BİLİYOR MUSUNUZ?

YÜREĞİN SESİ KIBRIS - Prof. Dr. Ulvi KESER
06 Aralık 2013  
“ Prof. Dr. Ulvi KESER Yazdı... „ 

Türkiye’nin en güneydeki ucu Anamur’un Kıbrıs adasına en yakın
yerleşim merkezi olduğunu,

Birinci Dünya Savaşı sırasında Çanakkale Cephesi’nde esir alınan Türk savaş esirlerinin Kıbrıs’ta Karakol Esir Kampı’na getirildiklerini ve bu kamptan kaçmayı başarabilen esirlerin kayıklarla Anamur’a geldiğini,


1916 yılında Kıbrıs’ta Fransa tarafından kurulan ve dünyanın dört bir tarafından kandırılarak, tehdit edilerek veya maaşa bağlanarak getirilen Ermenilerin Legion d’Orient, yani Ermeni Doğu lejyonu adıyla burada eğitimde bulundukları ve Mondros Mütarekesi sonrasında Çukurova’da katliamlara giriştiklerini, bu Ermeni kampıyla ilgili istihbarat çalışmalarının Anamur’dan yönlendirildiğini,

1919 yılında yüzyılın yetiştirdiği en büyük dahi Mustafa Kemal Atatürk’ün yaktığı hürriyet meşalesine destek vermek için Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı merhum Dr. Fazıl Küçük’ün babası tarafından gönderilen katır ve eşeklerin Anamur’da karaya çıkartıldığını,

Birinci Dünya Savaşı sürecinden başlayarak Milli Mücadele’nin sonuna kadar Anadolu’ya yardım ve destek faaliyetlerini sürdüren Kıbrıs Türklerinin gönderdiği maddi yardım, ilaç ve kinin yanında bazı askeri malzemenin de Anamur vasıtasıyla Anadolu’ya dağıtıldığını,

O dönem Kıbrıs Türk toplumunun en önemli liderlerinden olan ve Çanakkale savaş esirlerinin kurtarılması, Ermeni Doğu Lejyonu’nun kundaklanması gibi pek çok faaliyeti örgütleyen Dr. Esat Bey ve eşinin Milli Mücadele’ye katılmak üzere Anamur’a geldiklerini,

Kıbrıs’ta eski bir Yunan subayı olan Georges Grivas komutasında tedhiş ve terör örgütü EOKA faaliyete geçtiğinde Türk Mukavemet Teşkilatı’na destek olmak üzere kendi inisiyatiflerini kullanarak ve balıkçı sandallarıyla ilk defa Antalya-Mersin il sınırındaki Kaledran bölgesine gelen, daha sonra Anamur’a getirilen ve eski hükümet konağıyla Göktaş Oteli’nde misafir (!) edildikten sonra Adana’ya sevk edilen Kıbrıs Türk milli mücadele tarihinin ilk ve unutulmaz kahramanları Bereketçi Vehbi Mahmutoğlu, Celal Mahmutoğlu, Asaf Elmaz ve Celal Yılmaz’ın 1974 yılına kadar daha pek çok defa Anamur’a geldiklerini ve Yoğunduvar bölgesinde kendilerine teslim edilen silahları Kıbrıs’ta can, mal ve namus derdine düşmüş insanlara götürdüklerini,

1958 yılından itibaren dönemin Başbakanı Adnan Menderes ve Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’nun devreye girmesiyle profesyonel bir yapıya kavuşan Türk Mukavemet teşkilatı için ilk silahların Anamur’dan ve Karadeniz’in kahraman evlatları merhum Ahmet Oğuz Kotoğlu ile Reşat Yavuz Kaptan vasıtasıyla ve bir tekneyle götürüldüğünü,

Bu teknenin Kıbrıs Türk mücadele tarihinin ilk deniz şehidi olan Asaf Elmaz’a istinaden daha sonra Elmas olarak adlandırıldığını ve defalarca Anamur iskelesine demir attığını,

Aynı dönemde Anamur Jandarma Bölge Komutanı olarak görev yapan Yzb. Mehmet Kızılsu’nun dünya rekortmeni atıcımız Dr. Alp Kızılsu’nun babası olduğunu,

Anamur’dan Akdeniz ve İngiliz donanması, İngiliz deniz devriyesi, sahil güvenlik botları ve radar uçakları aşılarak Kıbrıs’a yapılacak silah naklinde kılavuzluk yapmak üzere Kıbrıs’tan gelen ve bu denizi avucunun içi gibi bilen merhum Kemal Sahilboylu (Abdullah)’nun Anamurluların meraklı bakışlarından kurtulmak için o dönemde 2-3 yaşlarında olan Dr. Alp Kızılsu’nun dayısı rolünü oynadığını

