mehmet'in padişahlığı sırasında babası 2.Murat'ın ölümü
üzerine törene katılanlar atlarının kuyruğunu kesmişler , eyerlerini ters
çevirdikleri gibi , yaylarını kırıp tabutun üzerine koymuşlardır. Yavuz Sultan Selim'in yeğeni Süleyman
Bey 1513 yılında Mısır'da vefat etmiş ve
cenaze töreninde tabutunun önüne kuyrukları kesilmiş , eyerleri ters çevrili
olan atlar götürülmüş , kırılmış olan yayları ve sarığı da tabutun üzerine
konmuştur. (11)
Bu yas geleneği sadece ölüm üzerine
değil savaş öncesi hazırlıklarda da yapılmıştır. Mesela ''Tul at''(dul at)
kelimesi Çağatayca'da ''savaşta binmek için hazırlanan at '' anlamını ifade
eder. Savaşa fedai olarak katılan askerler atlarının kuyruklarını
bağlamışlardır.
Kaşgarlı Bey'in Divan'ından Seçmeler
Kaşgarlı Mahmut Divan'ında atın
kuğrunun kesilme/bağlanma alışkanlığı ile ilgili şu dizelerde de dile
getirilmiştir.
Kudruk
katı tüğdümüz--- Kuyruğu sıkıca düğümledik
Tenriğ
öküş öğdümüz---- Ulu tanrıya övdük
Kemşip
atı teğdimiz------ Dizginleri çektik
Aldap
yana kaçtımız----- Dörtnala gidermiş
gibi yaptık.
Yine Kaşgari dizelerinde süvari
atlarının ve savaşçıların örtündüğü beçkem adı verilen yak öküzü kuyruğu ya da
ipekten oluşan bir çeşit örtüden de bahsetmektedir.
Beçkem
urup atlaka--- Atları beçkemleyip
Uygurdaki
tatlaka----- Uygur topraklarındaki
barbarlara
Oğri
, yavuz itlaka---- Hırsız vahşi itlere
Kuşlar
gibi uçtimiz.-- Kuşlar gibi uçarak
saldırdık.
.