Süleyman
PEKİN
“ Süleyman
PEKİN Yazdı... „
İç
gündemden içi daralanlar için dış politik rehabilitasyon önerilerimizden
biridir Kuloğulları. Son yıllarda iyice yayılan Kuloğlu tabiri; babası Anadolu Türk’ü, annesi Kuzey Afrikalı anlamında. Koloğlu, Kurogli, Kulugul gibi söylenişleri de olan bu kavramı kendisi de bu soyadı taşıyan ve babası Libya’nın ilk Başbakanı (Sadullah Koloğlu) olan Orhan Koloğlu “Türk Korsanları” kitabında bir güzel işlemiş.
biridir Kuloğulları. Son yıllarda iyice yayılan Kuloğlu tabiri; babası Anadolu Türk’ü, annesi Kuzey Afrikalı anlamında. Koloğlu, Kurogli, Kulugul gibi söylenişleri de olan bu kavramı kendisi de bu soyadı taşıyan ve babası Libya’nın ilk Başbakanı (Sadullah Koloğlu) olan Orhan Koloğlu “Türk Korsanları” kitabında bir güzel işlemiş.
Kuloğlu demek
Garp Ocakları demek.. Osmanlı, oraları yönetmek için başta Trablusgarp (Libya)
olmak üzere Tunus ve Cezayir’de daimî olarak 20 bin Anadolu Türk’ünü bürokrat
ve asker olarak istihdam etmiştir. Ve her yıl 5–6 bin civarında - bilhassa da
Ege’den - Anadolu delikanlısıyla takviye etmiştir. Koloğlu kitabında, 3 asırda
1 milyon gencin yöreye nakledildiğini beyan ediyor.
Wikipedya’ya
göre Mısır da dâhil olmak üzere 13 milyon Kuloğlu var. Muhtemelen bu sayı çok
daha yüksek. Yalnızca Libya’nın 6,5 milyonluk nüfusunun % 15 ila % 40 arasında
Türk kökenli olduğu söyleniyor. Bu da 1 ila 2,5 milyon ediyor. Türk işçileri
hariç..
Başta
başkent Trablus, Bingazi, Derne, Sirte, Tobruk gibi tarih kokan şehirlerde
yaşayan Kuloğulları ordu, yüksek bürokrasi ve bilim, sanat dünyasında söz
sahibiler. Kendi içlerinden Karamanlı Hanedanı adında bir hanedan bile
çıkarmışlar. Kaddafi sonrası derhal Türk Bayrağına dönülmesi de bu izlerden...
3,5 asır
Osmanlı idaresinde kalan Tunus’unsa 11 milyonluk nüfusunun % 20 ila % 25 kadarı
Türk. Bu da 2,2 ila 2,7 milyon arası bir rakam yapıyor. Çoğunluğu başkent Tunus
ile Mehdiye gibi kıyı kentlerinde ve Cerbe gibi adalarda yaşıyor. Arapça,
Fransızca, Türkçe biliyorlar ve ordu ile bürokrasiye hâkimler. Ticaret ve
zanaatlarda da varlar.
Sünnî ve Hanefîler..
Bol camileri ve büyük pazarları (Bazaar of the Turks) var. Rumdanlı, Kazdağlı,
Ağa, Bayram, Hamza, Sinan, Slim, Zimerli, Türkî gibi sülaler Tunus’ta çok
etkin. Bir Belhoca Sülalesinden hem siyasetçi hem dinî kâtip hem de feminist
hareket öncüsü çıkmış; bir Mater / Materî Sülalesinden hem fizikçi-siyasetçi,
hem kıdemli asker, hem de işadamları çıkmış. Bir de hanedan çıkarmışlar;
Hüseynîler.
Cezayir’in
nüfusu ise 38 milyon ve bu nüfusun Türk kökenli oranı % 2 ila % 25 arasında
değişiyor: Yüzde 2 diyenler (T.C.) için Türkî nüfus 700-800 bin civarında,
yüzde 5 diyenler (Oxford) için 1,9 milyon civarında, yüzde 6 diyenler (Fransa)
için 2,2 milyon civarında, yüzde 10 diyenler (Zaman) içinse 3,8 milyon
civarında. Sabri Hizmetli’nin “Osmanlı Yönetimi Döneminde Tunus ve Cezayir’in
Eğitim Kültür tarihine Genel Bir Bakış” makalesine göreyse bu oran yüzde 25’e
yani 9,5 milyonluk bir nüfusa tekabül ediyor.
Tunus’taki
gibi Arapça, Fransızca ve Türkçe bilen Cezayir Türkleri de çoğunlukla Kuloğlu
olarak anılardan. Daha çok Cezayir, Konstantin, Mediye, Mostaganem, Oran,
Tlemsen, Biskra, Kasba, Mezegran, Zeytun gibi şehirlerde yaşıyorlar ve Torkî,
Turkî, Osmanî, Stanbulî, Barbaros, Hayreddin, Silahtar, Başterzi, Demirci,
Hazneci, Uluçalı gibi soyadları taşıyorlar.
Askerî ve
idarî elit olarak bilinen bu Türksoylular Cezayir’in kültürel, sanatsal ve
müzikal hayatında da çok etkinler. Börek, lahmacun ve Türk kahvesini
unutmamışlar. Tunus’taki gibi bir hanedan da onlar çıkarmışlar; Muradîler. Bir
de Emir Abdülkadir gibi bir millî kahramanı..