Kıbrıs Türklerinin sesini bütün dünyaya duyurmak amacıyla 23 Aralık 1963 günü devreye giren Bayrak Radyosu’nun ardından Kıbrıs’ta Canbulat, Gazi Baf, Lefke Radyosu yanında bir başka radyo istasyonunun da Anamur’da devreye girdiğini, Mücahidin Sesi adlı bu radyo istasyonuna Anamurluların Anamur’un sesi demeyi tercih ettiklerini,

1964 yılından itibaren faaliyette bulunan bu radyo istasyonunda Kıbrıs’tan görevlendirilen Kıbrıs Türklerinin görev yaptıklarını ve aralarında Saffet Soykal, Tegi Münir, Hüseyin Hes, Hasan Fehmi gibi Anamur insanıyla kaynaşıveren insanların da görev yaptığını,

1964 yılından itibaren Rumların Erenköy bölgesindeki 9 Türk köyünü kuşatması üzerine İngiltere ve Türkiye’de okuyan Kıbrıslı Türk öğrencilerin gizlice bulundukları yerleri terk ederek Anamur’a geldiklerini ve bulabildikleri balıkçı sandallarıyla Erenköy’e çıkarak burada 3 yıl boyunca Rum Milli Muhafız Ordusu, EOKA, Yunan Alayı da dâhil olmak üzere binlerce silahlı zorbaya karşı savaştıklarını,

1964 yılından başlayarak Anamur’dan Erenköy’e götürülen üniversiteli Kıbrıslı Türk grupların 31 Mart 1964 gecesi 23, 1 Nisan 1964 gecesi 41, 14 Nisan 1964 gecesi 39, 29 Nisan 1964 gecesi 65, 23 Mayıs 1964 gecesi 81, 27 Haziran 1964 gecesi 72, 28 Haziran 1964 gecesi 77, 30 Haziran 1964 gecesi 40, 1 Ağustos 1964 gecesi 62, 9 Ağustos 1964 gecesi 41, ayrıca 11. ve son grup olarak Anamur’dan Erenköy’e çıkan grup ise Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu personel de dâhil olmak üzere toplam 22 kişi olduğunu,

1964-1967 döneminde aynı yolu devletin de izlediğini ve Erenköy bölgesindeki üniversiteli gençleri askeri nizama sokmak üzere başta TMT’nin unutulmaz komutanı Bozkurt kod adlı Bayraktar Albay Ali Rıza Vuruşkan olmak üzere subay kadrosunu gizlice Anamur’dan Kıbrıs’a yolladığını,

Aynı grupta bulunan diğer bir kişinin ise Rauf Raif Denktaş olduğunu, Kıbrıs olaylarını devlet adına yakından takip eden gazeteci Ömer Sami Coşar’ın da bu grupla beraber adaya çıkanlar arasında bulunduğunu, o dönemde Üsteğmen olan (Emekli Tümgeneral) Ali Fikret Atun’un ise adaya Cenk/Kardeş kod ismiyle 7. grupta ve 28 Haziran 1964 gecesi ayak bastığını,

1964 sonrasında Kıbrıs’a çıkmasına müsaade edilmeyen Rauf Denktaş, eşi ve çocuklarının bir müddet Anamur’da ve bu radyo istasyonunda kaldığını,

Söz konusu bu radyo istasyonunun 1974 sonrasında önce TRT Çukurova Radyosu’na, 12 Eylül 1980 sonrasında da Hava Kuvvetleri Komutanlığına verildiğini ve bu arazinin kamp yapıldığını, buradaki malzemelerin ise ziyan olduğunu,

1963 sonrası dönemde başta Anamurlu Arap Faruk ve Arap Fahri olmak üzere pek çok balıkçının da Kıbrıs Türk mücadelesine gönülden destek verdiklerini, halen Anamur’un İskele (Yalı ) Mahallesi mevkiindeki birkaç kerpiç evin bu maksatla karargah ve depo olarak kullanıldığını, 

20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında bütün hava operasyonlarının Anamur’da bulunan Hava Radar Mevzi Komutanlığı vasıtasıyla koordine edildiğini, bu istasyonun aynı zamanda Deniz Komutanlığının sevk ve idaresinde de muazzam yararlılıklar gösterdiğini,

20 Temmuz 1974 Barış Harekâtı sırasında yurdun her yerinde olduğu gibi Anamur’da da halkın Askerlik Şubesi’ne akın ettiğini ve askere yazılmak istediğini,

Bu savaş döneminde Anamur sahil şeridinde sıkıyönetim uygulaması yapıldığını, geceleri karartma uygulandığını, arabaların farlarıyla evlerde perdelerin karartıldığını, ateş yakmanın yasak olduğunu ve Beşparmak Dağları’nda patlayan bombalarla ormanlarda çıkan yangınların Anamur’dan da çıplak gözle görülebildiğini biliyor musunuz?